"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Arap kabilelerinin ıraka gelmeleri ve hireye yerleşmeleri

İbn el-Kelbı anlatıyor: “Buht Nassar tarafından Hireye yerleştirilen Araplar, onun ölmesi üzerine Enhar ahalisine katıldılar ve onlarla birlikte yaşamağa başladılar. Bunun bir neticesi olarak Hire uzun müddet boş ve harabe olarak kaldı. Hire ahalisi Enbara gelip yerleştikten sonra bir daha Arap memleketlerinden hiç bir Arap gelip onlara katılmadı. Nihayet Enhar halkına katılarak burada yerleşen ve zamanla sayıları çoğalan Maadd bin Adnanın soyundan gelenler ve onlarla birlikte bulunan diğer Arap kabileleri aralarında çıkan savaşların kendilerini parçalayıp dağıtması üzerine Yemen ile Suriyenin doğu taraflarında münbit ve mamur yerler aramağa çıktılar. Bazı kabileler Bahreyne gelip yerleştiler. Burada ise daha önceden gelip yerleşmiş olan Ezd kabilesinden bir grup bulunmaktaydı. Ayrıca Fehm bin Teym bin Esed bin Vebere bin Kubaanın iki oğlu Malik ve Amr, kavminden bir grup kimse ile Malik bin Züheyr bin Amr bin Fehm ve bütün Kabis boyu ile Haykad bin Hank bin Umeyr bin Kabis bin Maadd bin Adnan da Tihameden buraya geldiler. Bu arada onlara Gatafan bin Amr bin Tamesan bin Avz Menat bin Yakdum bin Efsa bin Dumi bin İyad bin Nezar bin Maadd bin Adnan ile İyad kabilesinden diğer kimseler iltihak ettiler. Neticede Bahreynde toplanan Arap kabileleri burada yerleşmek üzere karara vardılar, birbirlerine yardım etmek ve destek olmak üzere kendi aralarında bir ittifak akdettiler. Nihayet tek bir güç haline gelen bu kabileler, kendilerine yerleşmek manasına gelen Tenuh ismini verdiler. Ayrıca Numare bin Lahmdan bir takım batınlar da buraya gelip yerleştiler. Diğer taraftan Malik bin Zübeyr, Cezime el-Ebraş bin Malik bin Fehm bin Ganim bin Devs bin el-Ezdiyi kendisi ile birlikte burada yerleşmeğe çağırdı ve onu kız kardeşi Lemis ile evlendirdi, bunun üzerine Cezime de gelip buraya yerleşti. Bu kabilelerin bir araya gelip toplanmaları Müluküt-tavaif döneminde olmuştu. Onlara Müluküt-tavaif denmesinin sebebi ise, küçük bir toprak parçası üzerinde bulunmalarından ve bir kaç saray ile belli miktardaki hanelere hükmetmelerinden ileri geliyordu.”

“Daha sonra Bahreynde yerleşen Arap kabilelerinin canları münbit ve mamur Irak topraklarına gitmek istedi, bunun üzerine Mülüküt-tavaifin arasındaki ihtilaftan faydalanmak suretiyle Arap memleketlerinin civarında bulunan Acemleri yenmek veya bu bölgeleri onlarla paylaşmak gibi bir ümide kapıldılar. Nihayet bu kabileler Irak topraklarına gitmeğe karar verdiler. Muhtelif kabilelerden topladığı bir takım kimseler ve kendi kavminden yanına aldığı bir grup insanla birlikte ilk önce Irak toprakları üzerine HaykM bin Hank yürüdü. Burada, Babil topraklarından Musula kadar uzanan ve bu bölgeye hakim olan Ermaniler (İremliler) ile karşılaştılar. Ermaniler ise bu sırada Mülüküt-tavaiften Erduvaniler ile savaşıyorlardı. Erduvaniler Irakın Sevad bölgesindeki Niffer kasabasından Ubulleye kadar uzanan bölgede kalıyorlardı. Nihayet Erduvaniler, Ermanileri memleketlerinden uzaklaştırdılar. İremlerin kalıntıları oldukları için Ermanilere bu isim verilmiştir. Aslında Ermaniler, Sevad bölgesinde yaşayan Nebatlardır. ”

“Daha sonra TeNuh paktından Fehm bin Teymullahın iki oğlu Malik ve Amr oğulları Ermanilerin hükümdarının bulunduğu Enbara geldiler. Numare ve onunla birlikte olanlar da Erduvanilerin hükümdarının bulunduğu Niffere geldiler. Enbar ve Niffere gelen Araplar, Esad Ebü Kerib bin Melikeykerib adındaki Yemen Tubbaı ordusuyla birlikte buralara gelinceye kadar Acemlere boyun eğmediler ve kendi reisIeri tarafından idare edilerek yaşadılar. Nihayet ordusuyla beraber buralara gelen Tubba, askerlerinden zayıfları ve yola devam edemeyecekleri burada bıraktı; kendisi ise ordusuyla beraber yoluna devam etti. Sonra onların yanına geri dönen Tubba, onları burada kendi hallerine bırakıp Yemene döndü. İçlerinde ise her kabileden insanlar vardı. Bu arada TeNuh ismi altında toplanan diğer kabileler Enbardan Hlreye geldiler. Bunlar kerpiçten yapılmış evleri değil, çadır hayatını tercih ettiler. Başlarına Cezime el-Ebraş bin Malik bin Fehm geçti. Bir rivayette Cezime el-bar civarında kalıyordu. Malik ölünce yerine kardeşi Amr bin Fehm bin Ganim bin Devs el-Ezdi hükümdar oldu. Amrın ölümünden sonra hükümdarlığa Cezime el-Ebraş bin Malik bin Fehm geçti. Bir rivayette Cezime el-Ebraşın Demar (doğrusu Vebar) bin Emim bin Levz bin Sam bin Nuhun soyundan olup ilk gelen saf ve halis Araplardan olduğu söylenir. Doğrusunu ise Allah bilir.”