2943. Ebül-Ahvas Adı, Avf b. Malik b. Nadle el-Cüşemidir. Hevazin kabilesindendir. Abdullah, Huzeyfe, Ebu Mesud el-Ensari, Ebu Musa el-Eşari, babası -ki babası sahabeydi- ve Zeyd b. Suhandan rivayette bulunmuştur. Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O da Ali b. el-Akmerden Şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-Ahvasın şöyle dediğini duydum: “Biz üç kardeştik. Onlardan birini Haruriyye öldürdü. İkincisi şöyle şöyle bir günde öldürüldü. Üçüncüsü ise -yani kendisi- Allahın kendisine ne yapacağını bilmiyor.” Ebu Davud, Şubeden rivayet etti; dedi ki: Ebu İshaka, Ebül-Ahvasın nasıl hadis rivayet ettiğini sordum. “Mescitte hadisleri adeta üstümüze Abdullah dedi, Abdullah dedi diyerek dökerdi.” dedi. Bize Affan haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı; dedi ki: asım dedi ki: Biz yirmili yaşlara yakın birer delikanlıyken Abdurrahman es-Sülemiye geldik. Bize şöyle demişti: “Ebül-Ahvas hariç kassaslarla (hikaye anlatanlarla) oturmayın (onları dinlemeyin). Dikkatli olun, Şakik ve Sad b. Ubeyde ile de sakın oturmayın.” Hammad dedi ki: “Ebu Vail ile de” dedi. O Haricilerin görüşünde olan biriydi. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da asımdan rivayet etti; dedi ki: “Ebül-Ahvasın üzerinde yün ve ipekten dokunmuş bir elbise gördüm.” Sika biriydi, rivayet ettiği bazı hadisleri vardır.
2944. er-Rebi b. Huseym er-Rebi b. Huseym es-Sevri. Salebe b. amir b. Milkan b. Sevr b. Abdümenat b. Üd b. Tabiha b. İlyas b. Mudar. Salebeoğullarındandır. Bu silsiledeki Sevr adlı şahsa Sevrü Athal denirdi. Athal, civarında meskun bulunduğu dağın adıydı. er-Rebi b. Huseymin künyesi Ebu Yezid idi. Abdullahtan rivayette bulunmuştur. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Abdülvahid b. Ziyad anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. er-Rebi b. Huseym anlattı; dedi ki: Bana Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Mesud anlattı; dedi ki: er-Rebi b. Huseym, İbn Mesudun, kabul günü olmamasına rağmen, huzuruna kimsenin girmesine müsaadenin olmadığı bir günde onun yanına girdiğinde Abdullah ona, “Ey Ebu Yezid! Eğer Resulallah seni görseydi, şüphesiz seni severdi. Sen bana, ancak alçak gönüllü olanları hatırlatıyorsun.” dedi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş anlattı. O da asımdan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah, er-Rebi b. Huseymi gördüğü zaman “Alçak gönüllüleri müjdele!” derdi. Bize Veki haber verdi. O, Süfyandan, O, Amr b. Mürreden, o da Ebu Ubeydeden şöyle dediğini rivayet etti: İbadetlerinde, Rebi b. Huseymden daha dikkatli ve daha hassas bir kimse görmedim. Bize Veki ve Abdullah b. Nümeyr haber verdiiler; dediler ki: Bize Malik b. Miğvel anlattı. O da eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Rebi b. Huseym oturduğu her mecliste şunları derdi: “Gördüğüm bir şeyde şahitlik yapmam istendiğinde şahitlik yapmamam. Herhangi bir şey taşıyanı görüp de ona yardım etmemem ve bir mazlumu görüp de ona yardımcı olmamam beni rahatsız eder.” Abdullah b. Nümeyr hadisinde dedi ki: er-Rebi, izar (peştamal) ile örtünmesinden beri ne bir mecliste, ne de bir yol kenarında oturdu. Diğer biri dedi ki: Bir önceki rivayete ek olarak “Veya adamın biri, diğer birine iftira atıp da aleyhte şahitlik yapmakla karşı karşıya kaldığım, gözlerimi sakındırmadığım ve yol gösterici olamadığım gibi durumlar da beni rahatsız eder.” Bize Muhammed b. el-Fudayl b. Gazvan haber verdi. O, Ebu Hayyan et-Teymiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseymin asla dünyayla ilgili herhangi bir şeyden bahsettiğini duymadım. Ancak bir gün, “Teym kabilesinin kaç mescidi var?” dedi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O da Fudayl b. Gazvandan şöyle dediğini rivayet etti: Bana Said b. Mesruk anlattı; dedi ki: er-Rebi b. Huseym, Bekir b. Maizin bulunduğu meclise uğradığında ona ancak şöyle derdi: “Ya Bekir b. Maiz! Dilini ancak lehine olup aleyhine olmayan şeylerde kullan. Şüphesiz ben dinim konusunda insanların o kadar da hassas olmadıkları inancındayım.” Bize Muhammed b. el-Fudayl haber verdi. O, Salimden, o Münzirden, o da Rebi b. Huseymden onun şöyle söylediğini rivayet etti: Ey Abdullah! Hayırlı şeyler söyle veya hayırlı işler yap. Salih amel üzere daim ol. Ömrün uzun olmayabilir, kalbin katı olmasın, sakın “İşitmedikleri halde işittik.” diyenler gibi olma. Ey Abdullah, bir hayır işlediğin zaman peşinden yine hemen bir hayır daha işle. Şüphesiz, daha fazlasını yapmış olmayı isteyeceğin bir gün (yani ahiret) sana gelecektir. İstemeden, maksadını aşan bir şeyler yaptığın zaman akabinde yine hemen bir hayır işle. Çünkü O, şöyle buyuruyor: “Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir. Bu öğüt alanlar için bir hatırlatmadır.” Ey Abdullah! Allahın kendi kitabından sana öğrettiği bir ilme karşılık olarak ona hamdet. Sana kapalı kalan bir konuda da onu bilene, işi ehline havale et. Kendini zorlama ve olduğundan başka türlü görünme. Çünkü yine O, şöyle buyuruyor: “Resulüm de ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ben olduğundan başka türlü görünenlerden değilim. Bu Kuran, ancak alemler için bir öğüttür. Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.” Ey Abdullah! Şunu bil ki, hiç şüphesiz uzun müddet gurbette kalıp, dönme vaktinin geldiği ve ailesinin de gelmesini beklediği kişinin geliş anında adının sıkça anılması gibi siz de daha önce benzerini asla tatmadığınız ölümü çokça anın ve hatırlayın. O sırlar var ya o sırlar! İşte insanlardan saklanan o sırlar Allah için ayan beyan ortadadır. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O el-Ameşten, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym, Alkameyi ziyarete gidiyordu. O mahalde bir grup insan vardı. Yol da mescidin içinden geçiyordu. Derken mescide kadınlar girdi. Kadınlar çıkana kadar er-Rebi o tarafa bakmadı. Ona, “Alkamenin yanına gitmene engel olan şey nedir?” diye soruldu. “Onun kapısı zaten çalınmıştı (ziyaretçisi vardı). Ben de onu rahatsız etmeyi uygun görmedim.” dedi. Bize Yahya b. İsa er-Remli haber verdi. O, el-Ameşten, o da Şakikten şöyle dediğini rivayet etti: Abdullahın arkadaşlarından bir grupla er-Rebi b. Huseyme geri dönüyorduk -veya ziyaret ediyorduk-. Bir adama uğradık. Adam, “Nereye gidiyorsunuz?” dedi. “er-Rebie gidiyoruz.” dedik. Adam, “Şüphesiz siz öyle bir adama geldiniz ki, eğer konuşsa, bir şeyler anlatsa size yalan konuşmaz; eğer size söz verse sözünden caymaz ve eğer siz ondan eman dileseniz o size ihanet etmez.” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize İsrail haber verdi. O Said b. Mesruktan, o da Ebu Vailden şöyle dediğini rivayet etti: Biz evinde er-Rebi b. Huseyme geldik. Bir adam, “Şüphesiz siz öyle bir adama geldiniz ki, eğer konuşsa, bir şeyler anlatsa yalan konuşmaz ve eğer siz ondan eman dileseniz size ihanet etmez.” dedi. Ebu Vail dedi ki: Biz onun yanına vardık. er-Rebi şöyle dedi: Eğer zina edersem benimle beraber zina etmeyecek; eğer hırsızlık yaparsam benimle beraber hırsızlık yapmayacak ve eğer içki içersem benimle beraber içki içmeyecek kimseleri bana getiren Allaha hamd olsun. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Mansurdan, o da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam dedi ki: er-Rebi b. Huseymin yirmi seneden beri ancak insanı yücelten ve mertebesini yükselten kelimeler konuştuğunu gördüm. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Nüseyr b. Zuluktan, o da İbrahim et-Teymiden şöyle dediğini rivayet etti: Bana er-Rebi b. Huseym ile yirmi yıl arkadaşlık yapan bir şahıs, ondan ayıplanabilecek herhangi bir kelime duymadığını haber verdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Ebu Kaystan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym ile oturdum. “Hayır işleyin, hayır konuşun! Karşılık olarak da hayır görürsün.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O, babasından, o da er-Rebiden şunu rivayet etti: Ona “Nasıl sabahladın?” diye sorulduğu zaman, “Günahkar acizler olarak sabahladık, erzakımızı yiyor ve ecellerimizi bekliyoruz.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Şube anlattı; dedi ki: Ebu Hayyan, babasından rivayetle er-Rebi b. Huseymin şöyle dediğini anlattı: Şu dokuz husus hariç dünya kelamını, konuşmayı azaltın: Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah, Allahü Ekber, iyiliği emretme, kötülükten nehyetme, Kuran okuma, hayır meselelerini konuşma, şer ve şerirlerden Allaha sığınma. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Avane anlattı; dedi ki: Bize Said b. Mesruk anlattı. O Münzir es-Sevriden, o da er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: Kendisinde bir adam geldiği zaman ona şöyle derdi: “Ey Allahın kulu! Bilgi sahibi olduğun konularda Allaha itaat et. Özel durumu olan meseleleri de bilenine havale et. Şüphesiz ben, bana kasten yalan isnat etmenizden daha çok, benim söylediklerimi yanlış aktarmanızdan korkuyorum. Bugünkü hayrınız hayır değildir. Bazılarınızdan geldiğini sandığınız hayır, aslında daha fazlasıyla bir şerdir. Sizler hayrı gerektiği gibi arzulamıyorsunuz; şerden de gerektiği gibi kaçınmıyorsunuz. Muhammedin üzerine indirilen her şeyi tam manasıyla anlamadınız. Okuduğunuz şeylerin tümünün de ne olduğunu bilmiyorsunuz. O gizli sırlarınız, insanlardan sakladığınız o gizli düşünceleriniz var ya işte onlar, Allah için tamamen apaçık meydandadır. Onların ilaçlarını arayın.” Sonra (Rebi b. Huseym) diyordu: “Nedir onların ilaçları? Tövbe etmen ve sonra da o tövbenden dönmemendir.” Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Kamil Ebül-Ala anlattı. O da Münzir es- Sevriden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseymi duydum şöyle diyordu: Hiç şüphesiz insanlara karşı gizlediğiniz o günahlar yok mu? İşte o günahlar, Allah için tamamen ayan beyan ortadadır. Nedir onların ilacı? Onların ilacı tövbe etmen, sonra da o tövbenden dönmemendir. Bize Muhammed b. es-Salt ve Talk b. Gannam haber verdiler; dediler ki: Bize er-Rebi b. Münzir anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym şöyle dedi: “Kendisiyle Allah rızası istenilmeyen her şey sönüp gitmeye mahkumdur.” Bize Halef b. Temim haber verdi; dedi ki: Bize Said b. Abdullah b. er-Rebi b. Huseym anlattı. O da Nüseyr b. Zuluktan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseyme, “Ya Ebu Yezid! Neden insanları hiç kınamıyorsun?” diye soruldu. er-Rebi, “Allaha andolsun, ben kendi nefsimden razı değilim ki insanları zemmedeyim. Yine şüphesiz insanlar, diğer bazı insanların günahlarını yüklenmek konusunda Allahtan korkarlar; korkarlar da onların günahlarını yüklenmekten kaçınırlar ve ondan emin olurlar.” dedi. Bize Talk b. Gannam en-Nehai haber verdi, dedi ki: Bize er-Rebi b. el-Münzir anlattı. O babasından, o da er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: Şüphesiz hadislerden öyle hadisler vardır ki, onun gün ışığı gibi bir ziyası vardır ve sen onu tanırsın. Yine hadislerden öyle hadisler vardır ki, onun da gece karanlığı gibi bir zulmeti vardır ve sen onu inkar edersin (onu hadis olarak kabul etmezsin, çünkü gerçekten hadis değildir). Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş anlattı. O da asımdan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseyme şöyle denildi: “Keşke bir beyit şiir söyleseydin! Çünkü arkadaşların söylüyorlardı.” “Kişinin konuştuğu hiçbir şey yoktur ki, onu amel defterinde bulmasın. Ben amel defterimde şiir görmek istemiyorum.” dedi. Bize Ali b. Yezid es-Sudai haber verdi. O Abdurrahmandan, o Nüseyr b. Zuluktan, o da er- Rebiden şunu rivayet etti: er-Rebi uzun karanlık gecelerde teheccüde kalkar ve geceyi şu ayeti okuyarak geçirirdi: “Yoksa kötülük işleyenler, ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir tutacağımızı mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.” Sabah oluncaya dek bu ayeti tekrar ederdi. Bize Ravh b. Ubade haber verdi. O, Şubeden, o da -er-Rebi b. Huseymin kabilesinden olan- Müzahim b. Züferden şöyle dediğini rivayet etti: Adamın biri er-Rebi b. Huseyme, “Bana bazı tavsiyelerde bulun.” dedi. O da, “Bana bir sayfa bul getir.” dedi. Müzahim dedi ki: Rebi, o sayfaya “De ki: Gelin size Rabbinizin neler haram kıldığını okuyayım.” ayetlerini ta “O, korunup takva sahibi olasınız diye bunları size emretti.” kısmına kadar yazdı. Adam, “Şüphesiz ben, bana bazı tavsiyelerini yazasın diye geldim!” dedi. er-Rebi, “Sana bunları tavsiye ediyorum.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Süleym b. Ahdar anlattı; dedi ki: Bize İbn Avn anlattı. O da Müslim Ebu Abdullahtan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym mescitteydi. Arkasında da bir adam vardı. Namaza durmak için ayağa kalktıklarında adam ona “İlerle!” dedi. er-Rebi de önünde gidecek boş bir yer bulamadı. Adam elini kaldırdı ve er-Rebiin boynuna bir tane vurdu; ancak er-Rebi olduğunu bilmiyordu. er-Rebi ona döndü ve şöyle dedi: “Allah sana acısın! Allah seni affetsin!” Adam gözlerini kaldırıp baktı; er-Rebi olduğunu görünce ağlamaya başladı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı; ancak kanaatime göre o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Vaili dinledim. Bir adam ona “Sen mi büyüksün yoksa er-Rebi mi daha büyük?” diye sordu. O da “Ben ondan yaşça büyüğüm; ancak o benden akılca büyüktür!” dedi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O, Said b. Mesruktan, o Münzirden, o da er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: “Hayır söyleyin, hayır işleyin, salih amel üzere olmaya devam edin, çokça hayır yapın, şer ve şerle ilgili şeyleri azaltın, kalblerinizi katılaştırmayın. Ömür müddetiniz uzun olmayabilir. “İşitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Aclan el-Bürcümi anlattı; dedi ki: Bana er-Rebi b. Huseymin mevlası Nüseyr Ebu Tume şunu anlattı: Rebi, Kurandan bir ayet okuyarak geceledi. Sabah olana kadar o ayeti okumaya devam etti. Başka ayet okumadı. Okuduğu ayet de “Yoksa o kötülük yapıp duran kimseler…” ayetiydi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Nüseyr b. Zuluktan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym nafile namazlarını mescitte kılmazdı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O da Nüseyr b. Zuluktan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym hasta olduğu halde, bir sütuna dayanmış vaziyette bize imamlık yapıyordu. Bize en-Nadr b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş anlattı. O da kendisine konuyu anlatan birinden şunu rivayet etti: Bir defasında er-Rebi b. Huseym demircilere uğradı. Körüğe ve içindekine bakınca cehennem ateşini hatırlattığı için kendinden geçti ve yere düştü. el-Ameş dedi ki: Ben de demircilere uğradım. er-Rebi b. Huseym gibi olmak için körüğe baktım; ancak el-Ameşte -yani kendisinde- herhangi bir hayır yoktu. Bize Veki ve Ubeydullah b. Musa haber verdiler. Onlar el-Ameşten, o Münzir es-Sevriden, o da er-Rebi b. Huseymden şunu rivayet etti: er-Rebi bizzat kendisi kuru ot vb. şeyleri süpürüyordu. Ona, “Bu kadarı sana yeter, daha fazlasını yapma.” denildi. “Hizmetten payıma düşeni yapmak hoşuma gidiyor.” dedi. Bize Muhammed b. Fudayl b. Gazvan haber verdi. O Ebu Hayyandan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseyme kızı gelip, “Babacığım gidip oynayayım mı?” diye sordu. O da kızına, “Git, hayırlı şeyler söyle, hayırlı şeyler konuş.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Yahya b. Abbad haber verdiler; dediler ki: Bize Yunus b. Ebu İshak anlattı; dedi ki: Bize Bekir b. Maiz anlattı; dedi ki: er-Rebi b. Huseymin kızı ona gelip, “Babacığım! Gidip oynayayım mı?” diye sordu. O da, “Git hayırlı şeyler söyle, hayırlı şeyler konuş.” dedi. Kızı oynamak hususunda ısrar edince oradakilerden bazıları, “Onu bırak, gitsin, oynasın.” dediler. O da, “Bugün üzerime Oyun oynamayı emretti. diye yazılmasını istemiyorum.” dedi. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi. O babasından, o da -er-Rebi b. Huseymin cariyesi olan- Ümmül-Esvedden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi şekeri sever ve yerdi. Bir dilenci geldi, (Rebi) ona şeker verdi. “O (dilenci), şekeri ne yapsın? Ekmek onun için daha iyidir.” dedim. O da dedi ki: Allahı duydum şöyle diyor: “Onlar kendi canları çekmesine rağmen yemek yedirirler.” Bize Veki ve Ubeydullah b. Musa haber verdiler, dediler ki: Bize el-Ameş anlattı. O da Münzir es-Sevriden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym ailesine, “Bize habis (meyve karışımı bir tür tatlı) yapın.” dedi. es-Sevri dedi ki: er-Rebiin canı pek bir şey çekmezdi. Tatlıyı yaptılar. er-Rebi, tatlıyı akıl hastası olan komşusuna götürdü. Adamın salyası akarken tatlıyı ona eliyle yedirmeye başladı. er-Rebi çıkıp geldiğinde ailesi ona, “Zahmete katlandık, tatlıyı yaptık ve sen onu götürdün bu adama yedirdin. Bu adam ne yediğini bile bilmiyor.” dedi. er-Rebi de, “(Evet o bilmiyor ) lakin Allah biliyor.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O, Ebu Hayyandan, o da Ebu Abdurrahman er-Rahhalden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi, “ve aleyküm” diye karşılık verirdi. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O da Nüseyr b. Zuluktan şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym, gözyaşlarından sakalı ıslanıncaya kadar ağlar ve şöyle derdi: “Öyle bir kavme (sahabe neslini kastediyor) yetiştik ki, biz onların yanında hırsız sayılırız.” Bize Ubeydullah b. Musa ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O da Nüseyr b. Zuluktan şöyle dediğini rivayet etti: Azra, er-Rebi b. Huseyme şöyle dedi: “Bana mushafını (el yazması Kuranını) vasiyet et.” er- Rebi oğluna baktı ve şöyle dedi: “Allahın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (varis olmağa) daha uygundur.” Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik anlattı. O, Husayndan, o Hilal b. Yesaftan; o da er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: Allahım! Senin için oruç tuttum ve verdiğin rızıkla da iftarımı açtım. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O, Husayndan, o Muazdan, o da er-Rebi b. Huseymden iftarını açtığı zaman şöyle dediğini rivayet etti: Allahım! Senin için oruç tuttuk ve senin verdiğin rızıkla da iftarımızı açtık. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd anlattı. O da Ebu Hayyan et- Teymiden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym, iki adamın desteğiyle namaza çıktı, geldi. Ona (bu özel durumu) anlatıldı. O da, “Hayye alel-felahı duyduğunuz zaman ona icabet ediniz.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn anlattı; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Ebu Hayyandan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym felçli olduğu halde namaza getiriliyordu. Ona, “Ey Ebu Yezid! Hiç şüphesiz senin için ruhsat vardır (camiye gelmeyip evde de kılabilirsin).” denildi. “Ben, hayye ales-sala ve hayye alel-felahı duyuyorum. Eğer gücünüz yetiyorsa emekleyerek, sürünerek de olsa geliniz.” dedi. Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bana Davud el-Kattar anlattı; dedi ki: er-Rebi b. Huseyme felç hastalığı isabet etti. Bekir b. Maiz onun bakımını üstlenmiş, başındaki bitleri ayıklıyor, onu yıkıyor, yağını ve kokusunu sürüyordu. Davud, devamla dedi ki: Bekir yine bir gün, er-Rebiin başını yıkarken, onun salyasının akmasından dolayı ağladı. er-Rebi başını kaldırdı, ona baktı ve şöyle dedi: “Seni ağlatan nedir? Allaha and olsun ki, Deylemlilerin Allaha karşı en asisi, en itaatsizi olmayı sevmem (Allahtan gelene razı olmak zorundayım).” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Fıtr anlattı. O Münzirden; o da er-Rebi b. Huseymden şunu rivayet etti: er-Rebie bir dilenci geldi. er-Rebi, “Ona şeker yedirin.” dedi. Ailesi ona, “Bu adam şekeri ne yapacak?” dedi. er-Rebi, “(Belki öyle ama) lakin benim onunla (ona şeker yedirmemle) bir işim var.” dedi. er-Rebi dedi ki: Allahın sizden birinizi yalanlamasından korkun. Şöyle ki, kişi “Allah, kitabında şöyle şöyle dedi.” der. Yüce Allah ona, “Sen yalan söyledin, ben böyle bir şey demedim.” diyecek. Kişi, “Allah kitabında şöyle şöyle demedi.” der. Yüce Allah, “Sen yalan söyledin. Ben öyle bir şey dedim.” diyecek. er-Rebi devamla dedi ki: Sizden biriniz şu dokuz şeyden sonra (dünya) kelamı olarak ne konuşacak, ne yapacak ki? Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah, Allahü Ekber, el-Emrü bil-Maruf ven-nehyü anil-münker, tilavet-i Kuran, Allahtan hayır talep etme ve her türlü şerden Allaha sığınma. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Nüseyr b. Zuluktan, o da Hübeyre b. Hazimeden şöyle dediğini rivayet etti: Hüseyn öldürüldüğü zaman, er-Rebi b. Huseyme geldim ve bu durumu ona haber verdim. O da şu ayeti okudu: “Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikarı da bilen Allahım! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.” Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O, el-Ala b. el-Müseyyebden, o da Ebu Yaladan şöyle dediğini rivayet etti: Sevroğullarında otuz kadar adam vardır. Ancak onlardan hiçbiri er-Rebi b. Huseym kalitesinde değildir. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O, Umare b. el-Kakadan, o da Şübrümeden şöyle dediğini rivayet etti: Kufede, yaşlısı daha çok, fakihi daha fazla ve daha ziyade ibadet eden kimseleri olması açısından Sevroğulları mahallesinden başka herhangi bir mahalle görmedim. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Ebu Bekir ez-Zebididen, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Sevrilerden ve Uranilerden daha çok mescitlerde oturanı olan bir mahalle görmedim. Bize Abdullah b. Cafer haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Melih anlattı. O da Yusuf b. el- Haccac el-Enmatiden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseymi duydum şöyle diyordu: “Ellerimle domuz yağını çevirmem, bana tavlanın iki zarını atıp döndürmemden daha sevimlidir.” Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Davud b. Ebu Hind haber verdi. O da eşŞabiden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseymin yanına hasta ziyaretine gittik. Ona, “Bizim için Allaha dua et!” dedik. O da dedi ki: “Ey Allahım! Tüm hamdler yalnızca sanadır. Hayırların tamamı senin elindedir. İşlerin tamamı da yalnızca sana döner. Sen tüm halkın ilahısın. Tüm hayırları senden isteriz ve şerlerin tamamından da sana sığınırız.” Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O Teymoğullarından olan bir adamdan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym ile bir mahallede iki yıl boyunca karşılıklı oturduk. İnsanların içinde bulunduğu durumlardan bana hiçbir şey sormadı. Tek bir defasında bana, “Annen sağ mı? Kaç mescidiniz var?” diye sordu. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı. O babasından, o Ebu Yaladan, o er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: Kulun, Rabbinden her türlü acil istek ve talebini sevmiyorum ki, kul şöyle der: “Yarabbi sen kendi üzerine rahmeti yazdın, ya Rabbi sen kendi üzerine rahmeti yazdın (yani bana her zaman ve hemen rahmet et).” Herhangi birinin şöyle dediğini duymadım: “Ya rabbi ben, bana düşeni yaptım; sen de sana düşeni yap.” Bize Malik b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Seyf b. Harun anlattı. O Abdülmelik b. Selden, o da Abdühayrdan şöyle dediğini rivayet etti: Ben -adını söylediği- bir gazada er-Rebi b. Huseym ile arkadaştım. Abdühayr devamla dedi ki: er-Rebi, yanında köleler ve hayvanlar olduğu halde döndü. Ben de belli bir süre kaldım. Sonra er- Rebie geldim. Ancak o köleler ve hayvanlardan herhangi bir şey görmedim. Abdühayr devamla dedi ki: Yanına girmek için izin istedim. Bana cevap veren olmadı. Sonra içeri girdim ve “Kölelerin nerede, hayvanların nerede?” dedim. Bana cevap vermedi. Ona tekrar aynı soruyu sordum. Bunun üzerine, “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiye eremezsiniz.” dedi. Bize Ömer b. Hafs haber verdi. O, Havşebden, o da el-Hasandan şöyle dediğini rivayet etti: Felç olan er-Rebi b. Huseyme, “Keşke tedavi olsaydın.” denildi. O, “Şüphesiz ad kavmi, Semud kavmi, Ashab-ı Ress ve bunlar arasında birçok asır gelip geçti. Bunlar arasında doktor olan da vardı, hasta olan da… Ne doktor olan kaldı, ne de hasta olan! Hepsi fani olup gitti.” dedi. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O Ebu Hayyandan, o babasından, o da er-Rebi b. Huseymden şöyle dediğini rivayet etti: Ölümümü kimseye duyurmayın. Beni insanların arasından sessiz sadasız çıkararak (kimseye bildirmeden) Rabbime götürün. Bize Veki ve Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O babasından, o Münzir es-Sevriden, o da er-Rebi b. Huseymden ölümü esnasında şunları söyleyerek vasiyette bulunduğunu rivayet etti: Bu, er-Rebi b. Huseymin kendi nefsi üzerine kabul ve tasdik ettiği ve Allahı da şahit getirdiği -ki şahit olarak ve salih kullarına da mükafat ve sevap verici olarak O yeterdir- husustur ki: Ben Rab olarak Allaha, nebi olarak Muhammede ve din olarak da İslama razı oldum. Kendim ve bana itaat edenler için, Allaha ibadet edenler arasında ona ibadet etmeye; ona hamdedenler arasında hamdetmeye ve bunu Müslüman toplumuna da tavsiye etmeye razı oldum. Bize Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Şube haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Mesruk haber verdi; dedi ki: er-Rebi b. Huseym vasiyet etti. Şube, Mesruka hitaben, “Onu bizzat kendin duydun mu?” dedim. (Mesruk) dedi ki: Hay olan Allaha yemin olsun ki, bana şeyhlerimiz (Rebiin vasiyetinde) şöyle dediğini haber verdiler: Bu er-Rebi b. Huseymin vasiyet ettiği, nefsi üzerine kabul ve tasdik ettiği ve Allahı şahit olarak gösterdiği -ki şahit olarak ve salih kullarının mükafat vericisi olarak O yeterdir- husustur: “Ben, Rab olarak Allaha, nebi olarak Muhammede ve din olarak İslama razı oldum. Nefsim ve Müslümanlardan bana tabi olanlar için, ibadet edenler arasında Allaha ibadet etmeye, hamdedenler arasında ona hamdetmeye ve Müslüman topluluğa nasihatkar olmaya razı oldum.” Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi; dedi ki: Bize Şube ve İsrail b. Yunus haber verdiler. Onlar Said b. Mesruktan, o da Münzir es-Sevriden şöyle dediğini rivayet etti: er-Rebi b. Huseym şöyle vasiyet etti: “Bu, er-Rebi b. Huseymin, Allahı nefsi üzerine şahit tuttuğu vasiyetidir: -Şube rivayetin bu kısmında ala nefsihi veya aleyhi tabirlerinde tereddüde düştü- Salih kullarına mükafat ve sevap verici ve şahit olarak Allah yeter! Şüphesiz ben (Rebi b. Huseym), Rab olarak Allaha, din olarak İslama, nebi ve resul olarak Muhammede ve rehber olarak Furkana -veya Kurana dedi- razı oldum. Kendim ve bana itaat edenler için, abidler arasında ibadet etmeye, hamdedenler arasında hamdetmeye ve Müslüman topluluğa nasihatkar olmaya razı oldum.” Kaynağımız olan alimler dediler ki: er-Rebi b. Huseym, Ubeydullah b. Ziyadın valiliği esnasında Kufede vefat etti. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, o Ebu Hayyan et-Teymiden, o babasından; o da er-Rebi b. Huseymden şöyle vasiyet ettiğini rivayet etti: Beni rabbime -yağdan kıl çeker gibi- insanların arasından çıkarıp götürün. (Yani ölümümü kimseye duyurmadan, bildirmeden beni götürüp gömün.)
2945. Ebül-Ubeydeyn Adı, Muaviye b. Sebre b. Husayndır. Beni Süvae b. amir b. Sasaadandır. Kendisi ama idi. Abdullah b. Mesud onu kendisine yaklaştırır ve yakınında oturmasını isterdi. Abdullah b. Mesudun öğrencilerinden olup kendisinden hadis rivayet etmiştir. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi. O Şubeden, o el-Hakem b. el-Uteybeden, o da Yahya b. el-Cezzardan şunu rivayet etti: Ebül-Ubeydeyn, Nümeyroğullarından olup ama idi. Muhammed b. Sad dedi ki: Süvae b. amir b. Sasaanın kardeşleri olan İsmail ve Nümeyr b. amir de aynen böyle söylediler. Bize Müemmel b. İsmail haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan anlattı; dedi ki: Bize Ebu Sinan anlattı. O da İbn Ebül-Hüzeylden şöyle dediğini rivayet etti: Ebül-Ubeydeyn, Abdullahın öğrencilerinden olduğu halde şöyle dedi: “Ey Abdullah! Sana lavaş, yufka ekmeğini vermedikleri zaman kendi yuvarlak ekmeğini ye, Fıratın suyundan iç ve dinini muhafaza etmeye çalış.” Ebül-Ubeydeyn az sayıda hadis rivayet etmiştir.
2946. Hureys b. Züheyr Abdullah b. Mesud ve Ammar b. Yasirden hadis rivayet etmiştir.
2947. Müslim Ebu Said Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Ebül-Yafurdan, o da Müslim Ebu Saidden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Mesud ile beraber Zeyd b. Huleydenin yanına girdim. Zeyd, “Üzerinize öyle bir gün gelecek ki, o gün bir deveyle palanına sahip olmayı temenni edeceksiniz.” dedi.
2948. Kabisa b. Bürme Kabisa b. Bürme İbn Muaviye b. Süfyan b. Münkız b. Vehb b. Nümeyr b. Nasr b. Kuayn b. el- Haris b. Salebe b. Dudan b. Esed b. Huzeyme. Kabisa kendi kabilesi içinde lider ve saygın bir kişiydi. Abdullah b. Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Bize Talk b. Gannam en-Nehai haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Sellam el-Esedi anlattı; dedi ki: Kabisa b. Bürme, kabilesinin reisiydi. Bağışlar reise gönderilir, o da onları ihtiyacı olanlara dağıtırdı. Bağışlanan şeylerin yüklenildiğini ve Kabisaya verildiğini gördüm. Bize Talk b. Gannam en-Nehai haber verdi; dedi ki: Bana Cafer b. Sellam el-Esedi anlattı; dedi ki: Kabisa b. Bürme el-Esediyi gördüm, sarılık hastalığından sapsarı kesilmişti.
2949. Sıla b. Züfer Sıla b. Züfer el-Absi. Bu zat, Abdullah, Huzeyfe ve Ammardan hadis rivayet etmiştir. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi ve Musa b. Mesud haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan anlattı. O el-Ameşten, o da Ebu Vailden şöyle dediğini rivayet etti: Sıla b. Züfere rastladım. Onun salih (doğru sözlü) birisi olduğunu bilmiyordum. Ona, “Bu elem verici hastalıktan herhangi bir şey senin ailende de var mı?” diye sordum. “Hayır. Bu konuda, yapılacak bir hata (yanlış bir beyan), bu acı veren hastalığın onlara isabet etmesinden daha çok, bana korku ve endişe verir.” dedi. Musa b. Mesud hadisinde dedi ki: Sıla, Ebül-Ala diye künyelenmişti. Sıla b. Züfer, Musab b. ez-Zübeyr döneminde Kufede vefat etti. Sika olup rivayet ettiği bazı hadisleri vardır.
2950. Ebüş-Şasa el-Muharibi Adı, Süleym b. el-Esveddir. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Haccac b. Yusuf döneminde Kufede vefat etmiştir.
2951. el-Müstevrid b. el-Ahnef el-Müstevrid b. el-Ahnef el-Fihri. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Sika olup rivayet ettiği bazı hadisleri vardır.
2952. amir b. Abede Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayetlerinden biri şöyledir: “ademoğullarının kemikleri secde etmeye uygun yaratılmıştır.” Becile kabilesinden olan amirin künyesi, Ebu İyas idi. Kadisiyye savaşına katılmıştır.
2953. İbn Muayz es-Sadi Abdullahı dinleyerek, duyarak hadis rivayet etmiştir. Bir defasında şöyle dedi: Seher zamanı atımı çiftleştirmek için çıktım. Anlatmaya devam ederek dedi ki: Hanifeoğullarının mescidine uğradım.
2954. Şeddad b. el-Ezma Şeddad b. el-Ezma İbn Ebu Büseyne b. Abdullah b. Mürre b. Malik b. Harb b. el-Haris b. Sad b. Abdullah b. Vadia. Hemdan kabilesindendir. Kendisi ve kardeşi el-Haris b. el-Ezma, Kufede saygın iki kişiydi. Şeddad, Abdullah b. Mesuddan hadis dinlemiştir. Şeddad, Bişr b. Mervanın valiliği sırasında Kufede vefat etti. Sika olup az sayıda hadis rivayet etmiştir.
2955. Abdullah b. Rebia Abdullah b. Rebia es-Sülemi. Bu zat, Amr b. Utbe b. Ferkad es-Süleminin dayısıdır. Abdullah b. Rebia, İbn Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Sika olup, rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
2956. Itris b. Urkub Itris b. Urkub eş-Şeybani. Abdullah b. Mesuddan hadis rivayet etmiştir.
2957. Amr b. el-Haris Amr b. el-Haris İbn el-Mustalık. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
2958. Sabit b. Kutbe Sabit b. Kutbe el-Müzeni. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Sika bir zattı. Çok sayıda hadis rivayet etmiştir.
2959. Ebu Akreb el-Esedi Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Dedi ki: “Bir gün İbn Mesuda geldiğimde onu evin üst katında buldum. Güneş doğana kadar yanımıza inmedi.” Devamla dedi ki: “Onunla yemek yedik. Onun Peygamberden rivayetle şöyle dediğini duydum: Şüphesiz kadir gecesi, sonlardaki yedi gece içindedir.”
2960. Abdullah b. Ziyad Abdullah b. Ziyad el-Esedi. Künyesi Ebu Meryem idi. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize Misar anlattı. O el-Eşas b. Ebüş-Şasadan, o da Ebu Meryemden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullahın rükuda iken şöyle dediğini duydum: “La havle vela kuvvete illa billah Allahtan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.” Bize Süleyman Ebu Davud et-Tayalisi ve Ebu amir el-Akadi haber verdiler. Onlar Şubeden, o da el-Eşastan şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Davud hadisinde dedi ki: “Ebu Meryem Abdullah b. Ziyad el-Esediyi bizzat dinledim.” Ebu amir de hadisinde şöyle dedi: Esedoğullarından biri olan Ebu Meryemi dinledim. O, Abdullahın öğlen namazında Kurandan bir bölüm okuduğunu işitmiş. Yine Ebu amir dedi ki: Ebu Meryem aynı durumu Ammar b. Yasirden de rivayet etmiştir.
2961. Harice b. es-Salt Harice b. es-Salt el-Bürcümi. Temimoğullarındandır. Abdullah b. Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
2962. Sühaym b. Nevfel Sühaym b. Nevfel el-Eşcai. Abdullah b. Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Babası sahabe idi. Az sayıda hadis rivayet etmiştir.
2963. Abdullah b. Mirdas Abdullah b. Mirdas el-Muharibi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
2964. el-Heysem b. Şihab el-Heysem b. Şihab es-Sülemi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Muhammed b. el-Fudayl b. Gazvan haber verdi. O Husayndan, o da el-Heysem b. Şihabdan şöyle dediğini rivayet etti: İbn Mesudun şöyle dediğini duydum: “Namazda bağdaş kurup oturmaktansa, dizlerimin üzerine oturmayı tercih ederim.” el-Heysem az sayıda hadis rivayetinde bulunmuştur.
2965. Mervan Ebu Osman Mervan Ebu Osman el-İcli. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize er-Rebi b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Mervan Ebu Osman el-İcli anlattı; dedi ki: Abdullah b. Mesudu şöyle söylerken işittim: “Borcunu vermeyip ötelemek zenginin zulmudür. Ayıp denen şey, eğer bir adam olsaydı kötü bir adam olurdu.”
2966. Ebu Hayyan Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Husayn b. Abdurrahmandan, o Hilal b. Yesaftan, o da damadı Ebu Hayyandan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. Mesudu şöyle söylerken işittim: “Sizden biriniz secdede imamdan önce başını kaldırırsa, ikinci defa secde ettiğinde daha önce başını kaldırdığı miktar kadar başını secdede tutsun.”
2967. Ebu Yezid Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize İsmail b. İbrahim haber verdi; dedi ki: Bize Leys haber verdi. O el-Eşas b. EbüşŞasadan, o da Ebu Yezidden şöyle dediğini rivayet etti: İbn Mesudu işte burada imamın arkasında okurken kıraat ederken gördüm. Eşas dedi ki: Zannediyorum, Ebu Yezid bunu söylerken öğlen namazında veya ikindi namazında demişti.
2968. Abide b. Rebia Abide b. Rebia el-Abdi. Osman, Abdullah b. Mesud ve Selmandan hadis rivayet etmiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O İsrailden, o Ebu İshaktan, o da Abide b. Rebiadan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullahı şöyle söylerken işittim: “İstirahatlerinden vazgeçip kendini taat ve ibadete verenler için gözün görmediği ve kulakların işitmediği şeyler hazırlanmıştır.”
2969. el-Ahnes el-Ahnes Ebu Bükeyr b. el-Ahnes. Bükeyre ed-Dahm iri cüsseli, dev denirdi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Yezid b. Harun haber verdi. O, Ebu Cenabdan, o Bükeyr b. Ahnesten, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Abdullahın yanında oturduğum bir sırada ona bir adam geldi ve bir adamın bir kadınla zina edip sonra onunla evlenmesinin durumunu sordu. Abdullah ona şu ayeti okudu: “Odur ki, kullarından tövbeyi kabul buyuruyor, günahlardan affediyor. O, bütün yaptıklarınızı bilmektedir.”
2970. Ebu Macid el-Hanefi Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
2971. Ebül-Cad Bu zat, Ebu Salim b. Ebül-Cad el-Eşcaidir. Eşcalıların mevlasıdır. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hemmam anlattı. O Katadeden, o Salim b. Ebül-Caddan, o babasından, o da İbn Mesuddan bir kadınla zina edip sonra onunla evlenen adamın durumuyla ilgili olarak şöyle dediğini rivayet etti: “Onlar bir araya gelmiş zanilerdir.” Katade dedi ki: Salime “Baban nasıl bir adamdı?” diye sordum. “Allahın kitabını okuyan biriydi.” dedi. Ebül-Cad, az sayıda hadis rivayet etmiştir.
2972. Sad b. el-Ahrem Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
2973. Dırar el-Esedi Abdullahtan şunu rivayet etmiştir. “Hırs ve tamah yüz parçaya bölündü, bir parçası Şama düştü.”
2974. Ebu Kenef Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
2975. Muhacir b. Şemmasın Amcası Abdullah ve Huzeyfeden hadis rivayet etmiştir.
2976. Ebu Leyla el-Kindi Osman, Abdullah ve Selmandan hadis rivayet etmiştir. Bize Ebu Üsame haber verdi. O Abdülmelik b. Ebu Süleymandan, o da Ebu Leyla el- Kindiden şöyle dediğini rivayet etti: Osman kuşatıldığında oradaydım. Osman onların geldiğinin farkına varınca onlara “Beni öldürmeyin.” dedi. Aslında bu hadis daha da uzundur.
2977. el-Hışf b. Malik el-Hışf b. Malik et-Tai. Abdullah b. Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadislerin sayısı azdır.
2978. el-Minhal Bu İbn Amr değildir. Abdullahı şöyle söylerken işitmiştir: “Eğer benden daha iyi Kuran bilen birinin olduğunu bilsem ve oraya herhangi bir binekle gitmek de mümkün olsa oraya giderdim.”
2979. Nüfey Abdullah b. Mesudun mevlasıdır. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O el-Mesudiden, o Süleyman b. Minadan, o da Abdullahın mevlası Nüfeyden şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah, insanların en hoş kokanı ve beyaz elbise bakımından da en temiz giyineniydi.
2980. Adese et-Tai Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Dedi ki: Abdullaha Şeraf denen yerden avlanmış bir kuş getirildi. Abdullah dedi ki: “Keşke bu kuşun avlandığı yerde olsaydım.”
2981. Süleyman b. Şihab Süleyman b. Şihab el-Absi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de Husayn ve Hallam b. Salih rivayette bulunmuşlardır. Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr haber verdi; dedi ki: Bize babam anlattı. O Hallam b. Salihten, o Süleyman b. Şihab el-Absiden, o da Abdullah b. Muattem el-Absiden Deccal ile ilgili uzun bir hadis rivayet etti. Muhammed dedi ki: Onun ailesinden bazıları bana dedi ki: İbn Muattem Kadisiyye savaşına katılanlardandır. Onun sahabe olduğunu rivayet ediyorlardı.
2982. Müsir b. Afaze Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bu zat, “Abdullah dedi ki: Peygamberin gece yürüyüşü ile yürütüldüğü gece…” şeklinde başlayan hadisi rivayet etmiştir.
2983. Valan Abdullahtan, bir defasında ona, oğlunun kurbanlığıyla ilgili soru sorduğunu rivayet etmiştir.
2984. Amire b. Ziyad Amire b. Ziyad el-Kindi. Abdullahtan şunu rivayet etti: “Hac yapmak istediğin zaman şartlarını yerine getir.”
2985. Ebür-Radrad Abdullahtan, Peygamberden rivayet ettiği namazla ilgili hadisi rivayet etmiştir.
2986. Ebu Zeyd Abdullahı şöyle söylerken işitti: “Ben Cin gecesi Cin suresinin nazil olduğu gece Peygamber ile beraber idim.”
2987. Vail b. Mühane Vail b. Mühane el-Hadrami. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
2988. Bilaz b. İsme Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
2989. Vail b. Rebia Abdullahtan şunu rivayet etti: Cennetliklere verilecek her bir sema ve yerin görüş mesafesi 500 yıl kadardır. Bize İshak b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr anlattı. O Ebu İshaktan, o da Şemir b. Atıyyeden şöyle dediğini rivayet etti: Zir, Vail b. Rebianın yanına ölüm döşeğinde olduğu halde girdi. Vail dedi ki: “Ey Zir, kardeşinin üzerine tekbir getirdiğin gibi benim üzerime de tekbir getir.” Zir, onun üzerine yedi tekbir getirdi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Kays anlattı. O da Ebu Husayndan şöyle dediğini rivayet etti: Vail b. Rebiayı gördüm. Üzerinde ipekten bir elbise vardı. İbn Sad dedi ki: el-Müseyyeb b. Rafi de Vail b. Rebiadan rivayette bulunmuştur.
2990. el-Velid b. Abdullah el-Velid b. Abdullah el-Beceli el-Kasri. Huzeymeoğullarındandır. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
2991. Abdullah b. Hallam Abdullah b. Hallam el-Absi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
2992. Fülfüle el-Cufi Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
2993. Yezid b. Muaviye Yezid b. Muaviye el amiri. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Ukbe b. Vehb anlattı; dedi ki: Babamı, Yezid b. Muaviye el-amiriden şunu rivayet ederken işittim: İbn Mesudun şöyle dediğini işitmiş: “Yüzleri basık ve geniş olan bir kavimle karşılaştığınızda veya onların size gelip aranıza karışması durumunda haliniz ne olacak!”
2994. Erkam b. Yakup Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail anlattı. O Ebu İshaktan, o da Erkam b. Yakubdan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah şöyle dedi: Pelin ağacının ve Şihin yani marsama denen otun bittiği yerlere çıkarıldığınız zaman durumunuz ne olacak? “Kim çıkaracak bizi?” diye sordular. “Türkler.” dedi.
2995. Hanzale b. Huveylid Hanzale b. Huveylid eş-Şeybani. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bir defasında dedi ki: Abdullah kapı eşiğine geldi ve şöyle dedi: “Allahım! Senden bu eşiğin ve bu eşik ehlinin hayrını isterim.”
2996. Abdurrahman b. Bişr Abdurrahman b. Bişr el-Ezrak el-Ensari. Abdullah b. Mesud ve Ebu Mesuddan hadis rivayet etmiştir. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
2997. el-Bera b. Naciye el-Bera b. Naciye el-Kahili. Abdullahtan, “İslam değirmeni döner.” hadisini rivayet etmiştir.
2998. Temim b. Hazlem Temim b. Hazlem ed-Dabbi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Müemmel b. İsmail haber verdi. O da Süfyandan şöyle dediğini rivayet etti: Bize Ebu Hayyan anlattı; dedi ki: -Abdullahın arkadaşlarından olan- Temim İbn Hazlem şöyle dedi: “Onları ve yerin yapışkanlığını (altın ve gümüşünü) bırakın. Ekmeğinizi yeyin, bu sudan da için. Eğer onların güçleri yeterse sizi zelil kılar ve küfre sokarlar.” Temim az sayıda hadis rivayet etmiştir.
2999. Havt el-Abdi Abdullah ve Şüreyhten hadis rivayet etmiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Misar anlattı. O Abdülmelikten, o da Havt el-Abdiden şöyle dediğini rivayet etti: “Abdullah beni beytülmalin başına getirdi. Ben bir sahte para bulduğumda onu kırardım.” Havt az sayıda hadis rivayet etmiştir.
3000. Amr b. Utbe Amr b. Utbe İbn Ferkad es-Sülemi. Abdullah b. Rebia es-Sülemi onun dayısıdır. Babası Utbe b. Ferkad de sahabe idi. Amr, Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Amr, ibadet konusunda çokça gayret sarf edenlerdendi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Arkadaşlarımdan birinin şunu anlattığını işittim: Utbe b. Ferkad, ailesinden bazılarına dedi ki: “Amrın bu sararmış, beti benzi atmış hali nedir böyle?” Ona, Amrın zayıf ve güçsüz düştüğü söylendi. Amr için, kendisinin uygun gördüğü yere bir yatak serildi. Ahmed devamla dedi ki: Amr geldi, kalktı namaz kıldı. “Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o anda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağzına gelmiştir.” ayetine ulaşana dek okudu. Ahmed devamla dedi ki: Kesilene kadar ağladı. Amr oturdu, sonra tekrar kalktı. Tekrar (namaza) döndü ve okudu: “Yaklaşan gün hususunda onları uyar. Çünkü o anda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağzına gelmiştir.” Ahmed devamla dedi ki: Kesilene kadar ağladı ve sabaha kadar da böyle yaptı. Ahmed devamla dedi ki: Bunun üzerine Utbe şöyle dedi: İşte böyle yaptı. Ey oğulcuğum, ameli böyle işledi. Muhammed b. Sad dedi ki: Bu rivayetin dışında bir rivayette Amr b. Utbe ve Midad b. Yezid elİcli, Kufenin sırtlarında bir mescid inşa ettiler. İbn Mesud onlara geldi ve şöyle dedi: “Ben çılgın budalaların mescidini yıkmaya geldim.” Bize Ubeydullah b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize İsrail anlattı. O İbrahim b. el- Muhacirden, o da İbrahimden şunu rivayet etti: “Amr b. Utbe şehid edildi. Namazını Alkame kıldırdı.” Amr sika idi. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
3001. Kays b. Abd Kays b. Abd el-Hemdani. amir b. Şürahil eş-Şabinin amcasıdır. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
3002. Kays b. Habter Abdullahtan “Kerih görülen şu iki şey aslında ne de güzeldir!” haberini rivayet etmiştir.
3003. el-Anbes b. Ukbe el-Anbes b. Ukbe el-Hadrami. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el-Ameş anlattı. O da Yezid b. Hayyandan şöyle dediğini rivayet etti: “Şüphesiz Anbes b. Ukbe öylesine secde ederdi ki, serçeler onun sırtına iner ve belli bir müddet kalırlardı. Onu ancak bir duvarın temeli gibi bir şey sanırlardı.” Anbes az sayıda hadis rivayet etmiştir.
3004. Lakit b. Kabisa Lakit b. Kabisa el-Fezari. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
3005. Husayn b. Ukbe Husayn b. Ukbe el-Fezari. Abdullah ve Selman el-Farisiden hadis rivayet etmiştir.
3006. Şübrüme b. et-Tufeyl Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Yala b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Hayyan et-Teymi anlattı. O İyas b. Nüzirden, o Şübrüme b. Tufeylden, o da Abdullah b. Mesuddan şöyle dediğini rivayet etti: “Şüphesiz kişi diniyle beraber Sultanın yanına girer, ancak yanından çıktığında dini yanında olmaksızın çıkar.” Adamın biri, “Bu nasıl olur ey Ebu Abdurrahman dedi?” diye sordu. İbn Mesud, “Allahın gazaplanacağı hususlarda Sultana rıza gösterir de ondan.” dedi.
3007. Abdurrahman b. Huneys Abdurrahman b. Huneys el-Esedi. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Abdullah ile ilgili olarak şöyle dedi: “İbn Mesudu, elbisesi çok temiz, kokusu çok güzel ve çok hoş biri olarak gördüm.”
3008. Umeyr Ebu İmran b. Umeyr. Bu zat, Abdullah b. Mesudun azad ettiği mevlasıdır. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Bize Ebu Muaviye ed-Darir haber verdi. O Haccacdan, o İmran b. Umeyrden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah ile beraber Mekkeye gitmek için çıktım. Abdullah Hire köprüsünde namazı iki rekat olarak kıldı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Kays anlattı. Onun da İmran b. Umeyrden rivayet ettiğine göre: Babası Umeyr, Abdullah ile beraber Cuma günü namaz kılmıştı. -İmranın annesi Abdullahın cariyesi olup İmranın babasının yanındaydı. Bu cariye İmranın annesidir- İmran dedi ki: Abdullah bineğine bindi. Babam da onunla beraber Kadisiyyenin berisinde Abdullaha ait olan gelir getirici arazisine gittiler. Hire nehrine ulaştıklarında Abdullah bineğinden indi ve ikindi namazını iki rekat olarak kıldı.
3009. Kürdus b. Abbas Kürdus b. Abbas es-Salebi. Gatafan kabilesindendir. Abdullahtan hadis rivayetinde bulunmuştur. Rivayet ettiği hadis sayısı azdır.
3010. Seleme b. Suheybe Ebu İshak es-Sebii kendisinin yani Selemenin sözlerini rivayet etmiştir. Abdullahın arkadaşlarındandı.
3011. Abde en-Nehdi Abdullahtan hadis rivayet etmiştir.
3012. Ebu Ubeyde b. Abdullah Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Mesud el-Hüzeli. Babasından çokça rivayette bulunmuştur. Muhammed b. Sad dedi ki: Ehl-i hadis onun babasından herhangi bir şey işitmediğini, ancak onun Ebu Musa ve Said b. Zeyd el-Ensariden işittiğini söylediler. Sika bir şahsiyet olup çokça hadis rivayet etmiştir. Bize Ebu Davud Süleyman et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O da Amr b. Mürreden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeydeye, “Abdullahtan herhangi bir şey rivayet ettin mi?” dedim. “Hayır.” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Abdülmelik b. Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Mesud anlattı; dedi ki: Bana babam ve Ömer b. Miskin anlattılar; dediler ki: Ebu Ubeydenin mühür yüzüğünde yukarıya doğru havalanan bir Mısır akbabası ile dağlar arasında iki turna başı veya iki turnanın kazınmış resmi vardı. Bize Şihab b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Humeyd er-Revasi anlattı. O da İsmail b. Ebu Halidden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Mesudu gözleri çok güzel bir ihtiyar olarak gördüm. Süleyman b. Harb dedi ki: O Hammad b. Zeydden, o da Yunus b. Ubeydeden şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Ebu Ubeyde b. Abdullahı binek devesi üzerinde gördüm. Onun yüzü sanki bir dinar oldukça güzel gibi idi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el-Velid b. Abdullah b. Cümey anlattı; dedi ki: Ebu Ubeyde b. Abdullahın üzerinde yün-ipek karışımı bir kumaştan yapılmış bir dış elbise gördüm. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Osman b. Ebu Hindden şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeydeyi gördüm başında siyah bir sarık vardı. Muhammed b. Sad dedi ki: Yahya b. Said el-Kattandan şöyle dediği bana haber verildi: Ebu Ubeyde b. Abdullahı daha faziletli görüyorlar.
3013. Ubeyd b. Nudayle Ubeyd b. Nudayle el-Huzai. Abdullahtan hadis rivayet etmiştir. Ubeydın kıraat ilmini, Abdullah ve Alkameden öğrendiği söylenir. Yahya b. adem şöyle dedi: Hasan b. Salihi şöyle derken işittim: Yahya b. Vessab, kıraat ilmini Ubeyd b. Nudayleden aldı. Ubeyd b. Nudayle de Alkameden aldı. Alkame de Abdullah b. Mesudan aldı. Bu kıraatlardan hangisini teyit edeyim? Yani hepsi de en sağlam kanaldan gelmiştir. Kaynağımız olan alimler dediler ki: Ubeyd b. Nudayle, Bişr b. Mervanın valiliği sırasında Kufede vefat etti. Sika olup çok sayıda hadis rivayet etmiştir.