2605. Müccae b. Mürare Müccae b. Mürare b. Sülma b. Zeyd b. Ubeyd b. Salebe b. Yerbu b. Salebe b. ed-Düel b. Hanife b. Lüceym b. Sab b. Ali b. Bekir b. Vail b. Rebia. Resulallahın yanına gelip Müslüman olan Beni Hanife heyeti içinde idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Hişam b. Said anlattı. O Müccae b. Mürarenin yeğeni olan ed-Dahilden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Halid b. el-Velid Yemameye gitmek üzere el-İrd denen yere geldiğinde 100 atlıyı öncü olarak ön cepheye gönderdi ve “Yolda kimi bulursanız yanınıza alın.” dedi. Öncü grup yola çıktılar ve yanlarında akrabalarından 23 adam olmak üzere Müccae b. Mürare el-Hanefiyi aldılar. Müccae ve adamları Beni Nümeyrden bir adamın peşine düşmüşlerdi. Halid, Müccae hariç diğer adamların hepsini öldürdü. Müccae kavminin lideri idi ve Ona “Mücca el-Yemame” deniliyordu. Sariye b. Amr, Halid b. el-Velide şöyle dedi: “Yemame halkı ile işin varsa Müccae b. Mürareyi yanına al.” Halid, Müccaeyi bir zincire bağladı ve onu tutukladı. Sonra onu karısı Ümmü Temimin yanına gönderdi. Ümmü Temim, Müccaeye sığınma hakkı verdi. Müccae de Ümmü Temime Hanife galip gelirse ona sığınma vereceğini vaad etti. Bunun üzerine anlaştılar. Halid arasıra Müccaeyi yanına çağırır onunla Yemamenin durumunu, Beni Hanifenin durumunu ve Müseylimenin durumunu sorardı. Müccae“Ben Müseylimeye tabi olmadım ben Müslüman oldum” diyordu. Müccae, Müseylimenin öldürülmesinden sonra Halid b. el-Velid ile Yemame halkı adına barış yapan kişiydi. Halid b. el-Velid, daha sonra Müccaeyi beraberinde alarak Ebu Bekir es-Sıddıkin yanına getirdi ve Müslüman olduğunu bildirdi. Ebu Bekir, Müccaeyi affetti. Ona ve beraberindeki heyete bir eman mektubu yazdı. Müccae ve beraberindeki heyet memleketleri Yemameye geri döndüler.
2606. Sümame b. Üsal Sümame b. Üsal b. en-Numan b. Ubeyd b. Salebe b. Yerbu b. Salebe b. ed-Düel b. Hanife el-Hanefi. Resulallah ona uğradığında Sümame Resulallahı öldürmek istemişti. Fakat Sümamenin amcası onu engellemişti. Bundan dolayı Resulallah onun ölüm fermanını vermişti. Bir gün Sümame umre yapmak üzere yola çıkarken Medineye yakın bir yerde Resulallahın elçileri onu yakalayıp Resulallahın yanına getirdiler. Sümame Resulallaha şöyle dedi: “Beni cezalandırırsan bir suçluyu cezalandırmış olursun. Şayet beni affedersen sana şükranlarımı sunarım.” Bunun üzerine Resulallah onu affetti. Sümame de Müslüman oldu. Resulallah Mekkeye gitmesine izin verdi. Sümame umresini yaptıktan sonra geri döndü. Bu olaydan sonra Sümame Yemameden Kureyşe gelen ticareti engellemeye çalıştı. Müseylime ortaya çıkıp peygamberliği iddia etmeye başlayınca Sümame b. Üsal kendi kavmine şöyle bir konuşma yaptı: “Bir yerde iki peygamber olamaz. Muhammed Allahın Resulüdür. Ondan sonra peygamber yoktur ve onun ortağı başka bir peygamber olamaz.” Ardından kavmine şu ayetleri okudu. “Ha. Mim. Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. Ondan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak Onadır.” Bu ayetler Allahın kelamıdır. Müseylimenin “Ey kurbağa vırakla. Ne şarabı engelleyebilir ne de suyu bulandırabilirsin!” sözlerine hiç benzer mi? Vallahi sizlerin de gördüğü gibi Müseylimenin bu sözleri bir İlahtan çıkmamıştır.” Halid b. el-Velid Yemameye geldiği zaman Sümameye teşekkür etti ve sağlam bir Müslüman olduğunu anladı.
2607. Ali b. Şeyban Ali b. Şeyban b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Abdüluzza b. Sühaym b. Mürre b. ed-Düel b. Hanife. Bize Said b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Mülazim b. Amr el-Yemami anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. Bedr anlattı. O Abdurrahman b. Aliden, o da heyette olan babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın arkasında namaz kılıyorduk. Resulallah göz ucuyla rekat ve secdede belini tam doğrultmayan bir adam gördü. Namazı bitirdikten sonra “Ey Müslümanlar rekatta ve secdede belini tam doğrultmayanın namazı olmaz.” dedi. Daha sonra yine arkasında namaz kılıyorduk. Resulallah namazı bitirince tek başına namaz kılan bir adam gördü. Resulallah adamın yanında bekledi. Adam namazını bitirince ona, “Namazını yeniden kıl. Safın arkasında tek başına namaz kılmak caiz değildir.” dedi. Bize Ebün-Nadr Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub b. Utbe anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. Bedr anlattı. O Abdurrahman b. Ali b. Şeybandan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , “Rekatında ve secdesinde belini doğrultmayana Allah bakmaz.” dedi.
2608. Talk b. Ali Talk b. Ali el-Hanefi. Kays b. Talkın babasıdır. Bize Said b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Mülazim b. Amr anlattı; dedi ki: Bize Abdullah b. Bedr anlattı. O Kays b. Talktan, o da babası Talktan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın yanına bir heyet olarak gittik. Yanına vardığımızda ona biat ettik. Onunla beraber namaz kıldık. Memleketimizde bir kilisemizin olduğunu haber verdik. Resulallahtan abdest suyundan birazını bize vermesini istedik. Bunun üzerine Peygamber su istedi. Ağzında mazmaza yaptıktan sonra suyu bir kaba koydu ve “Memleketinize gidin. Oradaki kilisenizi yıkın ve yerine bu suyu serpin. Sonra bu yeri kendinize mescid yapın.” dedi. Biz, “Ya Resulallah! yolumuz uzun hava da çok sıcak bu su az, yolda kurur.” dedik. Resulallah , “Yolda giderken üzerine su ilave edin onun bereketini daha da arttırır.” dedi. Bunun üzerine yola çıktık memleketimize vardığımızda kilisemizi yıktık. Getirdiğimiz suyu oraya serpip orayı kendimize mescid yaptık ve namazlarımızı burada kılmaya başladık. Muhammed b. Sad dedi ki: Said b. Selmandan başka biri Talktan rivayet ettiği hadiste Talkın şunları söylediğini rivayet etti: Resulallahın yanına gelmiştim. Mescidini inşa ediyordu. Müslümanlar da ona yardım ediyordu. Ben iyi çamur yapıyordum. Elime malayı alıp çamurları karıştırmaya başlayınca Resulallah bana bakıp “Bu Hanifeli adam iyi çamur ustası.” dedi. Bize Ebün-Nadr Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub b. Utbe anlattı; dedi ki: Bize Kays b. Talk anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Resulallahın , “Bir kadın hörgüç üzerinde olsa bile kocasının cinsi isteğini redetmemelidir.” dediğini duydum. Resulallah şunu da söyledi: “Bir gecede iki vitr olmaz.” Bir adam Resulallahın yanına geldi ve “Ey Allahın Resulü! Bir insan zekerini ellerse abdest almalı mıdır?” dedi. Resulallah , “Zeker de senin vücudunun bir parçası değil midir?” dedi. Bir adam öğleden sonra Resulallahın yanına geldi ve “Bir tek elbise giyerek namaz kılınabilir mi?” dedi. Resulallah ona cevap vermedi; ancak ikindi vakti geldiğinde düğmelerini çözdü üst elbiselerini çıkardı sonra kollarını sıvadı ikindi namazını kıldıktan sonra, “Bu tek elbise ile namaz olur mu?” diyen adam nerededir?” dedi. Adam, “Ben sordum.” dedi. Resulallah “Herkesin iki elbisesi var mıdır?” diye cevap verdi.
2609. el-Hirmas b. Ziyad el-Hirmas b. Ziyad el-Bahili. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar anlattı; dedi ki: Bana el-Hirmas b. Ziyad el-Bahili anlattı; dedi ki: Resulallahı görmüştüm. Babam kendi devesinin üstüne beni de bindirmişti. O zaman ben çocuktum. Resulallah el-Adba isimli devesinin üstünde iken Minada Ramazan bayramında insanlara hutbe veriyordu. Bize Ebün-Nadr Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize İkrime b. Ammar anlattı; dedi ki: Bize el-Hirmas b. Ziyad el-Bahili anlattı; dedi ki: Kurban bayramı günüydü. Babamla beraber bir devenin üstüne binmiştik. O sırada Allahın Resulü de devesinin üstünde idi ve Minada insanlara hutbe veriyordu.
2610. Cariye Ebu Nimran Cariye Ebu Nimran el-Hanefi. Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Ayyaş anlattı. O Dehsem b. Kurran el- Yemamiden, o Nimran b. Cariye el-Hanefiden, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Bir kavim, ortak malları olan bir şeyde ihtilafa düştü. Bu konuyu Resulallaha götürdüler. Resulallah Huzeyfeyi onlarla beraber gönderdi. Huzeyfe, hakkı evi sınıra daha yakın olanlara verdi. Huzeyfe, Resulallahın yanına geri geldiğinde konuyu ona açtı. Resulallah Huzeyfeyi ödüllendirdi.