"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Sudadan olanlar

O, Yezid b. Yezid b. Harb b. Ule b. Celd b. Malik b. Üdeddir.

1306. Ziyad b. el-Haris es-Sudai
Bize Muhammed b. Ömer ve Muhammed b. Kesir el-Abdi haber verdiler; dediler ki: Bize Süfyan es-Sevri haber verdi. O Abdurrahman b. Ziyad b. Enumdan, o da Ziyad b. Nuaym el-Hadramiden, o da Ziyad b. el-Haris es-Sudaiden şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü  benim kavmimin üzerine bir ordu göndermek istedi. Bunun üzerine onun yanına varıp dedim ki: “Ey Allahın Resulü! Duyduğuma göre kavmimin üzerine bir ordu gönderiyormuşsun. Orduyu geri çek! Zira ben, kavmimin İslama gireceği konusunda kefilim.” Bunun üzerine Allah Resulü  orduyu geri çekti. Ziyad sözlerine şöyle devam etti: “Onlara bir mektup yazdım. Bunun üzerine İslamı kabul ettiklerine dair temsili bir heyet elçi olarak geldi. Bu durum karşısında Allah Resulü  bana, Ey Sudanın kardeşi! Sen kavminde sözü dinlenen birisin. dedi. Ben de, Hayır, Allah onları hidayete erdirdi; Allah ve Resulü  onlara lütufta bulundu. dedim ve ekledim: Ey Allahın Resulü! Beni kavmime idareci yap! Bunun için bana yazılı bir belge ver! O da bunu yaptı. Bana yazılı bir belge verdi. Akabinde bir de kavmimin zekatından bana bir pay vermesini ve buna dair bana yazılı bir belge hazırlamasını ondan istedim. Bunu da yaptı ve bana [bu emri içeren] yazılı bir belge verdi. Bir ara Allah Resulü  ile birlikte iken bir grup geldi. İdarecilerini şikayet edip Cahiliye döneminde aramızda geçen bir olaydan dolayı bize sıkıntı verdi. dediler. Bu durum karşısında o da, Mümin için idareci olmakta hayır yoktur. buyurdu. Sonra bir adam ayağa kalktı ve şöyle dedi: Ey Allahın Resulü! Bana zekat mallarından biraz pay ver! Allah Resulü  Allah onu taksim etme yetkisini ne Zatına yakın olan bir Meleğe, ne de gönderilmiş bir peygambere verdi. Nihayet Cenab-ı Hak bizzat kendisi zekatı sekiz sınıfa taksim etti. Eğer sen bu sınıflardan birisi isen sana da veririm. Şayet buna muhtaç değilsen o zaman bu, sadece bir baş ağrısı ve karında bir dert oluverir. dedi. Bunun üzerine ben de Ey Allahın Resulü! Bana verdiğin iki yazılı belgeyi benden geri al! dedim. Allah Resulü  Ne oldu sana?deyince ben de, Senin idarecilik ve zekat malları konusunda ne dediğini duydum. dedim. O da, Şimdi de aynısını söylüyorum. Hal böyle iken şimdi istersen kabul et, istersen bu işi bırak! dedi.” Muhammed b. Ömer, bu isnatla gelen bu hadise şunları ekledi: “Allah Resulü  o iki yazılı belgeyi geri aldı ve sonra Bana senin kavminden lider yapacağım bir adam göster! dedi. Ben de lider yapacağı birini ona teklif ettim ve dedim ki: Ey Allahın Resulü! Bizim bir kuyumuz var. Kış olunca suyu bize yetiyor. Ancak yaz gelince suyu yetmiyor. Dolayısıyla biz de su aramak üzere [etrafa] dağılıyoruz. Oysa bugün içimizde Müslümanların sayısı azdır ve ve bu nedenle korkuyoruz. Kuyumuz hakkında [suyu bol olsun ve yaz mevsiminde de bize yetsin diye] Allaha dua et! Bunun üzerine Allah Resulü  Bana yedi tane çakıl taşı getir! dedi. [Ben de istediği taşları ona getirdim. Onları eline aldı ve] elinde ovduktan sonra bana verdi. Sonra dedi ki: Kuyuya varınca besmele çekip bunları birer birer kuyuya at! Bu söylenenleri aynen yaptım ve şu ana kadar [suyunun azalmasından dolayı] kuyunun dibini görmedik.” Allah Resulü , seferlerinden birindeydi. Gecenin ilk anından itibaren yola revan oldu. Ben de onunla beraber yürüdüm. O günlerde güçlükuvvetli biriydim. Derken ashabı onun etrafından dağılmaya başladı. Ben ise onun bineğinin üzengisine sımsıkı sarıldım; [etrafında pervane oldum,] hiç ayrılmadım. Seher vakti gelince Allah Resulü , “Ey Sudanın kardeşi! Ezan oku!” dedi. Ben de bineğimin üzerinde ezan okudum. Sonra tekrar yürüdük. Nihayet Allah Resulü  [bineğinden] indi ve def-i hacet için gitti. Döndüğünde, “Ey Sudanın kardeşi! Suyun var mı?” diye sordu. “Su kırbamda bir miktar var.” dedim. “Onu getir!” dedi. Kırbamı getirdim. “Dök!” dedi. Biraz kalın ve genişçe bir kaba döktüm. Bu arada Peygamberin  sahabileri, peşpeşe gelmeye başladılar. Akabinde Allah Resulü  avuç içini kabın üzerine koydu. Bütün parmak aralarından kaynayan birer pınar gördüm. [Bu mucizenin] ardından şöyle buyurdu: “Eğer Rabbimden utanmasaydım, [bu sudan]hem kendimiz içerdik, hem de başkalarına içirirdik.” Sonra “Ashabıma seslen, abdest için suya ihtiyacı olan gelsin!” dedi. Son kişiye kadar hepsi geldi. Ardından kamet getirmek üzere Bilal geldi. Bunun üzerine Allah Resulü  “Sudanın kardeşi ezan okudu. Kim ezan okuduysa o kamet getirsin!” dedi. Ben de kamet getirdim. Sonra Allah Resulü  öne geçip bize namaz kıldırdı.