598. Osman b. Huneyf
[Osman b. Huneyf] b. Vahib b. Ukeym b. el-Haris b. Mecdea b. Amr b. Haneş olup annesi, Ümmü Sehl b. Huneyf. Ümmü Sehlin tam adı, Hind bt. Rafi b. Umeys b. Muaviye b. Ümeyye b. Zeyd b. Kays b. amir b. Mürre b. Malik olup Evsin Ceadire kolundandır. Osman b. Huneyfin çocuklarından Osman b. Osmanın annesi Ümmü Sad bt. Sad b. Ebu Vakkas b. Üheyb b. Abdümenaf b. Zühredir. Abdullah b. Osman ve el-Bera b. Osmanın anneleri ümmü veleddir. Harise b. Osmanın annesi Kinde kabilesinden bir kadındır. Muhammed, Abdullah ve Ümmü Sehlin anneleri de ümmü veleddir. Bize Abdülvehhab b. Ata haber verdi. O Said b. Ebu Arubeden, o Katadeden, o da Ebu Miclezden rivayet etti. Ayrıca bize Muhbir haber verdi. O Ebu Leyladan, o da el-Hakem ve Muhammed b. el- Münteşirden şunu rivayet etti: Ömer, Osman b. Huneyfi Sevad bölgesinin haracını toplaması için görevlendirdi ve ona günlük erzak olarak bir koyunun dörtte bir kısmını ve dört dirhem verdi. Ona, işlenebilen ve bunun yanında verimli fakat metruk arazileri tespit edip ölçmesini; çorak araziyi, tepeleri, bataklıkları ve çalılıkları ise tespit etmemesini emretti. Osman, Cebel olarak bilinen Hulvan bölgesi hariç her yeri tespit edip ölçtü. Burası Arapların yaşadığı yere kadar uzanmakta olup Fıratın aşağı kısımlarıydı. Osman, Ömere sulanabilen ve gerek işlenen, gerekse metruk durumda olan arazilerin otuz milyon cerib olduğunu haber verdi. Ömerin bu arazileri ölçmede kullandığı ölçü birimi zira ve kabaza ölçüleriydi. Ölçme imkanı bulamadıkları yerleri ise göz kararıyla tespit etmişlerdi. Ömer, tarla sahipleri eksin ya da ekmesin her cerib başına bir dirhem ve bir kafiz vergi koymasını Osmana mektupla bildirdi. Üzüm bağları için her cerib başına on dirhem, yağ ve süt küpleri için de beş dirhem vergi alınmasını emretti. Hurma (bahçelerini) ve ağaçları onlara tahsis ederek, “Bu, onların kendi beldelerini imar etmelerinden dolayı aldıkları azıktır.” dedi. Zimmilerden de cizye aldı. Durumu iyi olanlar için kırk dirhem, bunların dışında kalanlar için de yirmi dört dirhem vermelerini şart koştu. Vermek için bir şey bulamayanlara da on iki dirhem vermelerini şart koştu. “Bir adamdan her ay bir dirhem alınması onu yoksul bırakmaz.” dedi. Haraç sayesinde onları köleleştirmekten vazgeçti. Onlara araziyi işlemelerini şart koştu. Ömere Kufeden ilk yıl gönderilen haraç miktarı 80 milyon dirhem oldu. Daha sonra bu miktar 120 milyon dirheme ulaştı ve bu şekilde devam etti. Bize Muhammed b. el-Fudayl b. Gazvan haber verdi; dedi ki: Bize Husayn b. Abdurrahman anlattı. O da Amr b. Meymundan şöyle dediğini rivayet etti: Bir defasında Ömerin yanına gittiğimde onun Huzeyfe b. el-Yeman ve Osman b. Huneyfin başında durduğunu gördüm. Şunu söylüyordu: “Umarım ki topraklara taşıyamayacağı yükü yüklememişsinizdir.” Bunun üzerine Osman, “Ben araziye şayet isteseydim daha fazla vergi koyabilirdim” dedi. Huzeyfe ise “Araziye taşıyabileceği kadar vergi yükü yükledim, fazlasını yüklemedim.” dedi. Ömer “Elinizdeki araziler hususunda güçleri yetmeyecek derecede vergi yükleyip yüklemediğinize iyice bakın.” dedikten sonra şunları da söyledi: “Allaha yemin olsun ki, şayet yaşarsam xtaki dul kadınların benden sonra ebedi olarak hiçbir kimseye muhtaç olmayacakları derecede kendilerine bağışta bulunurum.” Fakat daha dört sene dolmamıştı ki Ömer saldırıya uğradı. Şimdi yine başa dönüyoruz: Abdullah b. amir b. Küreyz Basradan çıktığı sırada Osman b. Affan öldürülmüştü. Ali (r) de Osman b. Huneyfi Basraya vali olarak gönderdi ve o da Basraya vardı. Bu durum Talha ve Zübeyrin Basraya gelmelerine kadar devam etti. Osman, onlarla savaştı ve bu sırada yanında Hakim b. Cebele el-Abdi de vardı. Daha sonra taraflar anlaşma yoluna gittiler. Buna göre verilen sözlerin yerine getirileceği, insanların evlerine dönüp hiç kimseye saldırı yapılmayacağı hususunda yazılı bir metin üzerine sulh gerçekleştirdiler. Ayrıca idare merkezi, mescid ve beytülmal Osman b. Huneyfte kalacaktı. Talha, Zübeyr ve Ayşe de Basrada Ali gelinceye kadar istedikleri yerde kalabileceklerdi. Allahın dilediği kadar bu şekilde beklediler. Daha sonra bulut ve rüzgarın hakim olduğu karanlık bir gece bastırdı. Talha ve Zübeyrin arkadaşları gelip Osman b. Huneyfin, Seyabice adıyla bilinen korumalarını öldürdüler. Ardından da Osmanın yanına girip sakalını, kaşlarını ve kirpiklerini yoldular. Ona “Şayet aramızda sözleşme olmasaydı seni öldürürdük.” dediler. Osman da “Sehl b. Huneyf, Alinin Medinedeki valisidir. Şayet beni öldürürseniz o da Medinede Esed ve Teym kabilesinden hiç kimseyi bırakmaz, öldürür.” dedi. Onu orada bir eve koyup sonra da “Beytülmal nerede?” diye sordular. Onlara beytülmalın yeri gösterildi. Ali, Basraya gelinceye kadar Talha ve Zübeyr orada kaldı. Sonra Cemel vakası oldu. Osman bu savaşta kurtuldu. Ali, Basradan ayrılınca oraya Abdullah b. Abbası vali tayin etti. Osman b. Huneyf, “Ebu Abdullah” olarak künyelenmişti. Muaviye b. Ebu Süfyanın hilafeti zamanında vefat etmiştir. Osman b. Huneyfin soyu devam etmiştir.