"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avfin müttefiki olan belden beni aclan ve üneyften olanlar

576. el-Haris b. Seleme
[el-Haris b. Seleme] b. Malik b. el-Haris b. Zeyd b. el-Ced b. el-Aclan. Uhud savaşına katılmıştır.

577. Mürare b. er-Rebi
[Mürare b. er-Rebi] b. Amr b. el-Haris b. Zeyd b. el-Ced b. el-Aclan. İlk Müslüman olanlardandır. Tebuk gazvesinde geride kalan ve Peygambere bir mazeret sunamayan üç kişiden biridir. Bu olay sonrası Peygamber onların durumunu Allaha havale etmiş ve Allah onların tövbesini kabul edene dek ashabın onlarla konuşmasını yasaklamıştır. Sonunda onlar hakkında, “Allah savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti.” ayeti ve devamındaki ayetler indirilmiştir.

578. Uveymir b. el-Haris
[Uveymir b. el-Haris] b. Zeyd b. Harise b. el-Ced b. el-Aclan. Uveymir, hanımının Şerik b. es-Sehma ile zina ettiğini iddia eden kişidir. Bu iddia üzerine Peygamber bir gün Mescid-i Nebevide ikindi vaktinde onunla hanımı arasında mülaane (lanetleşme) yaptırmıştır. Bu olay hicretin 9. yılında olmuştu. Zira Uveymir, Tebuk gazvesinden dönünce hanımının hamile olduğunu görmüştü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana ed-Dahhak b. Osman anlattı. O İmran b. Ebu Enesten o da Abdullah b. Caferden rivayet etti. Abdullah şöyle dedi: Uveymir b. el-Harisi gördüm. Hanımının Şerik b. es-Sehma ile zina ettiğini iddia ediyor, onun karnındaki çocuğun kendisine ait olmadığını söylüyordu. Bunun üzerine Peygamber onunla hanımı arasında mülaane yaptırdı. Hanımı hamile idi. O ikisini Mescidde minberin yanında lanetleşirken gördüm. Daha sonra çocuk doğdu ve annesinin gözetimine verildi. İnsanlar bu çocuğu Şerik b. es-Sehmaya benzetiyorlardı. Resulallah , bu çocuk hakkında “Çocuk doğunca daha emzirmeden bana getirin.” demişti. Öyle yaptılar. Resulallah çocuğun Şerik b. es- Sehmaya benzerliğine baktı. Halbuki kabilesi, hanımını Resulallaha şikayet etti diye Uveymire çıkışmış, üzerine gitmiş ve “Biz senin hanımından iyilikten başka bir şey görmedik.” demişlerdi. Fakat çocuğun Şerik b. es-Sehmaya benzediğini görünce ondan özür dilediler ve yaptığını tasdik ettiler. Doğan çocuk ise iki yıl sonra öldü. Annesi ise onun ölümünden sonra fazla yaşamadı. Şerik b. es-Sehma ise insanlar arasında çok kötü bir adla yaşadı. Onun tövbe ettiğine dair bir haber bize ulaşmamıştır. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bana ed-Dahhak b. Osmandan başkası anlattı. O Uveymirin şunu dediğini söyledi: “Ya Resulallah, ben hurma ağaçlarını aşı sonrası yeniden sulamaya başladığımız günden beri hanımıma elimi bile sürmedim.” dedi. Bunun üzerine Peygamber de “Allahım, sen açığa çıkar!” diye dua etti. Uveymir, yapı olarak kolları ve bacakları zayıf, hafif kızılımsı sarı saçlı, kızıl tenli, uzun boylu bir kişiydi. Peygamber şöyle dedi: “Çocuk doğunca bakın, şayet kalın kaşlı, sık ve kıvırcık saçlı, kolu ve ayakları etli ve kalın, iri kalçalı bir çocuksa zina ile itham edilen adamdandır. Fakat kadın, kolları ve bacakları zayıf, hafif kızılımsı sarı saçlı, kızıl tenli, uzun boylu bir bebek doğurursa bilin ki, Uveymirdendir.” Çocuk doğduğunda Uveymire değil zina ile itham edilen adama benziyordu. Peygamber çocuğu annesinin sorumluluğuna verdi ve “Bu çocuk herhangi bir babanın oğlu olarak değil, annesine nispet edilerek çağırılacaktır. Annesine kimse zina isnadında da bulunmasın. Kim ona veya annesine söz söylerse sopa cezasına çarptırılacak.” dedi. Uveymirin çocuğa veya annesine nafaka vermeyeceğine, onları barındırmak zorunda olmadığına ve kadının iddet beklemeyeceğine hükmetti. Uveymiri, Şerik b. es-Sehmaya yönelik zina ithamına karşılık iftira cezasıyla da cezalandırmadı. Uveymir ve Şerik b. es-Sehma Peygamber ile birlikte Uhud savaşına katılmışlardır.

579. Şerik b. Abede
[Şerik b. Abede] b. Muğis b. el-Ced b. el-Aclan. Şerik b. Abede, Uveymirin, eşiyle zina ettiğini ve lanetleşmelerine sebep olan kişi, yani Şerik b. es-Sehmadır. Muhammed b. Ömer ve Abdullah b. Muhammed b. Umare el-Ensari de aynı şeyi söylemiş ve “Şerik Uhud savaşına katılmıştır.” demişlerdir. Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi ise şöyle demiştir: “Uhuda katılan kişi Şerik değil, babası Abede b. Muğistir.”

580. Mürre b. el-Hubab
[Mürre b. el-Hubab] b. Adi olup Uhud savaşına katılmıştır.

581. amir b. Sabit
Amr b. Avfoğullarının Cahcebaoğulları kolunun müttefikidir. Uhud savaşına katılmıştır. Hicri 12. yılda Yemame savaşında şehit olmuştur.

582. Sabit b. ed-Dehdah
Sabit b. ed-Dehdah (veya İbnüd-Dehdahe) b. Nuaym b. Ganm b. İyas. Künyesi Ebüd-Dehdah şeklindedir. Zeyd b. Malik b. Avf b. Amr b. Avfoğullarının müttefiklerinden olan Beli kabilesinin Üneyfoğulları veya Aclanoğulları arasındaydı. Ebu Lübabe b. Abdülmünzirin dayısı olduğu söylenmiştir. Bize Muaz b. Hani el-Behrani el-Basri haber verdi; dedi ki: Bize Harb b. Şeddad anlattı; dedi ki: Bize Yahya b. Ebu Kesir anlattı; dedi ki: “Kimdir Allaha güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin? (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak Ona döndürüleceksiniz.” ayeti nazil olunca Peygamber “Ey Müslümanlar! Mallarınızdan Allaha borç verin ki, size kat kat fazlasıyla geri döndersin.” buyurdu. Bunun üzerine İbnüd-Dehdahe “Ya Resulallah! Benim iki malım var, biri el-aliye bölgesinde, diğeri de Zaferoğulları bölgesinde. Görevlin Ferve b. Amrı gönder, en iyisi hangisi ise onun mahsulünü toplasın.” dedi. Resulallah da Ferveye, “Git ikisine de bak, hangisi daha iyisi ise onu kendisine bırak, diğerini topla.” dedi. Ferve ile İbnüd-Dehdahe birlikte gidip baktılar. Ferve iyi olan mal için, “Bu daha iyi olanıdır. Resulallah iyi olanı sana bırakmamı emretti” dedi. İbnüdDehdahe ise “Ben Rabbime, malımın kötüsünü veremem! Rabbime ancak malımın en iyisini verebilirim. Ben dünya fakirliğinden korkmuyorum!” dedi. Bu olay üzerine Resulallah “İbnüd-Dehdaheyi Cennette ne müthiş hurma bahçeleri bekliyor, bir bilseniz!” buyurdu. Bize Yezid b. Harun, Ubeydullah b. Musa ve el-Fadl b. Dükeyn haber verdiler; dediler ki: Bize Zekeriyya b. Ebu Zaide anlattı; dedi ki: amir eş-Şabiden dinledim, şöyle diyordu: Resulallah bir adamdan borca hurma istemiş, ancak adam vermemiş ve “Bu şayet gerçek peygamber olsaydı borç istemezdi.” demişti. Bunun üzerine Peygamber İbnüd-Dehdaheye haber gönderip ondan borca hurma istedi. O ise Peygambere “Allaha yemin olsun ki sen, malım ve çocuklarım üzerinde benden daha çok hak sahibisin. Malım senin malındır. Dilediğin kadarını al, dilediğini bize bırak. Bize bıraktığın miktar Allahın izniyle bereket bulacak, çoğalacaktır.” dedi. İbnüd-Dehdahe vefat ettiğinde Peygamber “İbnüd-Dehdaheyi Cennette ne müthiş hurma bahçeleri bekliyor, bir bilseniz!” buyurdu. Bize Said b. Mansur haber verdi; dedi ki: Bize Halef b. Halife anlattı. O Humeyd el-Arecten, o Abdullah b. el-Haristen, o da Abdullah b. Mesuddan şöyle dediğini rivayet etti: “Kimdir Allaha güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin? (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak Ona döndürüleceksiniz.” ayeti nazil olunca İbnüd-Dehdah, “Ya Resulallah! Allah bizden borç mu istiyor?” diye sordu. Resulallah “Evet!” dedi. O da “Bana elini uzat.” dedi. Peygamber elini ona uzatınca İbnüd-Dehdah, “Ben bahçemi Allaha borç veriyorum. İçinde tam altı yüz hurma ağacı var.” dedi. Sonra hurma bahçesine gidip orada bulunan hanımına “ Ey Ümmüd-Dehdah!” diye seslendi. Hanımı, “Buyur!” dedi. İbnüd-Dehdah ona, “Bahçeden çık, ben burayı Rabbime borç verdim.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: “Bizim rivayetimiz şöyledir: Ensardan bir yetim, Uhud savaşı öncesinde, kendi eviyle Ebu Lübabe b. Abdülmünzirin bahçesi arasında kalan bir hurma ağacı hususunda Resulallaha şikayette bulundu. Resulallah ise ağacın Ebu Lübabeye ait olduğuna hükmetti. Bunun üzerine o yetim çok üzüldü ve ağladı. Peygamber o ağacı yetime vermesi için Ebu Lübabeye ricada bulundu. O ise reddetti. Peygamber , “Karşılığında sana Cennette bir hurma ağacı var.” dedi; o yine reddetti. İbnüd-Dehdah Peygambere gelip “Ya Resulallah! Ben o ağacı yetime verirsem bana ne var?” diye sordu. Peygamber, “Karşılığında Cennette bir hurma ağacı var.” buyurdu. İbnüd-Dehdah gidip o ağacı bir bahçe karşılığında Ebu Lübabeden satın aldı ve yetime bağışladı. Bunun üzerine Resulallah “İbnüd-Dehdaheyi Cennette ne müthiş hurma bahçeleri bekliyor, bir bilseniz!” buyurdu. Resulallahın bu sözünden dolayı insanlar İbnüd-Dehdahın şehit olacağını umuyorlardı ve nihayet Uhud savaşında şehitlik mertebesine kavuştu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ammar anlattı. O el-Haris b. el-Fudayl el-Hatmiden şöyle dediğini rivayet etti: Uhud savaşında Müslümanlar darmadağın olmuşken İbnüd-Dehdah öne atılıp “Ey Ensar! Gelin, beni dinleyin! Ben Sabit İbnüd-Dehdahım! Muhammed öldürülmüş olsa bile Allah hep diridir, asla ölmez! Dininiz uğruna savaşın! Destekçiniz Allahtır! O size yardım edecektir!” diyerek haykırdı. Bunun üzerine Ensardan bir grup etrafında toplandı. Hep beraber vuruşmaya başladılar. Karşılarına müşriklerden zorlu bir grup çıkmıştı. Bu grupta müşriklerin ileri gelenlerinden Halid b. el-Velid, Amr b. el-as ve İkrime b. Ebu Cehil ve Dırar b. el-Hattab da vardı. İki grup çarpışmaya başladı. Halid b. el-Velid, İbnüd-Dehdaha mızrak fırlatıp yaraladı ve şehit etti. Gruptaki diğer Müslümanlar da şehit oldular. Peygamber ile bazı sahabiler bir tepeye sığınmışlardı. Orada çatışma yaşanmıyordu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Rebah anlattı. O el-Misfer b. Rifaa el-Kuraziden rivayet etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bana Muhammed b. Abdullah anlattı. O ez-Zühriden şunu rivayet etti: Sabit İbnüd-Dehdahe Uhud savaşında şehit olmuştur. Muhammed b. Ömer şöyle dedi ki: Bazı raviler Sabit İbnüd-Dehdahın Uhudda şehit olmayıp yaralı olarak kurtulduğunu, sonra bu yaranın iyileştiğini, daha sonra başına gelen bir yaralanmadan dolayı yatağında öldüğünü belirtmişlerdir. Onun defnedildiği gün Resulallah kırmızı bir elbise giyinmiş olarak at üstünde görülmüştür. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Miğvel anlattı; dedi ki: Simak b. Harbden işittim. O da Cabir b. Semüreden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah İbnüd-Dehdahın cenazesine katıldı. Cenazeden dönünce eğersiz bir ata bindi. Biz de yürüyerek onu takip ettik. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Malik b. Miğvelden, o Simak b. Harbden, o da Cabir b. Semüreden şunu rivayet etti: İbnüd-Dehdahın cenazesinden dönerken Peygambere eğersiz bir at getirildi. O da ata bindi. Biz de atın etrafında, onunla birlikte yürüyorduk. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İsrail ve Şeyban anlattılar. Onlar Ebu İshaktan, o da el-Bera b. azib şunu rivayet etti: İbnüd-Dehdahı defnettikten sonra geri dönerken Resulallahın eğersiz bir ata bindiğini gördüm. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Süfyandan, Süfyan da adını belirtmediği Medineli bir adamdan, o Muhammed b. Yahyadan, o da amcası Vasi b. Hibbandan şöyle dediğini rivayet etti: Sabit İbnüd-Dehdah, çok hızlı ve atılgan biri idi. Üneyf veya Aclanoğullarına mensuptu. Vefat ettiğinde kız kardeşinin oğlu Ebu Lübabe b. Abdülmünzir dışında mirasçısı yoktu. Bu yüzden onun mirasını Resulallah , Ebu Lübabeye verdi. Bize Abdullah b. Nümeyr haber verdi. O Muhammed b. İshaktan, o Muhammed b. Yahya b. Hibbandan, o da Vasi b. Hibban şunu rivayet etti: Sabit İbnüd-Dehdahe vefat ettiğinde geride mirasçı bırakmamıştı. Peygamber , asım b. Adiye bir adam gönderip Sabit İbnüd- Dehdahenin bir yakını olup olmadığını sordu. O da “Allaha yemin olsun ki böyle birini bilmiyoruz. O dışarıdan gelip kabilemize katılmış olan birisidir.” dedi. Bunun üzerine Peygamber onun mirasını kız kardeşinin oğlu Ebu Lübabe b. Abdülmünzire verdi.