"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni dubaya b. Zeyd b. Malikden olanlar

572. Hanzale b. Ebu amir
Hanzalenin babası, Ebu amir Abduamr er-Rahib b. Sayfi b. en-Numan b. Malik b. Ümeyye b. Dubayadır. Annesi er-Rebab bt. Malik b. Amr b. Aziz b. Malik b. Avf b. Amr b. Avftır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbn Ebu Sebre anlattı. O Selem b. Yesardan, o Umare b. Huzeyme b. Sabitten, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Evs ve Hazrec kabilelerinde, daha Medineye hicret etmeden önce Peygamberin evsaf ve şemailini Ebu amirden daha iyi bilen kimse yoktu. Yahudilerle arkadaşlık eder, onlara dini bilgiler sorar, onlar da kendisine son peygamberin vasıflarını ve bu şehre (Yesrib-Medine) hicret edeceğini bildirirlerdi. Teyma Yahudilerinin yanına gittiğinde onlar da aynı bilgileri verirlerdi. Daha sonra Şama gidip oradaki hristiyanlara sorduğunda onlar da son peygamberin vasıflarını ona haber verdiler. O da Medineye dönünce herkese, “Ben Hanif dini üzereyim.” dedi. Ruhban hayatı yaşamaya başladı. Ruhban elbiseleri giydi. Kendisinin, İbrahimin dini üzere olduğunu ve son peygamberin çıkışını beklediğini iddia ederek yaşadı. Yıllar sonra Peygamber Medineye hicret ettiğinde ise ona haset edip kin güttü ve münafıklığa başladı. Peygambere “Sen hanif dinine başka şeyler bulaştırdın.” diye suçlamada bulundu. Peygamber ise “Hayır, bilakis onu bembeyaz, tertemiz hale getirdim. Rahiplerin benim vasıflarıma dair sana söyledikleri bilgileri açıkla!” dedi. O ise “Sen onların bana anlattıkları kişi değilsin!” dedi. Peygamber , “Yalan söylüyorsun!” dedi. O, ise “Hayır, yalan söylemiyorum!” deyince Peygamber , “Yalan söyleyeni, Allah, kovulmuş ve kimsesiz bir halde öldürsün!” dedi. O da “amin” dedi. Ebu amir, daha sonra Mekkeye gidip Kureyş ile birlik oldu; onların dinine uyup ruhbanlığı terk etti. Uhud savaşında müşriklerin yanında savaştı. Sonra yine Mekkeye döndü. Birkaç yıl sonra Mekkenin Müslümanlar tarafından fethedildiğini, dostu olan müşriklerin tek tek ölüp gittiğini, küfre ve küfür ehline bu diyarda yer kalmadığını görünce kaçıp Kayserin diyarına yerleşti ve bir başına, kimsesiz olarak orada öldü. O ölünce Kayser onun mirasını Kinane b. Abdüyalile verdi ve “Sen de o da yerleşik hayat sürenlerdensiniz.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ebu amirin oğlu Hanzale ise Müslümanların seçkinlerinden ve en samimi olanlarından idi. Resulallah hicret akabinde onu ve Şemmas b. Osman b. eş-Şerid el-Mahzumiyi kardeş kılmıştı. Hanzalenin Abdullah adlı oğlu Harre savaşında şehit oldu. Abdullahın annesi, Belhubladan, Cemile bt. Abdullah b. Übey b. Selul idi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme anlattı. O Hişam b. Urveden, o da babasından şunu rivayet etti: Hanzale, “Ya Resulallah, babamı öldüreyim mi?” diye sorunca Peygamber , “Hayır, babanı öldürme!” dedi. Muhammed b. Ömer kendi zikrettiği senetle şöyle demiştir: Hanzale b. Ebu amir, Cemile bt. Abdullah b. Übey b. Selul ile evlenmiş; sabahında Uhud savaşına çıkılacağı gecede onunla zifafa girmişti. O gece zifafa girme hususunda Resulallahtan izin istemiş, o da izin vermişti. Sabahleyin kalkıp yıkandı, sabah namazını kıldı ve Peygamber ile birlikte Uhuda gitmek için çıkmak isteyince Cemile onu geri çevirdi ve tekrar birlikte oldular. Bu arada onunla ilişkiye girdiğine şahit olsunlar diye Cemile, akrabalarından dört kişiye gizlice haber salmıştı. Cemile onları, Hanzalenin kendisiyle birlikte olduğuna şahit tutunca kendisine “Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydun?” diye sordular. O da şöyle dedi: “Ben rüyamda gökyüzünde bir kapı açılıp Hanzalenin o kapıdan girdiğini, sonra da o kapının kapandığını gördüm ve kendi kendime, Bu, şehadet müjdesidir dedim.” Böylece Cemile onları, Hanzalenin kendisiyle birlikte olduğuna şahit tuttu ve bu ilişkiden Abdullah adlı oğlu dünyaya geldi. Hanzalenin şehadeti üzerine daha sonra Cemile Sabit b. Kays b. Şemmas ile evlendi. Bu evlilikten ise Muhammed b. Sabit b. Kays b. Şemmas doğdu. Hanzale silahını kuşanıp Uhuda gitmiş olan Peygambere ulaştı. Bu sırada Peygamber Müslümanların saflarını düzeltiyordu. Müşriklerle savaş başlayınca Hanzale, Ebu Süfyan b. Harb ile karşılaştı. Hemen Ebu Süfyanın atının ökçesine vurdu. At tekme atınca Ebu Süfyan yere yuvarlandı ve “Ey Kureyş halkı, ben Ebu Süfyanım, yardım edin!” diye bağırmaya başladı. Hanzale kılıcıyla onu boğazlamak istiyordu. Ebu Süfyanın sesini duyanlar ise hezimete uğradıkları için kaçıyorlar ona yardım edemiyorlardı. Sonunda el-Esved b. Şeub durumu gördü ve Hanzaleye bir mızrak fırlattı. Mızrak Hanzalenin bedenine saplandı. Hanzale o haliyle el-Esvedin üzerine yürüdü. el-Esved ikinci bir mızrak daha atıp onu öldürdü. Ebu Süfyan da topallaya topallaya oradan kaçıp Kureyşli birkaç kişinin yanına ulaştı. el-Esved b. Şeub ise kendi atından inip atına binmiş olan Ebu Süfyana yardımcı olmak için onun terkisine bindi. Hanzale şehit olmuştu ve kendisi gibi şehit olan Hamza b. Abdülmuttalib ve Abdullah b. Cahşın yanında yatıyordu. Babası Ebu amir, Hanzalenin başına geldi ve şöyle dedi: “Ben seni bu çatışmadan önce bile bu adama uyma diye uyarmıştım. Allaha yemin olsun ki, sen babana karşı iyi bir evlattın! Hayat boyu şerefli, yüce bir ahlaka sahiptin! Ölümün de arkadaşlarının en asil ve şereflileriyle birlikte oldu! Allah yanında yatan arkadaşın Hamzayı hayırla ödüllendirsin! Muhammedin arkadaşlarından her birini hayırla ödüllendirsin! Seni de hayırla ödüllendirsin! Ey Kureyşliler! Hanzaleye müsle yapılamaz! O, her ne kadar bana ve size muhalif davranmış olsa da kendisinin hayrına gördüğü şeyde canını ortaya koymaktan geri durmadı!” Babası Ebu amirin bu sözleri üzerine Hanzaleye müsle yapmadılar, ancak diğerlerine yaptılar. Şehit olan Müslümanların cesetlerine müsle yapan ilk kişi Hind bt. Utbe oldu. Hanzale b. Ebu amirin öldürüldüğünü görünce Ebu Süfyan b. Harb “Hanzaleye karşı Hanzale!” diye haykırmaya başladı. Bedir savaşında müşriklerin safında savaşırken öldürülen kendi oğlu Hanzale b. Ebu Süfyana karşılık Müslümanlar arasından Hanzale b. Ebu amirin öldürüldüğünü kastediyordu. Savaş sonrasında Peygamber ise Hanzale hakkında “Meleklerin yerle gök arasında, yağmur suyuyla ve gümüşten kaplarla Hanzaleyi yıkadıklarını gördüm.” buyurdu. Ebu Said es-Saidi şöyle demiştir: “Peygamberin bu sözü üzerine Hanzalenin cesedi başına gidip baktık, bir de ne görelim! Başından sular damlıyor! Peygamberin yanına gidip durumu anlattım. O da Hanzalenin hanımına birini gönderip Hanzalenin savaşa çıktığı sıradaki durumunu sordurdu. Eşi de onun cünüp olarak evden çıktığını belirtti.” Bu olay sebebiyle Hanzalenin çocuklarına, “Meleklerin yıkadığı adamın nesli” denmiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Zekeriyya b. Ebu Zaide anlattı. O amir eş-Şabiden şöyle dediğini rivayet etti: Hanzale b. er-Rahib Uhud savaşında şehit edilmiştir. O, meleklerin yıkadığı kişidir.

573. Kardeşi Sayfi b. Ebu amir
[Sayfi b. Ebu amir] b. Sayfi b. en-Numan b. Malik b. Dubaya. Annesi, Evsin Vakıfoğulları kolundan Umeyre bt. el-Haristir. Uhud savaşına, kardeşi Hanzale b. Ebu amir ile birlikte katılmıştır. Soyu devam etmemiştir.

574. Ebu Süfyan b. el-Haris
[Ebu Süfyan b. el-Haris] b. Kays b. Zeyd b. el-Attaf b. Dubaya b. Zeyd. Amr b. Avfoğullarındandır. Çocuklarından Abdurrahman ve Temimenin anneleri de Amr b. Avfoğullarına mensup Şemus bt. en-Numan b. amir b. Mücemmidir. Ebu Süfyan b. el-Haris Uhud savaşında şehit olmuştur. Kendisi Resulallaha “Savaşayım da sonra kızlarımın yanına döneyim.” diyen sahabidir. Onun bu sözü üzerine Resulallah “Allahı tasdik etti.” demiştir. Yani samimi davranmış ve şehitlikle onurlandırılmıştır.