347. Üseyd b. el-Hudayr
[Üseyd b. el-Hudayr] b. Simak b. Atik b. İmruülkays b. Zeyd b. Abdüleşhel. Künyesi Ebu Yahyadır. Ebül- Hudayr künyesiyle de anılır. Muhammed b. Ömerin rivayetine göre annesi, Ümmü Üseyd bt. en-Numan b. İmruülkays b. Zeyd b. Abdüleşheldir. Abdullah b. Muhammed b. Umare el-Ensarinin rivayetine göre ise o, Ümmü Üseyd bt. Seken b. Kürz b. Zeura b. Abdüleşheldir. Üseydin Yahya adında bir oğlu vardı. Bu çocuğun annesi Kindedendir. Üseyd, sonraları vefat etti. Onun neslinden gelen kimse yoktur. Babası Hudayr el-Ketaib, Cahiliye devrinde önde gelen şahıslardan biri olup Buas savaşında Evsin reisi idi. Bu olay, Evs ve Hazrec kabileleri arasında meydana gelen savaşların sonuncusu idi. Hudayr el-Ketaib de bu savaşta öldürülmüştü. Bu olay meydana geldiği zaman Allah Resulü Mekkede olup kendisine nübüvvet gelmiş, insanları İslama davet etmeye başlamıştı. Bu olaydan altı sene sonra Medineye hicret etti. Hufaf b. Nüdbe es-Sülemi, Hudayr el-Ketaib için şu şiiri söylemiştir: Eğer heybet sahibi bir kişiyi yoldan çıkarmış olsaydı arzular; Hudayrı yoldan çıkarırdı, Vakımın kapılarını kapadığı gün. Karanlık çökünceye kadar onun etrafında dolaşır, Kendisi ise rahatlık ve güven içinde otururdu. Vakım, Hudayr el-Ketaibin burcudur. Hudayr el-Ketaib Beni Abdüleşheldendi. Cahiliye devrinde de İslam geldikten sonra da Üseyd b. Hudayr babasından sonra kavminin önde gelen biri oldu. Kavminin akıllılarından ve görüşüne müracaat edilen kişilerinden idi. Cahiliye devrinde okuma-yazma bilenlerdendi. Bu dönemde okuma-yazma bilenlerin sayısı oldukça azdı. İyi ok ve mızrak atardı. Cahiliye devrinde bu özellikleri taşıyan kişiye el-Kamil denirdi. Üseydde bu özelliklerin tamamı mevcuttu. Babası Hudayr el- Ketaib de bu özelliklere sahip bir kişi olduğundan o da bu isimle yadedilirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe haber verdi. O da Vakıd b. Amr b. Sad b. Muazın şöyle dediğini rivayet etti: Üseyd b. Hudayr ve Sad b. Muazın Müslüman olmaları Musab b. Umeyr el-Abderinin eliyle aynı günde olmuştu. Üseyd, Saddan bir saat önce Müslüman olmuştu. Musab b. Umeyr, Allah Resulünün İkinci Akabe biatinde Ensardan yetmiş kişiyle görüşmesinden önce, onun emriyle insanlara İslamı anlatmak, Kuranı öğretmek ve onları dinde derin anlayış sahibi kılmak üzere Medineye gelmişti. [Kaynağımız olan alimlerin] hepsinin rivayetlerine göre Ensardan yetmiş kişi ile birlikte İkinci Akabe biatinde bulundu. On iki temsilciden (nakib) biriydi. Allah Resulü onu Zeyd b. Harise ile kardeş yapmıştı. Bedir savaşına katılmadı. Aynı şekilde onunla beraber Allah Resulünün ashabının büyüklerinden, nakib olanlardan ve başkalarından Bedir savaşına katılmayanlar oldu. Onlar Allah Resulünün sıkıntılı bir durumla karşılaşacağını veya savaşa gireceğini tahmin etmemişlerdi. Allah Resulü ve onunla birlikte çıkanlar, Şamdan dönen Kureyş kervanını vuracaklardı. Bu haber önceden kervan sahiplerine ulaştı. Onlar da Allah Resulünün üzerlerine saldırmak üzere Medineden çıktığını Mekkelilere haber verdiler ve kervanı sahil yoluna sevkettiler. Böylece kervan kurtulmuş oldu. Bu arada Kureyş ordusu, kervanı korumak üzere Mekkeden çıktı. Kureyş ordusu ile Allah Resulü ve beraberindekiler, yer ve zaman konusunda önceden belirlenmiş bir durum olmaksızın Bedirde karşılaştılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre haber verdi. O İbn Ebu Ahmedin mevlası Abdullah b. Ebu Süfyanın şöyle dediğini rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr Allah Resulünü Bedir savaşı dönüşünde karşıladı ve şöyle dedi: “Seni zafere ulaştıran ve seni hoşnud eden Allaha hamd olsun! Ya Resulallah! Allaha yemin olsun ki, benim Bedire katılmamamın sebebi, senin düşmanla karşılaşacağını düşünemeyip kervanla karşılaşacağını düşünmüş olmamdır. Eğer senin düşmanla karşılaşacağını bilseydim, savaştan geri kalmazdım.” dedi. Allah Resulü , “Doğru söyledin.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Üseyd Uhud savaşına katıldı ve o gün yedi yerinden yaralandı. İnsanlar dağıldığı zaman Allah Resulünün yanında kaldı. Allah Resulü ile beraber Hendek ve diğer savaşlara da katıldı. O Allah Resulünün ashabının ileri gelenlerindendi. Bize Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Üveys anlattı; dedi ki: Bana Süleyman b. Bilal anlattı. Yine bize Musa b. İsmail Ebu Seleme el-Minkari haber verdi; dedi ki: Bize Abdülaziz b. Muhammed ed-Deraverdi haber verdi. [Son ravilerin] hepsi Süheyl b. Ebu Salihten, o babasından, o da Ebu Hüreyreden Allah Resulünün şöyle dediğini rivayet etti: “Üseyd b. el-Hudayr ne güzel adamdır!” Bize Yezid b. Harun, Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O Sabit el-Bünaniden, o da İbn Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr ve Abbad b. Bişr şiddetli karanlığın olduğu bir gece Allah Resulünün yanında bulunuyorlardı. Bir müddet sohbet ettikten sonra kalkıp yürümeye başladılar. Yürürken onlardan birisinin meşalesi onlara ışık veriyor; onlar da o ışığın aydınlığında yürüyorlardı. Yol ikiye ayrılınca her birinin asası kendi yolunu aydınlatmaya başladı ve her biri onun aydınlığında yürümeye devam ettiler. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O Süfyan b. Uyeyneden, o Hişam b. Urveden, o da babasından rivayet etti. Yine bana Abdullah b. Mesleme b. Kaneb el-Harisi ve Halid b. Mahled rivayet ettiler; dediler ki: Bize Süleyman b. Bilal haber verdi. O Yahya b. Saidden, o da Büşeyr b. Yesardan şunu rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr kavmine imamlık yapıyordu. Bir ara rahatsızlandı ve oturarak namaz kıldı. Süleyman b. Bilal rivayetinde dedi ki: Onlar da arkasında oturarak namaz kıldılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. İsmail b. Ebu Habibe anlattı. O da arkadaşlarından rivayet etti. Muhammed b. Ömer dedi ki: Bize Muhammed b. Salih ve Zekeriya b. Zeyd haber verdiler. Onlar Abdullah b. Ebu Süfyandan, o da Mahmud b. Lebidden şöyle dediğini rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr, hicretin 20. senesi Şaban ayında vefat etti. Ömer b. el-Hattab onu Beni Abdüleşhelden alıp iki direk arasına yükleyip Baki kabristanına götürdü. Cenaze namazını Bakide kıldı. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Ömer haber verdi. O Nafiden, o da İbn Ömerden şöyle dediğini rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr vefat ettiğinde geride 4.000 dirhem borç bırakmıştı. Onun malı ise her sene ancak 1.000 dirhem gelir getiriyordu. Onun malını satmak istediler. Bu haber Ömer b. el-Hattaba ulaşınca, alacaklılarını çağırtıp onlara, “Her sene size 1.000 dirhem almanız kafi gelmiyor mu? Bu şekilde dört sene içinde alacağınızı tahsil etmiş olursunuz.” dedi. Onlar “Evet, ey Müminlerin Emiri!” dediler. Bu şekilde alacaklarını ertelediler ve her sene 1.000 dirhem tahsil ettiler. Bize Man b. İsa haber verdi; dedi ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Yezid b. Kuseytten, o da Mahmud b. Lebidden şunu rivayet etti: Üseyd b. el-Hudayr öldü ve bir miktar borç bıraktı. Ömer alacaklıları çağırıp onlardan bunu ertelemelerini istedi.
348. Ebül-Heysem b. et-Teyyehan
Ebül-Heysem b. et-Teyyehannın ismi Maliktir. O Beli kabilesinden olup Beni Abdüleşhelin anlaşmalılarındandır. Annesi, Beli b. Amr b. el-Haf b. Kudaadan Ümmü Malik bt. Maliktir. O, Ensarın on iki temsilcisinden biridir. Allah Resulü ile birlikte her iki Akabe biatine, Bedir, Uhud ve diğer savaşlara katıldı. Onunla ilgili [bize ulaşan] bütün [bilgileri ve] durumu Beni Abdüleşhelden Bedir savaşına katılanlar arasında yazdık.