"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni amr b. Malik b. En-neccarın alt kolu olan beni muaviye b. Amrdan olanlar

Bunlar, Hudeyleoğullarıdır. Hudeyle, onların annesidir.

195. Übey b. Kab
[Übey b. Kab] b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Künyesi Ebül- Münzirdir. Annesi, Malik b. en-Neccaroğullarından Suheyle bt. el-Esved b. Haram b. Amrdır. Übey b. Kabın, et-Tufeyl ve Muhammed isimlerinde iki oğlu vardı. Bu çocukların annesi, Devs kabilesinden Ümmüt-Tufeyl bt. et-Tufeyl b. Amr b. el-Münzir b. Sübey b. Abdünühm idi. Übeyin kızı Ümmü Amrın annesinin kim olduğunu bilmiyoruz. Ravilerin ittifakıyla Übey b. Kab, Ensardan yetmiş kişi ile birlikte İkinci Akabe biatine katılmıştır. Cahiliye devrinde Araplar arasında okuma-yazma bilenlerin sayısı oldukça az olmakla birlikte Übey, İslamdan önce okuyup yazmasını bilenlerdendi. İslami dönemde de Allah Resulü için vahiy katipliği yapmıştır. Yüce Allah da Resulüne Kuranı Übeye okuyup öğretmesini emretmişti. Allah Resulü onun hakkında “Ümmetimin en iyi okuyucusu Übeydir.” buyurmuşlardır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya b. Talha, amcası İsa b. Talhanın şöyle dediğini rivayet etti. Yine bana Musa b. Muhammed b. İbrahim, babasının şöyle dediğini rivayet etti. Yine bana Mahreme b. Bükeyr, o babasından, o da Yüsr b. Saidden rivayetle şöyle dedi. Bana Abdullah b. Cafer, o da Sad b. İbrahimden rivayet etti; dediler ki: Allah Resulü , Übey b. Kab ile Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyli kardeş yaptı. Übey, Allah Resulü ile beraber Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşların tümüne katıldı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana İshak b. Yahya, İsa b. Talhanın şöyle dediğini rivayet etti: Übey ne kısa, ne de uzun boylu idi. Bu ikisinin arasında orta boylu idi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Übey b. Abbas b. Sehl b. Sad es-Saidi, babasının kendisine şöyle dediğini anlattı: Übey b. Kab, saçı-sakalı beyaz bir zattı; saçını-sakalını boyamak suretiyle yaşlı görüntüsünü de değiştirmiyordu. Bize İsmail b. Ebu İbrahim el-Esedi haber verdi. O el-Ceririden, o da Ebu Nadreden şöyle dediğini rivayet etti: Aramızda kendisine Cabir veya Cüveybir denilen bir adam dedi ki: Halifeliği zamanında Ömerden bir ihtiyacımın giderilmesini istemiştim. O sırada yanında beyaz saçlı ve beyaz elbiseli bir adam vardı. Bu adam dedi ki: “Şüphesiz dünyada bizi ahirete ulaştıracak armağanlar vardır. Ahirette karşılığını alacağımız ameller bu dünyada işlenmektedir.” “Ey Müminlerin Emiri! Kim bu adam?” diye sordum. Ömer, “Bu zat, Müslümanların efendisi Übey b. Kabtır.” dedi. Bize Ravh b. Ubade haber verdi; dedi ki: Bize Avf haber verdi. O el-Hasandan, o da Utey b. Damreden şöyle dediğini rivayet etti: Übey b. Kabı saçı-sakalı beyaz bir kişi olarak gördüm. Bize Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Sabit el-Bünani ve Humeyd, el-Hasandan, o da Utey es-Sadiden şöyle dediğini rivayet etti: Medineye geldim. Saçı-sakalı beyaz bir adamın yanına oturdum. Meğer bu zat Übey b. Kab imiş. Muhammed b. Sad dedi ki: Süleyman, (rivayet zincirinde) Humeyde yer vermedi. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Sellam b. Miskin rivayet etti, dedi ki: Bize İmran b. Abdullah rivayet etti, dedi ki: Übey b. Kab, Ömer b. el-Hattaba şöyle dedi: “Neden bana bir devlet görevi vermiyorsun?” Ömer, “Dini hassasiyetinin zarar görmesinden korkuyorum.” dedi. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb b. Halid haber verdi. Yine bize Muhammed b. Abdullah haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. [Vüheyb ve Süfyan] dediler ki: Bize Halid el- Hazza anlattı. O Ebu Kılabeden, o Enes b. Malikten, o da Peygamberden şöyle dediğini rivayet etti: “Ümmetimin en iyi okuyucusu Übey b. Kabtır.” Bize Amr b. asım el-Kilabi ve Affan b. Müslim haber verdiler; dediler ki: Bize Hemmam b. Yahya haber verdi. O Katadeden, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Allah Resulü Übey b. Kabı çağırdı ve ona, “Allah Teala bana, sana Kuranı okumamı emretti.” dedi. Übey, “Allah, benim ismimi mi sana verdi?” diye sordu. Allah Resulü “Evet, Allah Teala bana senin ismini verdi.” dedi. [Ravi] dedi ki: Übey ağlamaya başladı. Affan, Hemmamdan, o da Katadeden rivayet etti; dedi ki: Bana haber verildiğine göre Allah Resulü, Kaba Beyyine suresini okumuştu. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Eyyub haber verdi. O Ebu Kılabeden, o Ebül-Mühellebden, o da Übey b. Kabdan şöyle rivayet etti: Übey Kuranı, sekiz gecede bir; Temim ed-Dari ise yedi gecede bir hatmediyordu. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi. O Eyyubdan, o Ebu Kılabeden, o Ebül-Mühellebden, o da Übey b. Kabdan şöyle dediğini rivayet etti: Biz Kuranı sekiz gecede bir hatmediyorduk. Bize Abdullah b. Cafer er-Rakki haber verdi; dedi ki: Bize Ubeydullah b. Amr haber verdi. O Eyyubdan, o Ebu Kılabeden, o Ebül-Mühellebden, o da Übey b. Kabdan rivayet etti; dedi ki: Biz Kuranı sekiz gecede bir hatmediyorduk. Bize arim b. el-Fadl ve Affan haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bize asım b. Behdele haber verdi. O da Zir b. Hubeyşten şöyle dediğini rivayet etti: Übey b. Kabın huysuzluğu vardı. Kendisine, “Ey Ebül-Münzir! Lütfen bana yumuşak davran! Çünkü ben senden faydalanmak istiyorum.” dedim. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O İbn Ebcerden, o eş-Şabiden, o da Mesruktan şöyle dediğini rivayet etti: Bir konuyu Übey b. Kaba soru sordum. Bana, “Ey Kardeşimin oğlu! Bu olay gerçekleşti mi?” dedi. Ben, “Hayır!” dedim. Bunun üzerine “Bu olay meydana gelinceye kadar bizi bırak! Olay meydana gelince ictihadi görüşümüzü sana bildiririz.” dedi. Bize Ravh b. Ubade ve Hevze b. Halife haber verdiler; dediler ki: Bize Avf haber verdi. O da el-Hasanın şöyle dediğini rivayet etti: Bize Utey b. Damre haber verdi; dedi ki: Übey b. Kaba “Allah Resulünün ashabı olan size ne oluyor, böyle? Biz uzak yerlerden gelip Allah Resulüne ait haberleri sizden öğrenmek istiyoruz. Fakat yanınıza geldiğimizde bize aldırış etmiyorsunuz. Sanki size gelmemiz yasakmış gibi bir durum var.” dedim. Übey, “Allaha yemin olsun ki, eğer önümüzdeki Cuma gününe kadar yaşarsam, sana pek çok hadis rivayet edeceğim. Bunu yaptıktan sonra benim yaşamamı mı istersiniz, yoksa beni öldürür müsünüz, buna da aldırmayacağım.” dedi. Cuma günü olup Medineye geldiğimde, insanlarının sokaklarda telaşlı telaşlı dolaştığını gördüm. Onlara, “Bu insanların durumu ne böyle?” diye sordum. Biri, “Sen bu şehrin halkından değil misin?” diye sordu. Ben de “Hayır!” dedim. “Bugün Müslümanların efendisi Übey b. Kab vefat etti.” dedi. Ben, “Allaha yemin olsun ki, Allahın bu zatı koruduğu bu günden daha iyi bir gün görmedim.” dedim. Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensari haber verdi; dedi ki: Bize Avf, o el-Hasandan, o da Utey es- Sadiden şöyle dediğini rivayet etti: Rüzgarlı ve garip bir günde Medineye geldim. İnsanlar sağa sola koşuşturup birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı. “Neden insanlar böyle koşuşturup duruyorlar?” diye sordum. “Sen bu şehrin ahalisinden değil misin?” dediler. Ben “Hayır!” dedim. “Bugün Müslümanların seyyidi ve efendisi Übey b. Kab vefat etti.” dediler. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Cafer b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İmran el-Cevni, Cündeb b. Abdullah el-Beceliden şöyle dediğini haber verdi: İlim tahsil etmek için Medineye gittim. Allah Resulünün mescidine girdim. Baktım, orada insanlar çeşitli halkalar oluşturup birbirlerine hadis rivayet ediyorlardı. Halkalara devam etmeye başladım. Sanki yolculuktan gelmiş, üzerinde iki elbisesi olan ve beti-benzi sararmış bir zatın halkasına dahil oldum. Onu şöyle derken işittim: “Kabenin Rabbine yemin olsun ki, yöneticiler helak oldu, fakat ben onlara üzülmüyorum.” Zannediyorum bu sözü defalarca söyledi. Adamın yanına gidip oturdum. Olan biten her şeyi anlattı. Sonra kalkıp gitti. O gittikten sonra “Bu zat kimdir?” diye sordum. “Bu zat Müslümanların efendisi Übey b. Kabtır.” dediler. Kalkıp arkasından onu takip ettim. Evine gitti. Bir de baktım ki, eski bir ev, eski bir görüntü; her şeyden elini eteğini çekmiş zahid bir adam var karşımda. Kendisine selam verdim. O da benim selamımı aldı. Sonra bana “Sen kimlerdensin?” diye sordu. Ben “Irak ahalisindenim.” dedim. Übey b. Kab, “Çok soru soran bir halk!” dedi. Böyle söylediği zaman öfkelendim. Übey b. Kabın önünde diz çöktüm, ellerimi kaldırdım. (Ravi bunun şeklini anlattı) Yüzümü kıbleye dönüp şöyle dedim: “Allahım! Onları sana şikayet ediyorum. Biz ilim tahsili için paramızı harcıyoruz, bedenlerimizi yoruyoruz, yüklerimizi taşıyıp duruyoruz. Fakat ne zaman biz onlara kavuşsak, bizi asık suratlar karşılıyor ve bize olmadık sözler söylüyorlar.” Bu duam üzerine Übey ağladı ve beni razı etmeye çalıştı. Sonra, “Yazıklar olsun sana! Ben buradan gitmiyorum ki! Ben buradan gitmiyorum ki!” dedi. Sonra şöyle dua etti: “Allahım! Ben sana söz veriyorum. Eğer beni Cuma gününe kadar yaşatırsan, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan, Allah Resulünden işittiklerimi söyleyeceğim.” Sonra ondan ayrılıp Cuma gününü beklemeye başladım. Perşembe günü olduğu zaman bazı ihtiyaçlarımı görmek üzere çarşıya çıktım. Bir de baktım ki, sokaklar insanlara dar geliyor. Hangi sokağa girsem orada insanlarla karşılaşabilirdim. “İnsanların hali ne böyle?” diye sordum. “Galiba sen yabancısın.” dediler. “Evet” dedim. “Müslümanların efendisi Übey b. Kab vefat etti.” dediler. [Ravi] Cündeb dedi ki: Sonra Irakta Ebu Musa ile karşılaştım ve Übeyin durumunu ona anlattım. “Çok yazık! Keşke sen onun sözlerini bize ulaştırıncaya kadar yaşasaydı.” dedi. Muhammed b. Ömer dedi ki: Übeyin vefatıyla ilgili olarak takdim ettiğim rivayetler, onun Ömer b. el- Hattabın halifeliği zamanında vefat ettiğine işaret etmektedir. Ben onun ailesinden ve arkadaşlarından birçok kimseyi gördüm. Onlar Übeyin hicretin 22. Senesinde Medinede vefat ettiğini söylediler. Bazıları da onun Osman b. Affanın (r) halifeliği zamanında hicretin 30. senesinde vefat ettiğini söylediler. Bana göre bu rivayet, daha sağlamdır. Çünkü Osman b. Affan (r) ona Kuranı cemetmesini emretmişti. Bize arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd haber verdi. O Eyyub ve Hişamdan, onlar da Muhammed b. Sirinden şöyle rivayet ettiler: Osman, Kuranın cemi için Kureyş ve Ensardan, içlerinde Übey b. Kab ve Zeyd b. Sabitin de olduğu on iki kişiyi görevlendirmişti.

196. Enes b. Muaz
[Enes b. Muaz] b. Enes b. Kays b. Ubeyd b. Zeyd b. Muaviye b. Amr b. Malik b. en-Neccar. Annesi, Ensarın Beni Saide kabilesinden Ümmü Ünas bt. Halid b. Huneys b. Levzan b. Abdüvüddür. Allah Resulü ile birlikte Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşların tümüne katıldı. Osman b. Affanın (r) hilafeti zamanında vefat etti. Soyunu devam ettiren kimse yoktur. Bunlar, Muhammed b. Ömerin sözüdür. Abdullah b. Muhammed b. Umare el-Ensari ise şöyle dedi: Enes b. Muaz, Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Uhud savaşına onunla birlikte, ana-baba bir erkek kardeşi olan Ebu Muhammed de katılmıştır. İsmi Übey b. Muazdır. Her ikisi de Birü Maune gününde hazır olup bu olayda şehid edilmişlerdir.