"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Beni cumah b. Amr b. Husays b. Kab b. Lüeyden olanlar

91. Osman b. Mazun
[Osman b. Mazun] b. Habib b. Vehb b. Huzafe b. Cumah. Ebüs-Saib künyesiyle anılırdı. Annesi ise, Suhayle bt. el-Anbes b. Vehban b. Vehb b. Huzafe b. Cumahtır. Osmanın, Abdurrahman ve es-Saib adında iki oğlu olup, bunların annesi, Havle bt. Hakim b. Ümeyye b. Harise b. el-Evkas b. es-Sülemiyyedir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Salih haber verdi. O da Yezid b. Rumandan şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazun, Ubeyde b. el-Haris b. el-Muttalib, Abdurrahman b. Avf, Ebu Seleme b. Abdülesed ve Ebu Ubeyde b. el-Cerrah birlikte çıkıp Resulallaha vardılar. Resulallah onlara İslama girmeyi teklif etti ve İslamın ilkeleri hakkında onları bilgilendirdi. Onların hepsi aynı anda İslamı kabul ettiler. Bu hadise, Resulallahın Darül-Erkama girip orada davete başlamasından biraz öncesine rastlamaktaydı. [Dediler ki:] Muhammed b. İshak ve Muhammed b. Ömerin rivayetine göre Osman b. Mazun, Habeş topraklarına düzenlenen her iki hicrete de katıldı. Bize Muhammed b. Abdullah el-Esedi haber verdi; dedi ki: Bize Ömer b. Said haber verdi. O da Abdurrahman b. Sabitten şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazunun, Cahiliye döneminde de şarabı yasaklayarak, şöyle dediğini iddia ettiler: “Ben aklımı başımdan götüren ve benden daha aşağı olanları bana güldüren ve kerimemi istemediğim kimselere nikahlamaya beni mecbur eden şeyleri içmem!” Maide suresindeki içkiyle ilgili ayet inince, adamın biri kendisine uğrayarak, “Şarap haram kılındı.” dedi ve ilgili ayeti okudu. Bunun üzerine; “Allah onu kahretsin! Benim onun hakkındaki görüşüm hep aynıydı.” dedi. Bize Muhammed b. Yezid el-Vasıti ile Yala b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdiler; dediler ki: Bize el-İfriki haber verdi. O da Sad b. Mesud ile Umare b. Gurab el-Yahsabiden şunu rivayet etti: Osman b. Mazun Nebi ye gelerek, “Ya Resulallah! Ben hanımımın, (Muhammed b. Yezide göre) çıplaklık halimi, (Yala b. Ubeyde göre ise) avretimi görmesini istemiyorum.” dedi. Resulallah, “Niçin?” diye sordu. O da, “Ben bu durumdan utanıyor ve ondan hoşlanmıyorum.” dedi. Resulallah; “Allah onu sana libas, seni de ona libas kılmıştır. Libassız halimi ancak ailem görebilir.” buyurdu. Muhammed b. Yezidin hadisinde ise, “Ancak ailem benim avretimi görebilir ve sadece ben onlara karşı böyleyimdir.” buyurdu. Osman b. Mazun “Ya Resulallah! Siz de böyle mi yaparsınız?” diye sordu; Resulallah, “Evet!” dedi. O da “Öyleyse, sizden sonra..” dedi. Dönüp gittikten sonra, Resulallah, “Osman çok utangaç ve çok içine kapanıktır.” buyurdu. Bize Muhammed b. İsmail b. Füdeyk haber verdi. O İbn Ebu Zibden, o da İbn Şihabdan şunu rivayet etti: Osman hadım olup dolaşmak istediğinde, Resulallah ona, “Bende senin için bir örneklik yok mudur? Oysa ben hanımlarımla bir araya gelir, et yer, oruç tutar ve iftar ederim. Ümmetimin korunması, oruç tutmasıdır. Ümmetimden hiç biri için hadım etmek veya hadım olmak yoktur.” dedi. Bize Süleyman b. Davud et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Sad haber verdi. O ez- Zühriden, o Said b. el-Müseyyebden, o da Sad b. Ebu Vakkastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah, Osmanın kendisini tamamen ibadete vermesine müsaade etmedi. Eğer müsaade etseydi, hadım olacaktı. el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. Yine bize el-Hasan b. Musa haber verdi; dedi ki: Bize Züheyr haber verdi; dedi ki: Bize Ebu İshak haber verdi. O da Ebu Bürdeden şunu rivayet etti: Osman b. Mazunun hanımı Resulallahın hanımlarının yanına geldiğinde, onun durumunu iyi görememeleri üzerine; “Neyin var senin? Kureyş arasında kocandan daha zengin birisi yoktur!” dediler. O da, “Onun malından bize ne? O, geceleri hep ibadet eder, gündüzleri hep oruçla geçirir.” dedi. Resulallah eve geldiğinde, hanımları, bu kadının durumunu kendisine anlattılar. Resulallah bir gün Osman ile karşılaşınca, “Ya Osman! Bende, senin için bir örneklik yok mudur?” buyurdu. O da, “Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! Nasıl olmaz?” dedi. Resulallah, “Sen geceleri hep ibadetle, gündüzleri de hep oruçla mı geçiriyorsun?” diye sordu. O da, “Öyle yapıyorum.” dedi. Resulallah , “Öyle yapma! Gözlerinin senin üzerinde bir hakkı vardır. Vücudunun senin üzerinde bir hakkı vardır. Ailenin de senin üzerimde bir hakkı vardır. Hem namaz kıl, hem uyu; hem oruç tut, hem de iftar et!” buyurdu. Daha sonra, onun hanımı bu sefer yeni gelinmiş gibi güzel elbiseler giyinmiş, kokular sürünmüş olarak Resulallahın hanımlarının yanına geldiğinde, kendisine, “Oh, ne güzel!” dediklerinde Osmanın hanımı, “Biz de artık diğer insanlar gibiyiz.” dedi. Bana arim b. el-Fadl haber verdi; dedi ki: Bana Hammad b. Zeyd haber verdi; dedi ki: Bana, Muaviye b. Ayyaş el-Cermi haber verdi. O da Ebu Kılabeden şunu rivayet etti: Osman b. Mazunun, bir ev edinip ona kapanarak orada hep ibadet ettiğinin haberi, Resulallaha ulaşınca, Resulallahın onun bulunduğu eve gelerek ve kapısının her iki yan tarafını tutarak, “Ya Osman! Ben ruhbanlık için gönderilmedim. Allah katında en hayırlı din, hoşgörülü din olan Hanifliktir.” buyurdu ve bunu iki veya üç kere tekrarladı. Bana İsmail b. Abdullah b. Ebu Üveys el-Medeni haber verdi; dedi ki: Bana Abdülmelik b. Kudame anlattı. O babasından rivayet etti. Ayrıca Ömer b. Hüseynden, o Ayşe bt. Kudame b. Mazundan, o da babasından, kardeşi Osman b. Mazunun Resulallaha şöyle dediğini rivayet etti: “Savaşlarda bekarlık bana ağır geliyor. Bana izin verin, hadım olayım.” Resulallah, “Hayır, ya Mazunun oğlu! Sen oruç tutmalısın, zira oruç, mecferdir (koruyucudur.)” buyurdu. İsmail b. Abdullah, “mücfir”; kelime anlamı itibariyle; “kişinin hanımına yaklaşmaya kalkıştığında, bundan kesilen kişi anlamına gelir.” demiştir. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Yunus b. Muhammed ez-Zaferi haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti. Ayrıca Bana, Muhammed b. Kudame b. Musa anlattı. O babasından, o da Ayşe bt. Kudameden rivayet etti: [Son iki ravi] dedi ki: Mazunun çocukları olan Osman, Kudame ve Abdullah ile Saib b. Osman b. Mazun ve Mamer b. el-Haris, Mekkeden Medineye hicret ettiklerinde, Abdullah b. Seleme el-Aclaninin yanında konakladılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Mücemmi b. Yakup anlattı. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Onlar, o sırada Hizam b. Vedianın evinde konakladılar. [Muhammed b. Ömer dedi ki:] Mazun ailesi, erkeği ve kadınıyla hicrete çıkan en geniş ailedir. Onlardan arkada kimse kalmayacak şekilde evlerinin kapısını kilitleyerek hicrete katıldılar. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer haber verdi. O ez-Zühriden, o da Harice b. Zeyd b. Sabitten, o da Ümmül-Aladan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah ile beraber Medineye geldiklerinde, Ensar, Resulallah ve arkadaşlarını misafir etmede birbirlerine karşı cimri davrandılar. (Misafir etme konusunda birbirleriyle yarışarak birbirlerine karşı hoşgörülü davranmadılar.) Sonunda aralarında kura çekildi. Kura sonucunda Osman b. Mazun bize düştü. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah haber verdi. O ez- Zühriden, o Ubeydullah b. Abdullahtan, o da Utbeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , Osman b. Mazun ve kardeşlerinin Medinedeki bugünkü evlerinin yerini kendisi belirledi. [Dediler ki:] Resulallah , Osman b. Mazun ile Ebül-Heysem b. Tayyihanı kardeş ilan etti. Osman b. Mazun, Bedir savaşına katılıp hicretten 30 ay sonra Şaban ayında vefat etti. Bize Ömer b. Sad Ebu Davud el-Haferi, Veki b. el-Cerrah, Ebu Nuaym ve Muhammed b. Abdullah el- Esedi haber verdiler. O Süfyan b. es-Sevriden, o asım b. Ubeydullahtan, o el-Kasım b. Muhammedden, o da, Ayşedenden şunu rivayet etti: Osman b. Mazun vefat ettiğinde Resulallah onu öperken gözyaşları Osmanın yanaklarının üzerine dökülüyordu. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi. O Halid b. İlyastan, o da İsmail b. Amr b. Said b. el-astan, o da Abdullah b. Osman b. el-Haris b. el-Hakemden şunu rivayet etti: Osman b. Mazun vefat ettiğinde Resulallah dört tekbirle onun cenaze namazını kıldırdı. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Ebu Bekir b. Abdullah b. Ebu Sebre anlattı. O da asım b. Ubeydullah b. Ebu Rafiden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , vefat eden arkadaşlarının defnedilecekleri kabir için uygun bir yer arardı. Bir seferinde Medinenin etrafını gezdikten sonra, el-Baki denilen yere varınca, “Ben, burası için emrolundum!” buyurdu. Buraya daha önce, Bakiul-Habcebe denirdi. Buradaki bitkilerin ekseriyetini “el-Garkad” denilen dikenli bir ağaç çeşidi, ayrık otu ve ılgın ağacı oluşturuyordu. Akşam olunca, burada duman gibi, sivrisinek bulunurdu. Buraya ilk defnedilen, Osman b. Mazun oldu. Resulallah onun başucuna bir taş koyarak, “Bu bizim önde gidenimizdir.” buyurdu. Bundan sonra vefat eden olunca kendisine, “Ya Resulallah! Bunu nereye defnedelim?” diye sorulduğunda; “Önde gidenimiz olan Osman b. Mazunun yanına…” buyururdu. Bize Veki b. el-Cerrah haber verdi. O Üsame b. Zeydden, o da Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazmdan şöyle dediğini rivayet etti: Ben, Osman b. Mazunun kabri yanında yüksek bir şeyin yani bayrak gibi bir şeyin de bulunduğunu gördüm. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Abdullah haber verdi. O ez- Zühriden, o da Abdullah b. amir b. Rebiadan şöyle dediğini rivayet etti: el-Baki kabristanına müslümanlardan ilk defnedilen kişi, Osman b. Mazundur. Resulallah onun bu gün Muhammed el-Hanefiyyenin evine yakın el-Kiba denilen yerin civarındaki bir yere defnedilmesini emretmişti. Muhammed b. Ömer, el-Kibanın kelime manasının “Künase” olduğunu söylemiştir. Bize Muhammed b. Ömer ile Man b. İsa haber verdiler; dediler ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O Ebün-Nadrdan şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazunun cenazesi geçtiği zaman Resulallah , “Sen bu dünyadan gittin, fakat ondan (dünyadan) bir şey giyinmeden gittin!” buyurdu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer anlattı. O ez-Zühriden, o da Harice b. Zeydden, o da onların kadınlarından biri olan Ümmül-Aladan rivayet etti. Yine bize Malik b. İsmail Ebu Gassan haber verdi. O, İbrahim b. Saddan rivayet rivayet etti; dedi ki: Bize İbn Şihab haber verdi. O Harice b. Zeydden, o da onların kadınlarından biri olan ve Resulallaha biat etmiş olan Ümmül-Aladan, Osman b. Mazunun yanlarında hastalandığını anlatarak şunu rivayet etti: Vefat edinceye kadar Osman b. Mazuna biz baktık. Vefat edince, onu kefenledik. Bu sırada Resulallah yanımıza geldiğinde; [vefat emiş olan Osman b. Mazuna hitaben] şöyle dedim: “Ya Ebüs-Saib, ben seni, suçsuz, günahsız biliyorum, Şehadet ederim ki Allah seni şereflendirmiştir.” Resulallah , “Allahın onu şereflendirdiğini nereden biliyorsun?” dedi. Ben de ona; “Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! Ben değil de kim bilecek?” dedim. Resulallah, “O vefat etmiştir. Ben sadece kendisine hayır dilerim. Ben Resulallahım, yine de Allahın benim hakkımda bile ne yapacağını bilemem.” buyurdu. Bunun üzerine ben, “Anam babam sana feda olsun! O zaman kim bilecek? diyerek, bundan sonra kimseyi temize çıkarmayacağıma yemin ettim.” Ümmül-Ala daha sonra dedi ki: “Bu durum beni üzdü. Uyuduğumda, rüyada Osman b. Mazun bana gösterildi. Baktım ki, Osman gözyaşları akıtarak ağlamaktadır. Daha sonra Resulallaha giderek durumu kendisine anlatınca, “O, onun amelidir.” buyurdu. Bize Yezid b. Harun, Affan b. Müslim ve Süleyman b. Harb haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi; dedi ki: Bize Ali b. Zeyd haber verdi. O Yusuf b. Mihrandan, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazun vefat edince, hanımı, “Cennet sana kutlu olsun, Osman b. Mazun!” deyince, Resulallah ona kızgın bir şekilde bakarak, “Nereden biliyorsun?” buyurdu. O da, “Ya Resulallah! O senin kahramanın ve arkadaşındı.” dedi. Bunun üzerine Resulallah, “Vallahi ben Resulallahım! Fakat Allahın benim ve onun hakkında ne muamele edeceğini bilemiyorum.” buyurdu. Resulallahın Osman b. Mazun gibi takvada en ileri olanları hakkında böyle buyurması, ashabı oldukça üzdü. Yezide göre Resulallahın kızı Zeyneb, Affana göre Rukıyye, Süleyman b. Harbe göre ise, Resulallahın kızlarından birisi vefat edince Resulallah ona; “Geçmişimizin hayırlısı olan Osman b. Mazunun kervanına katıl!” buyurdu. Yezid b. Harun hadisinde, “Bunun üzerine kadınlar ağlamaya başladılar. Ömer b. el-Hattab da, bundan ötürü onlara kırbaçla vurmaya başladı. Resulallah elinden tutarak, “Kendine gel ya Ömer!” dedikten sonra, kadınlara hitaben, “Ağlayın, fakat şeytanın feryadından sakının!” dedi. Sonra şöyle devam etti. “Ağlamak kalp ve gözlerle olursa o, Allahtan ve rahmettendir. Eğer el ve dil ile olursa o, şeytandandır.” Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi. O Hişam b. Saddan, o da Zeyd b. Eslemden şöyle dediğini rivayet etti: “Osman b. Mazun vefat ettiğinde, cenazesi kaldırılırken, arkadan yaşlı bir kadının, “Cennet sana mübarek olsun ya Ebüs-Saib!” dediğini Resulallah işitince; “Nereden biliyorsun?” diye sordu. Kadın, “Ya Resulallah, o Ebüs-Saibdir!” dedi. Resulallah, “Onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyoruz.” dedikten sonra, “Onun hakkında, O, Allah ve Resulünü severdi. demen yeterlidir.” buyurdu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Mamer haber verdi. O ez-Zühriden, o da Abdullah b. Abdullah b. Utbeden şunu rivayet etti: Ömer b. el-Hattab dedi ki: Osman b. Mazun kendi eceliyle vefat edince içime büyük bir ağırlık çöktü. “Bakın, bizden daha şiddetli bir şekilde dünyadan el etek çekmiş olan bu adam, [şehit olarak] öldürülmeden öldü.” dedim. Osman benim nazarımda Resulallah vefat edinceye kadar bu durumdaydı (düşük mertebedeydi). Resulallah vefat edince kendi kendime, “Yazıklar olsun sana! Bizim en hayırlılarımız (böyle) vefat ediyorlar.” dedim. Sonra Ebu Bekir vefat edince yine, “Yazıklar olsun sana! En hayırlılarımız (böyle) vefat ediyorlar.” dedim. Böyle olunca; Osman, bundan önce benim nazarımdaki eski mertebesine yeniden yükselmiş oldu. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Kudame b. Musa, Babasından, o da Ayşe bt. Sadden şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazun vefat ettiğinde, defnedilirken Resulallah Kabrinin kenarında durduğu halde, kabrin içine Abdullah b. Mazun, Kudame b. Mazun, Saib b. Osman b. Mazun ve Mamer b. el-Haris indiler. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Kesir b. Zeyd haber verdi. O da el-Muttalib b. Abdullah b. Hantabdan şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazun vefat ettiğinde, el-Baki kabristanına defnedildi. Daha sonra Resulallah bir şey getirilmesini emrederek onu kabrinin başucuna dikti ve -ondan sonra vefat edenleri kastederek- “Bu da yanında defnedilmesi için kabrinin alameti olsun!” dedi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. Kudame anlattı. O babasından, o da Ayşe bt. Kudameden şöyle dediğini rivayet etti: Osman b. Mazun ile kardeşleri birbirlerine çok benziyorlardı. Osman b. Mazun, oldukça esmer, ne uzun, ne kısa orta boylu, geniş sakallı bir adamdı. Kudame b. Mazun da bu nitelikteydi; ancak o, biraz daha uzun boyluydu. Osmanın künyesi ise Ebüs-Saib idi.

92. Abdullah b. Mazun
[Abdullah b. Mazun] b. Habib b. Vehb b. Huzafe b. Cumah. Annesi, Suhayle bt. Anbes b. Vehban b. Vehb b. Huzafe b. Cumahtır. Abdullah b. Mazun, Ebu Muhammed künyesiyle bilinirdi. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Salih haber verdi. O da Yezid b. Rumandan şöyle dediğini rivayet etti: Mazunun çocukları olan Abdullah ile Kudame, Resulallah Darül-Erkama girip orada henüz daha davete başlamadan önce Müslüman olmuşlardı. [Dediler ki:] Abdullah b. Mazun, Müslümanların Habeş topraklarına yaptıkları ikinci hicrete katılmıştır. Resulallah , Abdullah b. Mazun ile Sehl b. Abdullahı kardeş ilan etmiştir. Abdullah b. Mazun; Resulallah ile beraber Bedir, Uhud, Hendek ve diğer tüm savaşlara katılmıştır. Osman b. Affan döneminde, altmış yaşındayken vefat etmiştir.

93. Kudame b. Mazun
[Kudame b. Mazun] b. Habib b. Vehb b. Huzafe b. Cumah. Ebu Ömer künyesiyle bilinirdi. Annesi, Gaziyye bt. el-Huveyris b. el-Anbes b. Vehban b. Vehb b. Huzafe b. Cumahtır. Kudamenin Ömer ve Fatıma adında iki çocuğu olup, anneleri Hind bt. el-Velid b. Utbe b. Rebia b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Ayşe adındaki diğer çocuğunun annesi ise, Fatıma bt. Ebu Süfyan b. el-Haris b. Ümeyye b. el-Fadl b. Münkiz b. Afif b. Küleyb, b. Hubşiyye olup Huzaa kabilesindendir. Hafsa adındaki çocuğunun annesi, ümmü veleddir. Remle adındaki çocuğunun annesi ise Safiyye bt. el-Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah b. Abdullah b. Kurt b. Rezah b. Adi b. Kab olup Ömer b. el-Hattabın kız kardeşidir. Kudame de, Muhammed b. İshak ile Muhammed b. İsmailin rivayetine göre, ikinci Habeşistan hicretine katılmıştır. Kudame, Resulallah ile beraber Bedir, Uhud, Hendek ve diğer tüm savaşlara katılmıştır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bana Kudame b. Musa anlattı. O babasından, o da Ayşe bt. Kudameden şöyle dediğini rivayet etti: Kudame b. Mazun H. 36 yılında seksen altı yaşındayken vefat etti. O, saç ve sakalındaki beyazlıktan ötürü herhangi bir değişiklik yapmazdı.

94. es-Saib b. Osman
[es-Saib b. Osman] b. Mazun b. Habib b. Vehb b. Huzafe b. Cumah. Annesi Havle bt. Hakim b. Ümeyye b. Harise b. el-Evkas es-Sülemiyyedir. Onun da Annesi, Daife bt. el-as b. Ümeyye b. Abdüşems, b. Abdümenaf b. Kusaydır. es-Saib, [kaynağımız olan] bütün ravilerin rivayetine göre, İkinci Habeşistan hicrete katılmıştır. Resulallah , es-Saib b. Osman ile Harise b. Süraka el-Ensariyi kardeş ilan etmiştir. es-Saib b. Osman, Bedirde şehit edilmiştir. Resulallahın okçu arkadaşlarından birisi idi. Muhammed b. İshak, Ebu Maşer ile Muhammed b. Ömerin rivayetlerine göre Bedirde bulunmuştur. Musa b. Ukbe onun adını Bedirde bulunanlar arasında zikretmemektedir. Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi ise, “Bedirde bulunan, Osman b. Mazunun ana-baba bir kardeşi olan es-Saib b. Mazundur.” demiştir. Muhammed b. Sad dedi ki: Bu durum bize göre bir yanılgıdır. Zira Siyer ehli ile Meğaziden anlayanlar; es- Saib b. Mazunun; Bedir, Uhud ve Hendek olmak üzere Resulallah ile beraber tüm savaşlara katıldığını, onun Yemame gününde de hazır bulunup o sırada kendisine isabet eden bir ok sebebiyle otuz dokuz yaşındayken vefat ettiğini tespit etmişlerdir. Yemame Savaşı ise, Ebu Bekir döneminde, H. 12 yılında vuku bulmuştu.

95. Mamer b. el-Haris
[Mamer b. el-Haris] b. Mamer b. Cumah. Annesi, Kuteyle b. Mazun b. Habib b. Huzafe b. Cumahtır. Bize Muhammed b. Ömer haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Salih haber verdi. O da Yezid b. Rumandan şöyle dediğini rivayet etti: Mamer b. el-Haris, Resulallah Darül-Erkama girip orada henüz davete başlamadan önce Müslüman olmuştur. Resulallah , Mamer b. el-Haris ile Muaz b. Afrayı kardeş ilan etmiştir. Mamer, Resulallah ile beraber, Bedir, Uhud, Hendek ve diğer tüm savaşlara katılmıştır. Kendisi, Ömer b. el-Hattab döneminde vefat etmiştir. [Beni Cumahtan zikredilenler] beş kişidir.