Sonra Resulallahın hicretinin 8. yılı Şevval ayında Taif gazvesi meydana geldi. [Dediler ki:] Resulallah Huneynden çıkıp Taif e yöneldi. Ordunun öncü kuvveti olarak Halid b. Velidi gönderdi. Sakif kabilesi kalelerini güçlendirmiş ve bir yıllık ihtiyaçlarını depolamışlardı. Evtasta yenilince kalelerine sığınmış; kapılarını kapamış ve savaşa hazırlanmışlardı. Resulallah yola devam etti ve gelip Taif kalesine yakın bir yerde konaklayarak karargahını kurdu. Taifliler Müslümanları öyle oka tuttular ki sanki çekirge sürüsü gibi şiddetli ve yoğundu. Bu nedenle bazı Müslümanlar yaralandı. O gün onlardan, aralarında Abdullah b. Ebu Ümeyye b. el-Muğire ve Said b. el-asın da bulunduğu on iki kişi öldürüldü. O gün Abdullah b. Ebu Bekir es-Sıddık atılan oklarla yaralanmış; yarası apse tutmuş; sonra patlamış ve ölmüştü. Resulallah bugün Taif mescidi olarak bilinen yere taşındı. Peygamberle beraber hanımları Ümmü Seleme ve Zeynep vardı. Onlara iki çadır kurdurdu. Taif gazvesi süresince Resulallah iki çadır arasında namazlarını kılardı. Taiflileri on iki gün muhasara altında tuttu. Onlara karşı mancınık kurdu ve kalenin etrafına iki sıra tahtadan engeller serpiştirdi. Bu arada Sakif kabilesi onları oka tuttu. İçlerinden ölenler oldu. Resulallah üzüm bağlarının kesilip yakılmasını emretti. Müslümanlar bağları çabuk kesmeye başladılar. Sonra Taifliler Peygamberden bağlarını Allah ve akrabalık hatırı için bırakıp kesmemesini istediler. Bunun üzerine Peygamber, “Allah ve akrabalık hakkı için bırakıyorum.” dedi. Sonra Resulallahın münadisi şöyle seslendi: “Hangi köle kaleden çıkıp yanımıza gelirse, hürdür.” Bunun üzerine aralarında Ebu Bekre olmak üzere on küsur kişi kaleden çıktı. Ebu Bekre kaleden çıkrıkla inmiş; bu sebeple ona “çıkrıklı” anlamında Ebu Bekre adı verilmiştir. Resulallah onları azat etti ve her birini ihtiyaçlarını karşılaması için bir Müslümana teslim etti. Bu olay Taiflilere çok ağır geldi. Peygamberin Taif i fethetmesine izin verilmedi. Resulallah Nevfel b. Muaviye ed-Diliyle istişarede bulunarak ona “Ne düşünüyorsun?” diye sordu. Nevfel, “Deliğe girmiş bir tilki. Başında durursan onu alırsın, ancak terk edersen sana zarar vermez.” dedi. Bunun üzerine Peygamber, Ömer b. el-Hattaba, orduya dönüş için hazırlanmaları duyurusunu yapmasını emretti. İnsanlar bundan rahatsız oldular ve “Taif i fethetmedik, dönüyoruz?” dediler. Bunun üzerine Resulallah “Haydi savaşa dönün.” dedi. Savaşa yeniden döndüler. Müslümanlar arasında yaralananlar oldu. Bunun üzerine Resulallah , “Dönüyoruz!” dedi. Müslümanlar buna sevindiler. Dönüşü kabullenip hazırlanmaya başladılar. Bunu gören Resulallah gülüyordu. Resulallah onlara dedi ki: “Tek olan Allahtır. Vadini yerine getirdi; kuluna yardım etti ve Ahzabı tek başına yendi, deyin.” Oradan ayrılıp döndükten sonra Resulallah onlara dedi ki: “Dönücüleriz, tövbe edenleriz, ibadet edenleriz, Rabbimize hamdedenleriz, deyin.” Peygambere “Ey Allahın Resulü! Allaha yalvararak Sakife beddua et!” dediler. Peygamber, “Allahım! Sakif kabilesini hidayete erdir ve onları İslama getir.” diye dua etti. Bize Amr b. asım el-Kilabi haber verdi; dedi ki: Bize Ebül-Eşheb haber verdi; dedi ki: Bize el-Hasan haber verdi; dedi ki: Resulallah Taif i muhasara etti. Adamın biri surun üzerinden atılan bir şeyle vurularak öldürüldü. Bunun üzerine Ömer, Resulallahın yanına gelerek ona, “Ey Allahın Elçisi! Sakif kabilesine beddua et!” dedi. Resulallah ona, “Allah bana Sakif kabilesi hakkında buna izin vermedi.” buyurdu. Bunun üzerine Ömer, “Allahın kendilerine beddua edilmesine izin vermediği bir kavmi nasıl öldürürüz?” dedi. Resulallah da “Haydi yüklerinizi hazırlayıp gidin, gidin!” dedi. Bize Kabisa b. Ukbe haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan es-Sevri haber verdi. O Sevr b. Yezidden, o da Mekhulden şöyle haber verdi: Peygamber Taiflilere karşı kırk gün mancınık kullandı. Bize Nasr b. Bab haber verdi. O el-Haccacdan (yani İbn Ertattan), o el-Hakemden, o Miksemden, o İbn Abbastan şöyle dediğini haber verdi: Resulallah Taif günü şöyle buyurdu: “Kölelerden kim çıkıp yanımıza gelirse o hürdür.” Bunun üzerine, Taiflilerin kölelerinden aralarında Ebu Bekrenin de bulunduğu bir köle grubu çıktı. Resulallah onları azat etti. Sonra Resulallah memurlarını gönderdi. [Dediler ki:] Resulallah hicretinin 9. yılı Muharrem hilalini gördüğünde Araplardan zekatları toplamak üzere zekat memurlarını gönderdi. Uyeyne b. Hısnı Beni Temim kabilesinin zekatını almak üzere gönderdi. Büreyde b. el-Husaybı Eslem ve Gıfar kabilelerinin zekatlarını almaya gönderdi. Gönderilenin Kab b. Malik olduğunu söyleyenler de vardır. Abbad b. Bişr el-Eşheliyi ise Süleym ve Müzeyne kabilelerine gönderdi. Rafi b. Mekisi Cüheyne kabilesine, Amr b. el-ası beni Fezareye, ed- Dahhak b. Süfyan el-Kilabiyi Beni Kilaba, Büsr b. Süfyan el-Kabiyi ise Beni Kaba, İbn Lütbiyye el-Ezdiyi Beni Zübyana ve Sad Huzeym kabilesinden bir adamı da aynı kabileye gönderdi. Resulallah zekat toplayıcılarına, zekatını alacakları kimselerin mallarından en iyisini almaktan kaçınmalarını ve uygun olanı almalarını tavsiye etti.