Sonra Resulallahın hicretinin 8. yılı Ramazan ayında Resulallahın Mekke gazvesi gelir. [Dediler ki:] Hudeybiye antlaşması üzerinden yirmi iki ay geçtikten sonra Şaban ayı geldiğinde Beni Bekir kabilesinden olan Beni Nüfase, Kureyş eşrafıyla Huzaa kabilesine karşı silah ve adamlarıyla yardım edecekleri konusunda anlaştılar. Onlara Vetir denilen yerde buluşmak üzere söz verdiler. Aralarında Safvan b. Ümeyye, Huveytıb b. Abdüluzza ve Mikrez b. Hafs b. el-Ahyef olmak üzere bir araya gelip gizlice buluştular. Gece, Huzaa kabilesinin hiçbir şeyden haberi yokken ve güven içinde uykudayken ona saldırdılar ve yirmi adamını öldürdüler. Sonra Kureyş yaptığına pişman oldu ve bunun Resulallah ile yapılan antlaşmanın bozulması anlamına geldiğini anladı. Amr b. Salim el-Huzai kırk atlıyla beraber başlarına gelen olayı bildirmek ve yardım talep etmek amacıyla Resulallahın yanına geldi. Resulallah sinirlendi. Ridası arkasında sürüklenerek ayağa kalktı ve şöyle dedi: “Eğer kendime yardım ettiğim şeyde Beni Kaba yardım etmezsem yardım görmeyeyim!” Ayrıca dedi ki: “Şu bulutlar Beni Kabın zaferini müjdeleyecek!” Ebu Süfyan Medineye Resulallahın yanına gelerek ondan antlaşmanın yenilenmesini ve sürenin uzatılmasını istedi. Resulallah onun talebini reddetti. Ebu Süfyan ayağa kalkarak şöyle dedi: “Ben iki taraf arasında güven ilan ediyorum. Muhammedin beni kırmayacağını ümit ediyorum.” Sonra Peygamberin yanına geldi ve ona, “Ey Muhammed! Benim ilan ettiğim himayemi reddedeceğini zannetmiyorum.” dedi. Bunun üzerine Resulallah ona, “Ey Ebu Süfyan! Sen mi bunu söylüyorsun!” dedi. Sonra Ebu Süfyan Mekkeye geri döndü. Resulallah hemen hazırlık yaptı ve nereye gideceğini gizledi ve gizli yolları tercih etti. Resulallah şöyle dua etti: “Allahım! Onların gözlerini kör et. Beni aniden karşılarında bulsunlar!” Resulallah hareket etmek üzere iken, Hatib b. Ebu Beltaa Kureyşe mektup yazarak Resulallahın hareket ettiği haberini yolladı. Resulallah Aliyi ve Mikdad b. Amrı gönderdi. Onlar da, Hatib b. Ebu Beltaanın mektubunu ve gönderdiği kişiyi alıp, Resulallahın yanına getirdiler. Bu arada Resulallah çevredeki Araplara haber gönderdi. Katılanların çoğu Eslem, Gıfar, Müzeyne, Cüheyne, Eşca ve Süleym kabilelerindendi. Bunlardan kimi Resulallah Medinedeyken ona yetişmiş, kimi de yolda katılmıştı. Müslümanların fetih gazvesindeki sayıları 10.000 kişiydi. Resulallah Medineye Abdullah b. Ümmü Mektumu bıraktı. 10 Ramazan Çarşamba günü ikindiden sonra yola çıktı. Resulallah es- Sulsul denilen yere vardığında ez-Zübeyr b. el-Avvam komutasında Müslümanlardan oluşan 200 kişilik bir öncü kuvveti gönderdi. Bu arada Resulallahın münadisi, “Kim orucunu açmak isterse açsın. Oruç tutmak isteyen de tutabilir.” diye yüksek sesle seslendi. Sonra yola devam etti. Kudeyd denilen yere vardığında sancakları ve bayrakları hazırlattı ve onları kabilelere verdi. Sonra yatsı vakti Merrüzzahran denilen yerde konakladı ve arkadaşlarına ateş yakmalarını emretti. 10.000 ateş yaktılar. Kureyşin Resulallahın gelişinden haberleri olmadı. Peygamberin kendilerine saldıracağı endişesi içerisinde üzüntülüydüler. Bu arada Kureyş, Ebu Süfyanı haberleri öğrenmek üzere gönderdi ve ona “Eğer Muhammede rastlarsan ondan bizim için bir güvence al.” dediler. Ebu Süfyan b. Harb, Hakim b. Hizam ve Büdeyl b. Verka yola çıktılar. Resulallahın askerini gördüklerinde ürktüler. O gece Resulallah gece nöbetçilerinin başına Ömeri görevlendirmişti. Abbas b. Abdülmuttalib Ebu Süfyanın sesini duymuş ve ona seslenmişti: “Ebu Hanzale sen misin?” O, “Evet, şu arkandaki ne?” diye sordu. “İşte Allahın Resulü 10.000 kişiyle burada. Annen ve aşiretin seni kaybede! Müslüman ol.” Abbas onu ve arkadaşlarını himayesine alarak onları Resulallahın huzuruna götürdü. Resulallahın huzurunda Müslüman oldular. Resulallah Ebu Süfyana, “Kim onun evine sığınırsa güvendedir. Kim kendi kapısını kapatır dışarı çıkmazsa güvendedir.” diyerek bir imtiyaz verdi. Sonra Resulallah el-Kasva adlı devesinin üzerinde yeşil bölüğüyle, Ebu Bekir ve Üseyd b. Hudayr arasında Mekkeye girdi. Ebu Süfyan alıkondu. Karşı koyamayacağı bir güçle karşı karşıya olduğunu görünce Abbasa, “Ey Ebül-Fadl! Yeğeninin hükümranlığı büyüdü!” dedi. Abbas ona, “Yazıklar olsun sana! Bu krallık değil, peygamberliktir.” diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu Süfyan, “Evet!” dedi. O gün Resulallahın sancağı Sad b. Ubadenin elindeydi. Sadın Kureyşliler hakkında bazı sözleri ve tehdit söylentileri Peygambere ulaştı. Resulallah , sancağı ondan alıp oğlu Kays b. Sada teslim etti. Kays b. Sada Keda denilen bölgeden, ez-Zübeyre Küdenden, Halid b. el-Velidin ise el-Layt denilen yerden girmesini emretti. Kendisi ise Ezahirden Mekkeye girdi. Kimseyle savaşılmamasını ve sadece altı erkek, dört kadının öldürülmesini emretti. Bunlar İkrime b. Ebu Cehil, Hebbar b. el-Esved, Abdullah b. Sad b. Ebu Serh, Mikyes b. Subabe el-Leysi, el-Huveyris b. Nukayz ve Abdullah b. Hilal b. Hatal el-Edremi, Hind bt. Utbe, Amr b. Haşimin mevlası Sare, Fertena ve Karibe. Bunlardan İbn Hatal, el-Huveyris b. Nukeyz ve Mikyes b. Subabe öldürüldüler. Mekke fetihinde Halidin birliği dışında hiçbir birlik mukavemetle karşılaşmadı. Safvan b. Ümeyye, Süheyl b. Amr ve İkrime b. Ebu Cehil bir arada ve beraberlerinde bulunan Kureyşliler el-Handeme denilen mevkide ona mukavemet gösterdiler. Halidin şehre girmesine engel oldular. Kılıçlarını çektiler ve ona ok attılar. Bunun üzerine Halid b. el-Velid arkadaşlarına seslenerek onlarla savaştı. Kureyşten yirmi beş, Hüzeylden dört kişi öldürüldü. En kötü bir şekilde hezimete uğradılar. Resulallah Ezahir geçidine gelince kılıçları gördü. “Savaşı yasaklamamış mıydım?” dedi. Ona “Halidle savaşıldı, o savaştı.” dendi. Bunun üzerine, “Allah ne eylerse hayır eyler!” buyurdu. Mekke fethinde Müslümanlardan yolunu kaybeden iki adam öldürüldü. Bunlardan biri Kürz b. Cabir el-Fihri, diğeri ise Halid el-Aşkar el-Huzai idi. Peygambere Hacun denilen yerde deriden bir çadır kuruldu. Zübeyr b. el-Avvam gelip sancağı çadırın yanına dikti. Resulallah gelip çadıra yerleşti. Ona, “Kendi evine yerleşmeyecek misin?” diye sordular. “Akil bize ev mi bıraktı?” diye cevap verdi. Resulallah Mekkeye savaşla girdi. İnsanlar isteyerek ve istemeyerek İslama girdi. Resulallah kendi devesinin üzerinde tavaf etti. Kabede 360 put vardı. Her bir putun yanından geçerken elindeki deynekle itip onu deviriyor ve “Hak geldi, batıl zail oldu. Batıl zail olmaya mahkumdur.” diyor; put yüz üstü devriliyordu. Bu putların en büyüğü Hübel putu idi. Kabenin karşısındaydı. Resulallah Kabeye bitişik durumda olan makama geldi ve arkasında iki rekat namaz kıldı. Sonra mescidin bir kenarında oturdu. Kabenin anahtarlarını getirmesi için Osman b. Talhaya Bilalle haber gönderdi. Osman anahtarı getirdi. Resulallah onu teslim aldı. Kapıyı açıp Kabeye girdi. İçeride iki rekat namaz kılıp Kabenin anahtarı yanında olduğu halde Kabe kapısının iki kanadından tutarak çıktı. İnsanlar, Kabenin etrafında toplanmıştı. O sırada bir hutbe irad etti. Osman b. Talhayı yanına çağırarak ona anahtarı tekrar iade etti ve “Ey Ebu Talha evlatları! Şu anahtarı ebedi ve sürekli olarak elinizde olmak üzere alın. Zalim kişinin dışında onu kimse sizden alamaz.” dedi. Sikayeyi Abbas b. Abdülmuttalibe vererek, “Size insanların mallarını toplayacağınız bir görevi (Hicabe) değil mallarınızı insanlar için harcayacağınız bir görev (Sikaye) veriyorum.” dedi. Sonra Temim b. Esed el-Huzaiyi çağırarak Haremin direklerini yenilettirdi. Öğlen namazı vakti gelince, Bilal Kabenin damına çıkarak ezan okudu. Peygamber, “Bundan böyle kıyamete kadar Kureyşe saldırı olmaz.” dedi. Yani “küfür üzere oldukları halde”. Resulallah Hazvere denilen yerde durdu ve: “Ey Mekke! Sen Allahın en hayırlı yerisin. Benim için de en sevdiğim yersin. Eğer beni zorla çıkarmamış olsalardı senden çıkmazdım.” dedi. Resulallah Kabe etrafında bulunan putları yıkmak üzere seriyyeler gönderip putları yıktırdı. Bunlar el-Uzza, el-Menat, Süva, Büvane ve Zül-Keffeyn putlarıydı. Mekkede bir çağrıcı şöyle seslendi: “Kim Allaha ve ahiret gününe inanıyorsa evinde kırmadığı bir put bırakmasın.” Fethin ertesi günü öğleden sonra Resulallah bir hutbe irad ederek şöyle dedi: “Allah, yeri ve göğü yaratığı gün Mekkeyi haram kılmıştır. O kıyamet gününe dek haramdır. Sadece bir günün bir saatinde bana helal kılınmıştır. Mekke yeniden dün haram kılındığı gibi tekrar aynı hürmete dönmüştür. Hazır olanlarınız hazır olmayanlarınıza tebliğ etsin. Mekke ganimetlerinden herhangi bir şey bizim için helal değildir.” Resulallah Mekkeyi, Ramazan ayının bitimine on gün kala Cuma günü fethetti. Orada on beş gece kaldı. Namazlarını ikişer rekat olarak kıldırdı. Sonra Huneyn savaşına çıktı. Mekkeye Attab b. Esidi görevli olarak bıraktı. Namaz kıldırmak, sünnet ve fıkhı öğretmek üzere Muaz b. Cebeli görevlendirdi. Bize Muhammed b. Ubeyd et-Tanafisi haber verdi; dedi ki: Bana Muhammed b. İshak haber verdi. O Muhammed b. Şihabdan, o Ubeydullah b. Utbeden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih yılında 10 Ramazanda Medineden çıktı. el-Kedide varınca orucu bozdu. Bunun, Resulallahın kullandığı son ruhsat olduğunu söylerlerdi. Bize Yakup b. İbrahim ez-Zühri haber verdi. O babasından, o Salih b. Keysandan, o da İbn Şihabdan rivayet etti; dedi ki: Ubeydullah b. Abdullah kendisine haber verdi; dedi ki: Kendisine İbn Abbasın şöyle dediğini haber verdi: Resulallah fetih yılında Ramazan ayında yola çıkmıştı. el-Kedide kadar oruç tuttu. Orada insanlar etrafına toplanmıştı. Su dolu bir kap alarak ondan içti. Sonra, “Ey insanlar! Kim ruhsatı kabul ederse bilmiş olsun ki, Peygamber de ruhsatı kabul etmiş bulunmaktadır. Kim de oruç tutarsa bilmiş olsun ki, Resulallah oruç tutmuştur.” Müslümanlar Resulallahın en son uygulamasına uyarlardı. Son uygulamasının muhkem ve bir önceki uygulamayı nesheden uygulama olduğunu kabul ediyorlardı. Bize el-Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Leys b. Sad haber verdi; dedi ki: Bana İbn Şihab haber dedi. O Abdullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesuddan, o da İbn Abbasın ona şunu söylediğini haber verdi: Resulallah fetih yılında Ramazan ayında yola çıktı. el-Kedide ulaşıncaya kadar oruç tuttu. Sonra orada orucunu açtı. Resulallahın ashabı onun en son uygulamasına uyarlardı. Bize ed-Dahhak b. Mahled Ebu asım en-Nebil haber verdi. O Said b. Abdülaziz et-Tenuhiden haber verdi; dedi ki: Bize Atiye b. Kays haber verdi. O Katadeden, o da Ebu Said el-Hudriden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Ramazan ayından iki gece geçmişti ki bize çıkış izni verdi. Oruçlu olduğumuz halde yola çıktık. el-Kedide ulaştığımızda Resulallah bize, orucumuzu bozmamızı emretti. İki kısma ayrıldık; kimimiz oruçlu, kimimiz oruçsuz. Merrüzzahrana vardığımızda düşmanla karşılaşacağımızı bildirerek orucumuzu açmamızı emretti. Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. Ayrıca bize Müslim b. İbrahim haber verdi. O Hişam ed- Destevaiden rivayet etti; ikisi dedi ki: Bize Katade haber verdi. O Ebu Nadradan, o da Ebu Said el-Hudriden şöyle dediğini rivayet etti: Mekkeyi fethettiğimizde Resulallah ile beraber Ramazan ayının onunda veya on yedisinde yola çıkmıştık. Kimimiz oruç tuttu, kimimiz de tutmadı. Oruç tutan, tutmayanı kınamadığı gibi oruç tutmayan da tutanı kınamadı. Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O el-Hakemden, o Miksemden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih günü oruç tuttu. el-Kedide vardığında kendisine bir kase süt getirildi; orucunu açtı ve insanlara oruçlarını açmalarını emretti. Bize Talk b. Gannam en-Nehai haber verdi; dedi ki: Bize Abdurrahman b. Cüreys el-Caferi haber verdi; dedi ki: Bana Hammad haber verdi. O da İbrahimden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah oruçlu, cihada çıkmış ve yolcu olarak 10 Ramazanda Mekkeyi fethetti. Bize Yezid b. Harun haber verdi. O Yahya b. Saidden, o da Said b. el-Müseyyebden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Mekke fethi için 8.000 veya 10.000 kişiyle yola çıktı. Huneyne ise Mekkelilerden 2.000 kişi katıldı. Bize Ömer b. Sad Ebu Davud el-Haferiden haber verdi. O Yakup el-Kummiden, o Cafer b. Ebül-Muğireden, o da İbn Ebzadan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Mekkeye 10.000 kişiyle girdi. Bize Muhammed b. İsmail b. Ebu Füdeyk haber verdi. O Kesir b. Abdullahtan, o babasından, o da dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Fetih yılında Resulallah ile yaklaşık 1.000 küsur kişi olarak gazveye çıktık. (Kendi kavmi Müzeyneyi kasd ediyor.) Allah, Peygambere Mekke ve Huneyn fetihlerini nasip etti. Bize Man b. İsa, Şebabe b. Sevvar ve Musa b. Davud haber verdiler; dediler ki: Bize Malik b. Enes haber verdi. O İbn Şihabdan, o da Enes b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih günü, başında miğfer olduğu halde Mekkeye girdi. Sonra miğferi çıkardı. Man ile Musa b. Davud hadislerinde şöyle dediler: Bir adam gelip, “Ey Allahın elçisi! İbn Hatal Kabenin astarına sarılmış.” dedi. Resulallah ona, “Onu öldürün!” dedi. Man hadisinde “O gün Resulallah ihramlı değildi.” dedi. Bize İsmail b. Eban el-Verrak haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Üveys haber verdi; dedi ki: Bana ez-Zühri haber verdi; kendisine Enes b. Malikin şöyle dediğini söyledi: Fetih günü Peygamberi başında miğfer olduğu halde gördüm. Miğferi başından çıkardığı sırada bir adam yanına gelip, “İşte İbn Hatal, Kabe örtüsüne sarılmış duruyor!” dedi. Resulallah ona, “Onu nerede bulursanız öldürün!” dedi. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan (yani es- Sevri) haber verdi. O İbn Cüreycden, o bir adamdan, o da Tavustan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah , fetih günü hariç hiçbir zaman Mekkeye ihramsız girmemiştir. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik haber verdi. O Ammar ed-Dühniden, o Ebüz-Zübeyrden, o da Cabirden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih günü, başında siyah bir sarık olduğu halde Mekkeye girdi. Bize Affan b. Müslim ve Kesir b. Hişam haber verdiler; dediler ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O Ebüz-Zübeyrden, o da Cabirden şöyle haber verdi: Resulallah fetih günü, başında siyah bir sarık olduğu halde Mekkeye girdi. Bize Abdullah b. ez-Zübeyr el-Humeydi haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne haber verdi. O Hişamdan, o Urveden, o basından, o da Ayşeden şöyle haber verdi: Resulallah fetih günü Mekkeye üst taraftan girdi ve alt taraftan çıktı. Bize Süveyd b. Said haber verdi; dedi ki: Bize Hafs b. Meysere Ebu Ömer es-Sananiden, o Hişam b. Urveden, o babasından, o da Ayşeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih yılında Kedadan, Mekkenin üst tarafında bulunan geçitten girdi. Bize İsmail b. Abdullah b. Halid es-Sükkeri haber verdi; dedi ki: Bize Yahya b. Süleym et-Taifi haber verdi. O İsmail b. Ümeyyeden, o Nafiden, o da İbn Ömerden şöyle haber verdi: Resulallah Mekkeye üst [taraftaki] geçitten girer ve alt [taraftaki]geçitten çıkardı. Bize Hişam Ebu Velid et-Tayalisi, Şebabe b. Sevvar, Haşim b. el- Kasım ve Amr b. el-Heysem Ebu Katan haber verdiler; dediler ki: Bize Şube haber verdi. O Amr b. Dinardan, o da Ubeyd b. Umeyrden Resulallahın ashabına şöyle dediğini rivayet etti: “Bugün savaş günüdür orucunuzu kırın.” Şebabe dedi ki: Şube, “Amr b. Dinar, Ubeyd b. Umeyrden üç hadis dışında bir şey duymamıştır.” dedi. Bize Abdülvehhab b. Ata el-İcli haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. Amr haber verdi. O Ebu Seleme ve Yahya b. Abdurrahman b. Hatıbdan rivayet ettiler; dediler ki: Resulallahın Mekke fethi günü olunca Abdullah b. Ümmü Mektum Resulallahın karşısında Safa ve Merve arasında şöyle diyordu: Mekke ne kadar güzel bir vadi! Bir yer ki, ailem ve geleceğim ondadır. Bir yer ki, orada kılavuzsuz yürürüm. Öyle bir yer ki, orada soyum devam edecek. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O Ali b. Zeydden, o da Said b. el-Müseyyebden şöyle haber verdi: Resulallah fetih günü İbn Ebu Serhin, Fertenanın, İbn ez- Zebaranın ve İbnül-Hatalın öldürülmelerini emretti. Ebu Berze, İbnül- Hatalı Kabenin örtüsüne sarılmış olarak buldu; karnını deşti. Ensardan biri, İbn Ebu Serhi gördüğünde öldüreceğine dair yemin etmişti. İbn Ebu Serh Osmanın sütkardeşiydi. Osman Peygambere giderek onun için şefaatçi oldu. O Ensari de kılıcının kabzasını tutmuş, İbn Ebu Serhi öldürmek için Resulallahın işaretini bekliyordu. Osman Resulallah onu serbest bırakıncaya kadar girişimde bulundu. Sonra Resulallah Ensariye, “Neden nezrini yerine getirmedin?” dedi. Ensari, “Kılıcımın kabzasını tutmuş, onu öldürmek için sizden işaret bekliyordum.” dedi. Bunun üzerine Resulallah ona, “Kaş göz işareti ile ima yapmak ihanettir. Bir peygambere ima yakışmaz.” dedi. Bize Ahmed b. el-Haccac el-Horasani haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. el-Mübarek haber verdi; dedi ki: Bize Mamer haber verdi. O ez-Zühriden, o da Ömer b. el-Hattabın ailesinden bazı kimselerden şöyle haber verdi; dedi ki: Fetih günü Resulallah Mekkedeyken Safvan b. Ümeyye b. Halef, Ebu Süfyan b. Harb ve el-Haris b. Hişama haber saldı. Ömer dedi ki: Allah onların neler yaptıklarını onlardan daha iyi bilen birisine fırsat verdi, dedim. Resulallah ise onlara, “Benimle sizin durumunuz Yusuf un kardeşlerine Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir. dediği gibidir.” dedi. Ömer sonra şöyle dedi: Bu arzu etmediğim davranışımdan dolayı Peygamberden haya ettim. Resulallah onlara söylediğini söyledi. Bize İsmail b. Abdülkerim es-Sanani haber verdi; dedi ki: Bana İbrahim b. Akil b. Makıl haber verdi. O babasından, o Vehbden, o da Cabirden rivayet etti; dedi ki: Resulallah fetih sırasında kendisi Bathadayken Ömer b. el-Hattaba Kabede bulunan suretlerin (resimlerin) tümünü imha etmesini emretti. Resulallah Kabedeki suretler silininceye kadar Kabeye girmedi. Bize Musa b. Davud haber verdi; dedi ki: Bize Hammad b. Seleme haber verdi. O Amr b. Dinardan, o İbn Abbastan, o da el-Fadldan rivayet etti; dedi ki: Resulallah rüku etmeden dua, tesbih ve tekbirle Kabeye girdi. Bize Halid b. Mahled el-Beceli haber verdi; dedi ki: Bize Süleyman b. Bilal haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. el-Haris b. Ayyaş rivayet etti. O Amr b. Şuaybdan, o babasından, o dedesinden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Fetih yılında Kabenin merdivenlerine oturdu. Allaha hamd ve senalar etti. Söyledikleri arasında, “Fetihten sonra hicret yoktur.” dedi. Bize Musa b. Davud haber verdi; dedi ki: Bize İbn Lehia anlattı. O el-Arecden, o da Ebu Hüreyreden şöyle dediğini rivayet etti: Fetih günü Mekkede bir duman vardı. Bu, Allahın şu sözüdür: “Göğün açık bir duman getireceği günü bekle.” Bize Hişam Ebül-Velid et-Tayalisi haber verdi; dedi ki: Bize Şube haber verdi. O Ebu İyastan şöyle dediğini rivayet etti: Abdullah b. el- Muğaffelin şöyle dediğini işittim: Peygamberi Mekke fethinde bir devenin üzerinde gördüm. Yoluna devam ederken fetih suresini okuyor ve nağme yapıyordu. Eğer insanların etrafıma toplanmayacaklarını bilsem, onun yaptığı gibi nağme yapardım. Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Ebu Maşer haber verdi. O da el-Abbas b. Abdullah b. Mabedden rivayet etti; dedi ki: Resulallah , “Yarın fethin ikinci günüdür. Cahiliye adetlerini, atalarla övünmeyi kendinizden giderin. İnsanların tümü ademden adem de topraktandır.” dedi. Bize İsmail b. Abdülkerim es-Sanani haber verdi; dedi ki: Bize İbrahim b. Akil b. Makıl haber verdi. O babasından, o da Vehb b. Münebbihten şöyle dediğini rivayet etti: Cabir b. Abdullaha “Fetih günü herhangi bir şeyi ganimet aldılar mı?” diye sordum. “Hayır!” dedi. Bize İsmail b. İbrahim b. el-Esedi haber verdi. O Ali b. Zeyd b. Cüdandan, o Ebu Nadreden, o da İmran b. Husayndan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah ile beraber fethe iştirak ettim. Mekkede on sekiz gece kaldı. Sadece ikişer rekat namaz kılardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Süfyan haber verdi. O Yahya b. Ebu İshaktan şöyle dediğini rivayet etti: Malik b. Enesin şöyle dediğini duydum: Resulallah ile beraber çıktık. Mekkeye varıncaya kadar namazlarını kısaltarak kılardı. On gün orada kaldık. Dönünceye dek yine namazlarını kısaltarak kıldı. Biz Yezid b. Harun haber verdi; dedi ki: Bize Muhammed b. İshak haber verdi. O ez-Zühriden, o da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbeden şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Mekkede on beş gün kaldı. Huneyne çıkana kadar namazlarını kısaltarak kılardı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize el-Mesudi haber verdi. O el-Hakemden şöyle rivayet etti: Resulallah Ramazanın altıncı günü Medineden ayrıldı. Yedi gün yürüdü. Mekkeye varıncaya kadar yol boyunca namazlarını ikişer rekat olarak kıldı. Mekkede yarım ay kaldı. Bu süre içerisinde namazlarını kısaltarak kıldı. Sonra Ramazanın bitimine iki gün kala Huneyne çıktı. Bize el-Fadl b. Dükeyn haber verdi; dedi ki: Bize Şerik haber verdi. O Abdurrahman b. el-İsbahaniden, o İkrimeden, o da İbn Abbastan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah Mekkede, fetihten sonra on yedi gün ikamet etti. Bu sırada namazlarını ikişer rekat olarak kılardı. Bize Muhammed b. Harb el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bize Bekir b. Mudar haber verdi. O Cafer b. Rebiadan, o da İrak b. Malikten şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih yılında Mekkede, on beş gün namazları ikişer rekat kıldı. Bize Süleyman b. Harb haber verdi; dedi ki: Biz Hammad b. Seleme haber verdi. O Ali b. Zeydden, o Ebu Nadreden, o da İmran b. Husayndan şöyle dediğini rivayet etti: Resulallah fetih zamanında Mekkede on sekiz gün ikamet etti. Bu sırada namazlarını ikişer rekat kılardı. Bize Affan b. Müslim haber verdi; dedi ki: Bize Vüheyb haber verdi; dedi ki: Bize Umare b. Gaziyye haber verdi; dedi ki: Bize Rebi b. Sebre el-Cüheni haber verdi. O da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Fetih yılı Resulallah ile beraber yola çıkmıştık. Mekkede gece ve gündüz olarak on beş gün ikamet etti. Bize Kesir b. Hişam haber verdi; dedi ki: Bize el-Furat b. Süleyman haber verdi. O Abdülkerim b. Malik el-Cezeriden, o Mücahidden, o da Ümmü Haninin bir mevlasından şöyle haber verdi: Resulallah Mekkeyi fethederken bir kapta su istedi. Yıkanıp dört rekat namaz kıldı. Bize Yahya b. Abbad haber verdi; dedi ki: Bize Füleyh b. Süleyman haber verdi; dedi ki: Said b. Ebu Said el-Makburiyi şöyle derken işittim. Bana Ümmü Haninin mevlası Ebu Mürre haber verdi. Ona da Ümmü Hani anlattı; dedi ki: Fetih günü, bir adama eman ve güvence almak için konuşmak üzere Resulallahın yanına gittim. [Sonra şöyle dedi:] Resulallah içeri girdi. Saçı sakalı toz içindeydi. Bir elbiseyle kendini örttü ve yıkandı. Sonra elbisesine sarılarak sekiz rekat kuşluk namazı kıldı. Bize Haşim b. el-Kasım haber verdi; dedi ki: Bize Leys b. Sad haber verdi; dedi ki: Bana Yezid b. Ebu Habib haber verdi. O da Said b. Ebu Hind rivayet etti; dedi ki: Akil b. Ebu Talibin mevlası Ebu Mürreden, ona Ümmü Hani bt. Ebu Talibin şöyle dediğini rivayet etti: Fetih yılı olunca, Beni Mahzumdan iki adamın gelip kendisine sığındıklarını, kendisinin de onları himayesine aldığını, bu arada onun yanına Alinin geldiğini ve “Mutlaka bunları öldüreceğim.” dediğini anlattıktan sonra şöyle devam etti: Alinin bu sözünü duyunca, Resulallahın yanına geldim. Mekkenin üst taraflarındaydı. Resulallah beni görünce sevinçle karşıladı ve bana, “Ey Ümmü Hani! Seni buraya getiren nedir?” diye sordu. Ona, “Ey Allahın Resulü! Kayınlarımdan iki kişiye eman verdim. Ali de onları öldürmek istedi.” dedim. Peygamber, “Senin eman verdiğine, biz de eman verdik.” dedi. Sonra Resulallah yıkanmak için kalktı. Ona bir elbiseyle koruma yaptım. Sonra elbisesini alıp giyindi ve sekiz rekat kuşluk namazı kıldı. Bize Ebu Bekir b. Muhammed b. Ebu Mürre el-Mekki haber verdi; dedi ki: Bana Said b. es-Salim el-Mekki haber verdi. O da ismini verdiği bir adamdan şöyle dediğini söyledi: Resulallah Mekkeyi fethettikten sonra pazarına Said b. Said b. elas b. Ümeyyeyi görevlendirdi. Resulallah Taif e çıkmak istediğinde Said b. Said onunla beraber Taif e çıktı ve Taif te şehit düştü. Bize Ebu Bekir b. Muhammed b. Ebu Mürre haber verdi; dedi ki: Bana Müslim b. Halid ez-Zenci haber verdi. O da İbn Cüreycden şöyle dediğini söyledi: Fetih yılında Resulallah Taif e çıktığında Mekkede Hübeyre b. Şibl b. el-Aclan es-Sekafiyi görevli olarak bıraktı. Dönüp Mekkeden Medineye giderken de Attab b. Esidi Mekkeye 8. yılında hac emiri olarak görevlendirdi. Bize Muhammed b. Ubeyd haber verdi; dedi ki: Bana Zekeriya b. Ebu Zaide haber verdi. O amirden rivayet etti; dedi ki: el-Haris b. Malik b. Barsa şöyle dedi: Fetih gününde Resulallahın şöyle dediğini işittim: “Bundan sonra Mekke kıyamete kadar işgal edilmeyecektir.”