Sonra Resulallahın hicretinin 25. ayında, Rebiülevvel ayının 14. gecesinde Yahudi Kab b. el-Eşrefin öldürüldüğü seriyye meydana geldi. Şair bir adam olan Kabın öldürülme sebebi ise Resulallah ve ashabını hicvetmesi, insanları onlara karşı kışkırtması ve onlara eziyet etmesiydi. Bedir savaşı vuku bulunca, Müslümanların mağlup olmasını bekleyenlerin moralleri bozuldu. Kab da, “Bu gün yerin altı üstünden iyidir.” deyip Medineden çıktı ve Mekkeye gitti. Kab Mekkede Kureyşin ölülerine ağıtlar yakarak şiirleriyle onları intikama teşvik etti. Sonra Medineye geri döndü. Bunu üzerine Peygamber, “Allahım! Şerri ilan ederek, şiirler söyleyip duran şu Kab b. Eşref ten dilediğin şekilde intikam al.” buyurdu. Resulallah yine şöyle dedi: “Bana eziyet eden Kab b. el-Eşref in hakkından kim gelecek?” Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme, “Ey Allahın Resulü! Ben onun hakkından gelecek ve onu öldüreceğim.” dedi. Resulallah , ona: “Yap! Ancak öldürülmesi işini Sad b. Muaz ile istişare et.” buyurdu. Bunun üzerine, Muhammed b. Mesleme, Evs kabilesinden birkaç kişiyle bir araya geldi. Aralarında Abbad b. Bişr, Ebu Naile Silkan b. Selame, el-Haris b. Evs b. Muaz ve Ebu Abs b. Cebr de vardı. Resulallaha gelerek: “Ey Allahın Resulü! Onu öldürürüz. Ancak bize ona istediğimizi söylememize izin ver.” dediler. Resulallah onlara, “İstediğinizi söyleyin.” dedi. Ebu Naile, Kab b. el- Eşrefin sütkardeşi idi. Ebu Naile onun yanına gitmek için çıktı. Ebu Naile, ona seslendi, ama Kab onu tanımazlıktan gelip ürktü. Ebu Naile ona, “Ben Ebu Naileyim! Sana, bu adamın (Peygamber) bize gelişinin bir bela, Arapların bizimle harp açışını ve topyekün bizi oka tuttuklarını söylemeye geldim. Ondan ayrılmak istiyoruz. Benimle gelen ve aynı düşüncede ve kanaatte olan akrabalarım var. Senden yiyecek ve hurma satın almak ve kabul edeceğin rehineler vermek için onları senin yanına getirdim.” dedi. Kab onun sözüne güvendi ve “İstediğin zaman onları getirebilirsin.” dedi. Ebu Naile, Kab ile sözleşerek oradan ayrıldı. Hemen arkadaşlarının yanına geri döndü. Ebu Naile ve arkadaşları kendi aralarında Kab ile gece buluşmaya karar verdiler. Sonra Resulallahın yanına geldiler ve ona durumu haber verdiler. Resulallah Bakie kadar onlarla yürüdü. Sonra onlarla vedalaşıp “Allahın yardım ve bereketiyle gidin.” dedi. Dolunaylı bir gecede yola çıktılar ve Kab b. el-Eşrefin kalesine geldiler, Ebu Naile ona seslendi. Kab hemen yerinden kalktı. Eşi onu tutarak “Nereye gidiyorsun, düşmanların var!” dedi. Yeni evlenmişti. Ona, “Birisiyle buluşacağım. Gelen de kardeşim Ebu Nailedir.” deyip yorganı sertçe savurarak, “Delikanlı yaralanacağını bilse bile çağırıldığında gider.” dedi. Sonra kaleden inerek onların yanlarına indi. Kendilerine güvenmesini sağlayıncaya kadar onunla bir saat sohbet ettiler. Sonra Ebu Naile ellerini Kabın uzun saçları arasına daldırarak ense kökünden hızlıca geriye doğru başını çekti ve arkadaşlarına: “Allahın düşmanını öldürün!” dedi. Bunun üzerine kılıçlarıyla ona vurdular. Kab, Ebu Naileye döndü, ama faydasız bir dönüştü. Sendeleyip Ebu Naileye sarıldı. Muhammed b. Mesleme dedi ki: “Sonra kılıcımla beraber bir hançer olduğunu hatırladım, hemen onu aldım ve göbeğine saplayıp kasıklarına doğru çektim. Allahın düşmanı öyle bir bağırıyordu ki, Yahudi kalelerinden ateş yakılmayan bir kale kalmadı.” Sonra, Kabın başını keserek alıp Medineye döndüler. Bakiul- Garkada vardıklarında tekbir getirmeye başladılar. Resulallah ise o gece namaza durmuştu. Onların tekbirlerini duyunca onu öldürdüklerini anladı. Sonra Resulallahın yanına geldiler. Resulallah , “Yüzler aydınlık, gönüller huzur bulsun” dedi. Onlar, “Senin de yüzün aydınlık, gönlün huzur dolsun Ey Allahın Resulü!” diyerek Kabın başını önüne bıraktılar. Resulallah Kabın öldürülmesinden dolayı Allaha şükretti. Sabah olunca Peygamber, “Fırsat bulduğunuz Yahudileri öldürün.” dedi. Bunun üzerine Yahudiler korktu. Hiç biri dışarı çıkmaz oldu. Sesleri kesildi. Çünkü onlar Kab b. el-Eşrefin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesinden korkmaya başladılar. Bize Muhammed b. Humeyd el-Abdi, o Mamer b. Raşidden, o ez- Zühriden şöyle haber verdi: Allah Tealanın, “And olsun, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allaha ortak koşanlardan üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Allaha karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bunlar (yapmaya değer) azmi gerektiren işlerdendir.” ayetinde işaret edilen kişi Kab b. el-Eşreftir. Kab b. el-Eşref, müşrikleri Resulallah ve ashabına karşı kışkırtıyordu. Yani şiirleriyle Peygamberi ve ashabını hicvederdi. Bunun üzerine aralarında Muhammed b. Mesleme ve Ebu Abs adında başka biri olmak üzere Ensardan beş kişi onun yanına gittiler. Yanına vardıklarında kavmi ile beraber Avali denilen yerde oturuyordu. Onları görünce ürktü ve durumlarını hoş görmedi. Ona, “Bir iş için yanına geldik.” dediler. Onlara, “Birileriniz yaklaşsın ve işinizi söylesin.” dedi. Onlardan biri kalktı ve Kabın yanına yaklaşarak, “Yanımızda zırhlar var. Onları sana satıp harcamak istiyoruz.” dediler. O, “Eğer satarsanız alırım. (Peygamberi kast ederek) Bu adam yanınıza geldiğinden beri zor duruma düştünüz.” dedi. Akşam kimsenin olmadığı bir saatte yanına geleceklerini söyleyerek ayrıldılar. Akşam geri dönüp geldiklerinde ona seslendiler. Eşi ona, “Bunların bu saatte gelişleri seni sevindirecek bir iş için olamaz.” dedi. Kab eşine, “Benimle konuştular ve durumlarını açıkladılar.” dedi. Bize Muhammed b. Humeyd, o Mamerden, o Eyyubden, o İkrimeden, şöyle haber verdi: Kab, onlara yukarıdan baktı, onunla konuştular. Onlara, “Yanımda ne gibi bir rehine bırakacaksınız? Çocuklarınızı rehine bırakacak mısınız?” Borç olarak onlara hurma verecekti. Bunun üzerine, “Bunu yaparsak, yarın çocuklarımız küçümsenecek ve ayıplanacaklardır. Onlara, Bu bir yük hurma karşılığında rehin bırakılan, bu ise iki yük hurma karşılığında rehin bırakılan! denilecektir. Bizim için bu bir utanç olacaktır.” dediler. Bu sözler üzerine Kab, “Rehin olarak hanımlarınızı bırakır mısınız?” dedi. Onlar, “Sen insanların en yakışıklısısın. Sana güvenemeyiz. Hangi kadın senin bu güzelliğinden yüz çevirir? Ancak sana silahlarımızı rehin bırakabiliriz. Bugün silahlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu da biliyorsun.” dediler. Kab onlara, “Evet, silahlarınızı getirin ve dilediğinizi yükleyin.” dedi. Ona, “Aşağı in, şartlarımızı karşılıklı görüşelim.” dediler. İnmeye davrandı, hanımı onu tutu ve “Akrabalarından birkaç kişiyi çağır, seninle beraber bulunsunlar.” dedi. Ona, “Eğer bunlar beni uyumuş bulsalardı uyandırmazlardı.” dedi. Eşi ona, “Evin damından onlarla konuş.” dedi. Onu reddetti ve onların yanına indi. Her tarafı esans kokuyordu. Ona, “Bu koku nedir ey adam?” dediler. O, eşini kastederek “Falanın anasının kokusu.” dedi. Gelenlerden birileri ona yaklaştı başını kokladı. Sonra ona sarılıp “Allahın düşmanını öldürün.” dedi, Ebu Abs onu kasıklarından yaraladı. Muhammed b. Mesleme ona kılıçla vurdu. Böylece onu öldürüp döndüler. Yahudileri korku sarmıştı. Toplanıp Resulallahın yanına geldiler ve ona, “Liderimiz hileyle öldürüldü.” dediler. Resulallah onlara, Kabın yaptıklarını, kendilerine nasıl eziyet ettiğini ve insanları ona karşı nasıl savaşmaya kışkırttığını hatırlattı. Sonra onları kendisiyle sulh yapmaya davet edip onlarla anlaşma yapıldı. Ravi dedi ki: “Sonra bu sözleşme belgesi, Alinin yanında kaldı.”