Söz döndü dolaştı ve Ali b. Muhammedin hadisine geldi; dediler ki: Mehre heyeti Mehri b. el-Ebyad başkanlığında geldiler. Resulallah onlara İslamı anlattı; Müslüman oldular. Resulallah onlara hediyeler verdi ve onlara şu belgeyi yazdı: “Bu Resulallah Muhammedten, Mehri b. el-Ebyada bir ahitnamedir. Mehre kabilesinden iman edenlere saldırılmayacak, malları talan edilmeyecek ve kendileriyle savaşılmayacaktır. Ancak onlar da İslam şeriatını yerine getirmekle mükelleftirler. Şeriatı değiştiren Allaha karşı savaş ilan etmiş olur. Allaha iman eden, Allah ve Resulünün güvencesindedir. Yolda bulunan bir şey, sahibine iade edilir. Kendi başlarına yayılan hayvanlar da sahiplerine aittirler. Hacda kirli kalmak günahtır. Hacda şehvet çağrıştıran konuşmalar yapmak fasıklıktır.” Muhammed b. Mesleme el-Ensari bunu yazdı. [Dedi ki:] Belgede geçen “la yükelune” kelimesi “la yuğaru aleyhim” (onlara saldırı yapılmaz) anlamındadır. Bize Hişam b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bize Mamer b. İmran el-Mehri haber verdi. O da babasından rivayet etti; dediler ki: Mehre kabilesinden bir adam Resulallahın yanına geldi. Kendisine Züheyr b. Fırdım b. el-Uceyl b. Kıbas b. Kamumi b. Baklül b. el-Îdi b. el- Emri b. Mehri b. Heydan b. Amr b. el-Haf b. Kudaa (Şahr kabilesinden) denilirdi. Uzaktan geldiği için Resulallah ona yakınlık gösteriyor ve ona ikramda bulunuyordu. Ayrılmak istediği zaman da Resulallah onu teselli etti, ona hediyeler yükledi ve kendisine bir belge yazdı. Resulallahın yazdığı belge hala onların yanındadır.