"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Cufi Heyeti

Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi haber verdi. O da babasından ve Ebu Bekir b. Kays el-Cufiden rivayet etti; dediler ki: Cufi kabilesi Cahiliye döneminde yürek yemeyi haram kabul ediyorlardı. Onlardan iki adam Resulallaha elçi olarak geldiler. Onlardan biri Beni Mürran b. Cufi boyundan Kays b. Seleme b. Şerahil, birisi de Seleme b. Yezid b. Meşcea b. el-Mücemmi idi. Bu ikisi anneden kardeş idiler. Anneleri Beni Harim b. Cufi boyundan Müleyke bt. el-Huluv b. Malik idi. İkisi de Müslüman oldular. Resulallah onlara, “İşittiğime göre siz yürek yemiyorsunuz, öyle mi?” dedi. Onlar, “Evet” dediler. Resulallah: “Muhakkak ki, yürek yemedikçe Müslümanlığınız mükemmel olmaz.” dedi ve onlara bir yürek ısmarladı. Yürek pişirildi. Sonra Seleme b. Yezid yemek istedi. Fakat bir lokma alınca eli titremeye başladı. Bunun üzerine Resulallah , “Onu ye!” dedi. O da yedi ve şöyle dedi: Bu işe bakınız ki, ben zorla yürek yedim, Parmaklarım ona dokununca titremeye başladı. Resulallah Kays b. Selemeye bir belge yazdı. Mektup şöyle idi: “Bu, Resulallah Muhammedten Kays b. Seleme b. Şerahile bir ahitnamedir. Bilinmelidir ki, ben seni Mürran ve mevlalarına, Harim ve mevlalarına ve el-Külab ve mevlalarına vali tayin ettim. Bunlardan namaz kılıp zekatı veren ve malının sadakasını verip mallarını temizleyenler sana itaat edeceklerdir.” [Dedi ki:] el-Külabdan maksat Evd, Zübeyd, Sad aşiretinin bir kısmı, Zeydüllah b. Sad, aizüllah b. Sad ve Beni el-Haris b. Kab boyundan Beni Salaedir. Sonra dediler ki: “Ey Allahın Elçisi! Bizim annemiz Müleyke bt. el- Huluv köleleri serbest bırakan, yoksulları doyuran ve miskinlere merhamet eden birisiydi. Kendisi vefat etti, fakat daha önce küçük bir kızını diri diri toprağa gömmüştü. Onun hali ne olacak?” Resulallah , “Gömülen kız da gömen anne de ateştedir.” dedi. İkisi de kızarak ayağa kalktılar. Bunun üzerine Resulallah , “Bana dönün; benim annem de sizin annenizle beraberdir.” dedi. Adamlar memnun kalmayarak ayrıldılar. Çıkarken de, “Bize yürek yediren ve annemizin de ateşte olduğunu söyleyen bir adam tabi olunmaya layık değildir.” deyip gittiler. Biraz yol kat ettikten sonra Resulallahın ashabından bir adama rastladılar. Yanında zekat malına ait bir deve vardı. Onu bağlayıp devesini aldılar. Resulallah durumdan haberdar olunca onları şu sözüyle lanetledi: “Allah Ril, Zekvan, Usayye, Lihyan ve Müleykenin iki oğluna, Harim ve Mürrana lanet etsin.” Bize Hişam b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Bana el-Velid b. Abdullah el-Cufi anlattı. O babasından, o da şeyhlerinden nakletti; dediler ki: Ebu Sebre, yani Yezid b. Malik b. Abdullah b. ez-Züeyb b. Seleme b. Amr b. Zühel b. Mürran b. Cufi Resulallahın yanına geldi. Yanında iki oğlu Sebre ve Aziz de vardı. Resulallah Azize, “İsmin nedir?” dedi. O da “Aziz!” dedi. Resulallah , “Allahtan başka Aziz yoktur. Sen Abdurrahmansın.” dedi. Müslüman oldular. Ebu Sebre, “Ey Allahın Elçisi! Avucumun içinde bir ur var; devemin yularını tutamıyorum.” dedi. Bunun üzerine Resulallah onun için bir kab istedi ve onunla elindeki ura vurdu ve meshetti. Ur hemen kayboldu. Resulallah ona ve iki oğluna dua etti. Ebu Sebre Resulallaha, “Ey Allahın Elçisi! Yemendeki kavmimin vadisini bana ver.” dedi. O vadiye Hurdan vadisi denilirdi. Resulallah , onun istediğini yerine getirdi. Abdurrahman, Ebu Hayseme b. Abdurrahmandır.