"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Resulallahın Nesebi ve ademe Kadar Babalarının İsimleri

Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib b. Bişr el-Kelbi haber verdi; dedi ki: Ben çocuk iken babam bana Resulallahın nesebini öğretti. Şöyle: Güzel ve mübarek Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib (onun ismi, “Şeybetül-Hamd” idi) b. Haşim (onun ismi, “Amr” idi) b. Abdümenaf (onun ismi “el-Muğire” idi) b. Kusay (onun ismi “Zeyd” idi) b. Kilab b. Mürre b. Kab b. Lüey b. Galib b. Fihr. Kureyş kabilesi Fihrde birleşiyor. Fihrden öncekiler Kureyşi değil, Kinani denir. Fihr b. Malik b. en-Nadr (onun ismi “Kays” idi) b. Kinane b. Hüzeyme b. Müdrike (onun ismi “Amr” idi) b. İlyas b. b. Mudar b. Nizar b. Maad b. Adnan. Bize Hişam b. Muhammed ve Muhammed b. Abdurrahman el-Aclani haber verdiler. Onlar Musa b. Yakup ez-Zemiden, o halasından, o da annesi Kerime bt. el-Mikdad b. el-Esved el-Behraniden rivayet etti; dedi ki: Resulallah şöyle dedi: “Maad b. Adnan b. Üded b. Yera b. Arakis- Sera.” Musa b. Yakup ez-Zeminin halası dedi ki: Bize Hişam haber verdi; dedi ki: Babam bana haber verdi. O, Ebu Salihten; o da İbn Abbastan rivayet etti; dedi ki: Resulallah nesebini saydığında Maad b. Adnan b. Üdedin ilerisine derdi. Allah, “ad ve Semud kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helak ettik” buyuruyor. İbn Abbas dedi ki: “Eğer Resulallah soy kütüğünü öğrenmek isteseydi öğrenirdi.” Bize Ubeydullah b. Musa el-Absi haber verdi; dedi ki: Bize İsrail haber verdi. O Ebu İshaktan, o Amr b. Meymundan, o da Abdullah (b. Mesud)tan rivayet etti; dedi ki: Abdullah, “Sizden önce gelen Nuh, ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri -ki onları Allahtan başkası bilmez- size ulaşmadı mı?” ayetini okur ve “Neseble uğraşanlar yalan söylerler” derdi. Bize Hişam b. Muhammed haber verdi. O da babasından rivayet etti; dedi ki: Maad ile İsmail arasında otuz küsur baba vardır. Onların isimlerini zikretmez ve daha öteye geçirmezdi. Muhtemelen kendisi, Ebu Salihin İbn Abbastan, onun da Resulallahtan naklettiği hadisi işittiğinden dolayı (isim saymayı) bırakmıştı. Şöyle ki: “Resulallah , (babalarının isimlerini sayarken) Maad b. Adnana ulaştığında dururdu.” Hişam dedi ki: Bizzat babamdan işitmedim, ancak babamdan bana nakleden bir haberci, babamın (Resulallahın soy kütüğünü şöyle sıraladığını) söyledi: Maad b. Adnan b. Üded b. el-Hemeysa b. Selaman b. Avs b. Yuz b. Kamval b. Übey b. el-Avvam b. Naşid b. Haza b. Beldas b. Tedlaf b. Tabih b. Hacim b. Nahiş b. Mahi b. Abaka b. Ebkar b. Ubeyd b. ed-Dua b. Hamdan b. Senber Yesribi b. Nahzen b. Yelhan b. Eravi b. Ayfa b. Dişan b. Îser b. Aknad b. Ebham b. Muksi b. Nahis b. Zareh b. Şemma b. Mezza b. Avs b. Arram b. Kayzer b. İsmail b. İbrahim . Bize Hişam b. Muhammed haber verdi; dedi ki: Künyesi “ Ebu Yakub” olan, Beni İsrail soyundan gelen, onların kitaplarını okumuş ve ilimlerini öğrenmiş olan Tedmürlü bir adamın anlattığına göre; Eremyanın katibi Burah b. Nariyya, Maad b. Adnanın nesebini yanında bulunduruyordu. Ayrıca o nesebi kitaplarına koymuşlardı. Bu durum Ehl-i Kitap alimlerince biliniyor ve kitaplarında yer alıyordu. Oradaki isimler bunlara yakındı. Muhtemelen aralarındaki fark dil açısındandır. Çünkü bu isimler İbraniceden tercüme edildiler. Bize Hişam b. Muhammmed haber verdi; dedi ki: “Maad, İsa b. Meryemin zamanındaydı” diyenlerden işittiğime göre soy kütüğü şöyledir: Maad b. Adnan b. Üded b. Zeyd b. Yakdür b. Yakdüm b. Emin b. Minhar b. Sabuh b. el-Hemeysa b. Yeşcüb b. Yarüb b. el-Avvam b. en-Nebt b. Selman b. Haml b. Kayzer b. İsmail b. İbrahim . Bazıları, neseb kitaplarında el-Avvamı el-Hemeysaa nisbet ettiler ve onu onun neslinden saydılar. Bize Rüeym b. Yezid el-Mukri haber verdi. O da Harun b. Ebu İsa eşŞamiden rivayetle, Muhammed b. İshakın, bazı rivayetlerinde, Maad b. Adnanı bundan başka bir silsileye nisbet ettiğini haber veriyor. Şöyle diyor: Maad b. Adnan b. Mukavvim b. Nahur b. Tirah b. Yarüb b. Yeşcüb b. Nabit b. İsmail. Başka bir rivayete göre silsile, “Maad b. Adnan b. Üded b. Eytehüb b. Eyyub b. Kayzer b. İsmail b. İbrahim” şeklindedir. Muhammed b. İshak dedi ki: Kusay b. Kilab, bazı şiirlerinde Kayzere atıfta bulunmuştur. Nitekim Muhammed b. Sad Hişam b. Muhammed b. es-Saib el-Kelbi babasından rivayet ettiği (Kusayın) şu şiirini bana okudu: Eğer Kayzer ve Nabitin çocukları orada (Mekkede), Yerleşmeyeceklerse (oraya) sahip çıkacak değilim. Ebu Abdullah Muhammed b. Sad dedi ki: “Maadın, Kayzer b. İsmailin çocuklarından olduğu hususunda (ilim ehli) arasında ihtilaf görmüyorum. Onun nisbetindeki bu ihtilaf (neseb bakımından) hıfzedilmediğini göstermektedir. Aslında bu ihtilaf Ehl-i Kitaptan alınmıştır. Onu kendilerine tercüme ettiler ve ihtilaf ettiler. Eğer bu doğru olsaydı, Resulallah bunu bütün insanlardan daha çok bilirdi. Bize göre (Resulallahın) nesebi son olarak Maad b. Adnana gider. Sonra biz, İsmail ve İbrahime kadar olan diğer kısımda kendimizi tutalım.” Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. [Dedi ki:] Bize İbn Lehia haber verdi. O, Ebül-Esvedten; o da Urveden rivayet etti; dedi ki: Maad b. Adnandan sonraki (nesebi) bilen kimseyi görmedik. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi; dedi ki: Bana İbn Lehia haber verdi. O da Ebül-Esvedten rivayet etti; dedi ki: Ebu Bekir b. Süleyman b. Ebu Hasmenin şöyle dediğini işittim: Bir alimin ilminde ya da bir şairin şiirinde Maad b. Adnandan sonrasını tespit eden bir kimse bulamadık. Bize Halid b. Hıdaş haber verdi; dedi ki: Bize Abdullah b. Vehb haber verdi; dedi ki: Bana Said b. Ebu Eyyub haber verdi. O da Abdullah b. Halidten rivayet etti; dedi ki: Resulallah şöyle dedi: “Mudara sövmeyiniz. Çünkü o, kuşkusuz Müslüman olmuştu.” Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib babasından rivayetle haber verdi; dedi ki: Buhtunnasır Yemen kalelerini ele geçirdiği zaman Maad onunla birlikteydi. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib babasından rivayetle haber verdi; dedi ki: Maad b. Adnanın Nizar adında bir çocuğu oldu. Nizarın neslinde nübüvvet, servet ve hilafet vardı. Ayrıca Kanas, Kunasa, Sinam, Urf, Avf, Şekka, Haydan, Hayde, Ubeyd er-Rimah, Cüneyd, Cünade, el-Kuhm ve İyad adlarında çocukları oldu. Bunların annesi ise, Muane bt. Cevşem b. Cülhüme b. Amr b. Devve b. Cürhümdür. Anneden kardeşleri Kudaa ve (diğer) bazı Kudaalılardır. Bazı ensab alimlerine göre Kudaa Maadın oğludur. Hatta Maad bu adla künyelenmişti. Allah daha iyi bilir. Kudaanın asıl ismi Amrdır. Kavminden uzaklaşıp başkalarına intisap ettiği için kendisine “Kudaa/kavminden uzaklaşan” denilmiştir. Bu onların lügatıdır. Nizarın dışındaki Maad b. Adnanın çocukları, Beni Maadın dışındaki (kabilelere) dağıldılar. Bazıları (yine de) Maada nispet edilirlerdi. Nizarın, Mudar ve İyad adında çocukları oldu. Nizar, İyad ile künyelenmişti. Bunların anneleri Sevde bt. Akk idi. Ayrıca Rebia (veya el- Feres ve el-Kaşam) ve Enmar adında iki çocukları daha oldu. Bunların annesi de el-Hazale bt. Velan b. Cevşem b. Cülhüme b. Amr b. Cürhümdür. Mudara “el-Hamra” (kırmızı), İyada “eş-Şemta” (kır saçlı) ve “el-Belka” (alacalı), Rebia için “el-Feres” (at), Enmar için “el-Himar” (eşek) denilirdi. [Dedi ki:] Enmarın, Becile ve Hasamın babaları olduğu söylenirdi. Bize Hişam b. Muhammed b. es-Saib babasından ve diğerlerinden rivayetle haber verdi; dedi ki: O İbrahim b. azerdir. Kuranda böyledir. Tevratta ise, İbrahim b. Tarehtir. Bazıları(na göre) azer b. Tareh b. Nahur b. Saruğdur. Ayrıca Şeruğ b. Erğuva denilmiştir. Bazen Erğuva b. Faliğ denilmiştir. Bazen Falih b. abir b. Şalih denilmiştir. Bazen de Salih b. Erfahşed b. Sam b. Nuh Peygamber b. Lemk b. Mettu Şalah denilmiştir. Bazıları tarafından da, Mettu Şalah b. Hunuh (Uhnuh) yani İdris Peygamber b. Yerz, yani Yariz veya Yazir b. Mehlail b. Kaynan b. Enuş b. Şis, yani Hibetüllah b. adem şeklinde söylenmiştir.