Huceyr b. Ebu İhabın mevlasıdır. Hubeyb b. Adi, Mekkede onun evinde hapsedilmiş, haram aylar bitince de öldürülmüştür. Maviyye, Hubeybin olayını sonraları anlatırdı. Maviyye Müslüman olmuş ve İslamı güzel bir şekilde yaşamıştır. O şöyle anlatır: Vallahi ben, Hubeybden daha hayırlı birini görmedim. Onu kapı aralığından izledim. Zincire vurulmuştu. Yerde yenecek üzüm tanesi olmadığı halde, onun elinde erkek başı büyüklüğünde üzüm salkımı vardı, onu yiyordu. Bu, Allahın rızıklandırmasından başka bir şey değildi. Hubeyb geceyi Kuran okuyarak geçirirdi. Kadınlar onu dinler, ağlarlar ve ona acırlardı. Ona, “Ya Hubeyb! Bir ihtiyacın var mı?” diye sordum. “Hayır, yalnız bana tatlı su içirmeni, putlar adına kesilmiş yiyecek yedirmemeni ve beni öldürecekleri zaman bana haber vermeni istiyorum.” dedi. Haram aylar çıkınca, [müşrikler] onu öldürmeye karar verdiler. Gidip ona haber verdim. Allaha yemin olsun ki, onun bundan etkilendiğini görmedim. “Bana bir demir parçası [ustra] gönder de kişisel bakımımı yapayım.” dedi. Oğlum Ebu Hüseyn ile birlikte ona bir ustura gönderdim. [Ravi], “Ebu Hüseyn, Maviyyenin öz oğlu değildi. Onun yanında yetişmişti.” dedi. Maviyye devamla dedi ki: Çocuk gidince, “Vallahi adam intikamını almaya fırsat buldu. Ben ne yaptım? Bu çocuğu şu demir parçasıyla gönderdim. Adam onu öldürecek ve bir adama karşılık bir adam diyecek.” dedim. Oğlum usturayı ona götürünce, ondan aldı ve şaka yollu, “Baban hakkı için sen cesur birisin. Sizler beni öldürmek isterken, annen seninle birlikte demir parçasını gönderdiğinde, sana ihanet etmemden korkmadın mı?” Maviyye dedi ki: Ben bunları işitiyordum. Şöyle dedim: “Ey Hubeyb! Ben Allahın güveniyle sana güvendim ve ilahın hakkı için sana demiri gönderdim. Onu sana oğlumu öldürmen için vermedim.” Hubeyb, “Onu öldürecek değilim. İhaneti dinimize göre helal görmeyiz.” dedi. Sonra ona, kendisini sabahleyin erken vakitte çıkarıp öldüreceklerini haber verdim. Sonra geldiler ve zincirlerini çözüp onu et- Tenime götürdüler. Beraberinde çocuklar, kadınlar, köleler ve Mekkeliler de gittiler. Geride kimse kalmamıştı. Hasta olanlar, hastalığından şifa bulmak ümidiyle, hasta olmayanlar ise İslama ve Müslümanlara muhalif oldukları için gelmişlerdi. Hubeybi et-Tenim e getirdiklerinde beraberinde Zeyd b. ed- Desinne de vardı. Uzun bir ağaç isteyip çukur kazdılar. Hubeybi darağacına asacakları sırada, “İki rekat namaz kılmama izin verir misiniz?” dedi. “Evet!” dediler. O da uzatmaksızın iki rekat namaz kıldı. İbn Sad dedi ki: Bunların hepsini bize, Muhammed b. Ömer, ilim ehli olan hocalarından naklen haber verdi.