"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

4995. Ümmü Külsüm

[Ümmü Külsüm] bt. Ukbe b. Ebu Muayt b. Ebu Amr b. Ümeyye b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusay. Annesi Erva bt. Küreyz b. Rebia b. Habib b. Abdüşems b. Abdümenaf b. Kusaydır. Ümmü Külsum Mekkede Müslüman olmuş ve hicretten önce biat etmiştir. O, Resulallahın hicretinden sonra Medineye hicret eden ilk kadındır. Ümmü Külsum bt. Ukbe dışında anne-babasını bırakıp Allah ve Resulüne hicret eden Kureyşli başka bir Müslüman kadın bilmiyoruz. Ümmü Külsum, Mekkeden tek başına çıkmış, yolda Huzaalı bir adamla yol arkadaşı olmuş, nihayet Hudeybiye Barış Antlaşması sırasında Medineye varmıştır. Onun peşinden kardeşleri el-Velid b. Ukbe ile Umare b. Ukbe gitmiş ve Ümmü Külsumun vardığı günün ertesi günü Medineye ulaşmışlar. Şöyle demişler: “Ya Muhammed! Koştuğumuz şartı ve bizimle yaptığın anlaşmayı yerine getir.” Ümmü Külsum dedi ki: “Ya Resulallah! Ben bir kadınım. Kadınların güçsüzlüğünü bilirsin. Beni kafirlere teslim edersen, dinim konusunda bana baskı yaparlar, ben de buna tahammül edemem.” Bunun üzerine Allah, Hudeybiye Barış Antlaşmasındaki kadınlarla ilgili maddeyi iptal etti, onlar hakkında Mihne (sınama) hükmünü indirdi ve bu konuda herkesin razı olduğu bir kararla hükmetti. Ümmü Külsum hakkında şu ayet nazil olmuştur: “Ey iman edenler! Mümin kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir.” Allah Resulü, Ümmü Külsumu ve daha sonra (hicret eden) kadınları, “Allaha yemin olsun ki, Allah, Resulü ve İslama olan sevgi (mi) sizi buraya getirdi, bir erkekle evlenme veya bir mal için gelmediniz (değil mi?)” diyerek imtihan etti. Bu maksatla geldiklerini söylediklerinde bırakılır, geri gönderilmez ve ailesine teslim edilmezlerdi. Resulallah, el-Velid b. Ukbe ve Umare b. Ukbeye, “Bildiğiniz gibi Allah, kadınlar hakkındaki hükmü iptal etti.” dedi. Bunun üzerine geri döndüler. Ümmü Külsumun Mekkede bir kocası yoktu. Medineye gelince Zeyd b. Harise b. Şerahil el-Kelbi ile evlendi ve ondan çocuk doğurdu. Zeyd onunla evli iken Mute savaşında öldürüldü. Bunun üzerine Ümmü Külsum, ez-Zübeyr b. el-Avvam b. Huveylid ile evlendi ve ondan Zeynebi doğurdu. Bize Yezid b. Harun haber verdi. O Amr b. Meymundan, o da babasından şöyle dediğini rivayet etti: Ümmü Külsum bt. Ukbe b. Ebu Muayt, ez-Zübeyr b. el-Avvam ile evli idi. ez-Zübeyr, kadınlara karşı sert davranıyordu. Ümmü Külsum ondan hoşlanmıyordu. ez-Zübeyrden kendisini boşamasını istiyor, o ise boşamaktan kaçınıyordu. Nihayet Ümmü Külsumu doğum sancısı tuttu. ez-Zübeyr bu durumu bilmiyordu. Ümmü Külsum boşanmak konusunda ısrar etti. ez-Zübeyr o sırada namaz için abdest alıyordu. Bunun üzerine onu tam olarak boşadı. Ümmü Külsum çıkıp gitti, daha sonra doğum yaptı. ez-Zübeyrin yakınlarından biri ona rastladı ve Ümmü Külsumun doğum yaptığını haber verdi. ezZübeyr şöyle dedi: “Beni kandırdı, Allah da onu kandırsın!” Peygamberin yanına gitti ve durumu ona anlattı. Allah Resulü şöyle buyurdu: “Onun hakkında Allahın hükmü nazil olmuştur. Dolayısıyla ona tekrar talip ol.” ez-Zübeyr ise şöyle dedi: O bir daha ebedi olarak bana dönmez. Muhammed b. Ömer dedi ki: Ümmü Külsum daha sonra Abdurrahman b. Avf ile evlenmiş ve ondan İbrahim ile Humeydi doğurmuştur. Abdurrahman vefat edince Amr b. el-as ile evlenmiş ve onun yanında iken vefat etmiştir. Bize Halid b. Mahled haber verdi; dedi ki: Bana Abdurrahman b. Abdülaziz anlattı; dedi ki: Bana İbn Şihab anlattı; dedi ki: Hudeybiye antlaşmasının yapıldığı gün Müşrikler Resulallaha şunu şart koşmuşlardı: “Senin dinin üzere olsa da bizim tarafımızdan biri (sana) geldiğinde onu bize geri vereceksin, senin tarafından biri bize geldiğinde de biz onu sana geri vereceğiz.” Bundan sonra Allah Resulü, kendi dinine giren biri müşriklerin tarafından kendisine geldiğinde onu iade ediyordu. Ümmü Külsum bt. Ukbe b. Ebu Muayt muhacir olarak geldiğinde, iki kardeşi gelip onu almayı ve kendi kabilelerine geri götürmeyi istediler. Bunun üzerine Allah Tebareke ve Teala şu ayetleri indirdi: “Ey iman edenler! Mümin kadınlar Muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü Müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de Müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından) isteyin. Kafirler de (İslamı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mihri (sizden) istesinler. Bu, Allahın hükmüdür.” İbn Şihab, (harcamış oldukları şeyin) mihr olduğunu söyledi. “Eğer eşlerinizden biri kafirlere kaçar ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf ettikleri (mihr) kadarını verin.” İbn Şihab şöyle dedi: Bu şöyle olur: (Müşrik) Kadın Müslüman olur, Müslümanlar da onun aldığı mihri kafirlere geri verir. Ayrıca Müslümanların, yanlarındaki kafir kadınları boşadıklarında onların mihrlerini müşriklere geri vermeleri gerekir. Müşrikler, kafir kadınlardan ayrılan Müslümanların o kadınlara ödedikleri herhangi bir mihri geri vermezlerse, Müslümanlar da müşrikler tarafından gelen Müslüman kadınların mihrlerini geri vermezler.