Müşriklerin, müslümanlara uyguladıkları üç senelik ablukanın sona ermesinden soma, Necrandan bir grup Resulallah efendimize geldi. Bunlar yirmi kadar olup, Habeşistana hicret den Eshab-ı kiramdan İslamiyeti işitmişler; İslamiyeti öğrenmek ve Peygamber efendimizi görmek saadetine kavuşmak için Mekkeye gelmişlerdi. Kabe-i muazzamanın yanında Resulallah efendimizle görüştüler. Pek çok sualler sorarak, arzu ettiklerinden daha güzel ve mükemmel cevaplar aldılar. Kureyşli müşrikler de etraftan onları seyrediyordu. alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz, onlara Kuran-ı kerimden bazı ayet-i kerimeler okudu. Bundan pek fazla etkilendiler ve gözyaşlarını tutamayarak, ağladılar. Sonra da Efendimizin daveti üzerine son derece memnun oldular ve büyük bir sevinçle Kelime-i şehadet getirip, Müslüman olmakla şereflendiler. Memleketlerine dönmek üzere izin istediklerinde, Ebu Cehl yanlarına gelip; “Sizin kadar ahmak bir kimse görmedik!.. Onun yanında bir defa oturmakla dininizden ayrıldınız ve ne söylediyse tasdik ettiniz!..” şeklinde hakaret dolu sözler sarfetti. Daha yeni Eshab olmakla şereflenen bu kimseler; “Allahın size de hidayet nasib etmesini dileriz. Bize yaptığınız bu hakaret ve cahilliği, biz size yapmayız. Gerçi biz, herhangi bir hakkınızı çiğnemiş değiliz. Fakat şunu iyi bilin ki, bir kaç cahilin sözüyle, kavuştuğumuz bu büyük nimeti asla kaybetmek istemeyiz, bu hak dinden dönmeyiz” diye karşılık verdiler.
Allah, bu hadise üzerine gönderdiği ayet-i kerimelerde mealen buyurdu ki: “Bundan (Kuran-ı kerimden) evvel, kendilerine kitap verdiğimiz nice kimseler vardır ki, onlar buna (Kuran-ı kerime) inanırlar. Onlara (Kuran-ı kerim) okunduğu zaman; “Buna inandık. Şüphe yok ki, bu, Rabbimizden (gelen) bir haktır. Gerçekten biz, bundan evvel de İslamı kabul etmiş kimselerdik” dediler. İşte bunlara, sabır (ve sebat) etmeleri sebebiyle mükafatları, iki defa verilecektir. Bunlar, kötülüğü iyilikle savarlar. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (hayra) harcarlar. Bunlar, çirkin söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve; “Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Size selam olsun, biz cahilleri aramayız (dostluğunu da istemeyiz)” derler.” (Kasas suresi: 52-56)