İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden, İlyas dan sonra gönderilmiştir. Her ikisi de Musa ın dinini yaymakla vazifelendirilmiş nebi idiler. İlyas , İsrailoğullarını Allaha imana ve ibadete çağırdı. Onu dinlemediler, hatta memleketlerinden kovdular. Bal adındaki puta tapmaya ısrarla devam ettiler. Bu isyanları ve azgınlıkları sebebiyle, Allah onlar üzerine bela ve musibet gönderdi. Çeşitli sıkıntılar ile cezalandırıldılar. Memleketlerinden bereket kaldırıldı. Yağmur yağmaz oldu, kıtlık başgösterdi ve mahsul alamadılar. Yiyecek bulamaz oldular. Açlıktan leş yemeye başladılar. Sonunda İlyas ı bulup, nasihatini dinlediler. Îman ettikleri için, üzerlerinden belalar ve musibetler kaldırıldı. Bir müddet sonra, tekrar dinden dönüp puta tapmaya ve çeşitli günahlar işlemeye başladılar. Küfürde ısrar edip, bir türlü iman etmeye yanaşmadılar. İlyas , Allahın izni ile Balbekde yaşayan bu kabile arasından ayrılıp gitti. Başka beldelerde yaşayanları, Allaha iman ve ibadet etmeye davet etti. Bu davetleri sırasında uğradığı bir belde halkı tarafından çok sevilip, orada kalması istendi. Bunun üzerine bir müddet kaldı. Bu sırada ihtiyar bir kadının evinde misafir olmuştu. Bu kadın Elyesa ın annesi idi. Elyesa , o sırada genç olup hasta idi. Annesi, İlyas dan, oğlunun sıhhate kavuşması için dua istedi, İlyas da dua etti. Elyesa hastalıktan kurtulup sıhhate kavuştu. Bundan sonra İlyas ın yanından hiç ayrılmadı. Ondan Tevrat-ı şerifi öğrendi, İlyas dan sonra Elyesa , Allah tarafından peygamber olarak vazifelendirildi.
Elyesa , İsrailoğullarının ıslahı için uğraştı, tebliğ vazifesi yaptı. Azgınlık ve taşkınlıklarını günden güne arttıran bu kavim, Allahın kendilerine gönderdiği kitabın, gösterdiği yoldan ayrıldılar. Kabileler, devletin başına geçmek yarışına girdi. Aralarındaki ayrılık ve başka memleket meseleleri yüzünden birbirlerine düştüler. İsrailoğulları arasındaki fitnenin kavga ve çekişmelerin sonu gelmez oldu. Nihayet Allah üzerlerine Asur devletini musallat kıldı. Esir olup zelil ve perişan bir hayat sürmeye başladılar. Bu hadiselerin vuku bulduğu sıralarda, Yunus , Asurluların başşehri olan Ninovada dünyaya gelmişti.
Elyesa dan Kuran-ı kerimde bahsedilmiş olup mealen;
“(Ya Muhammed!) İsmaili, Elyesaı, Zülkifli de hatırla, (Kavmine anlat.) Bunlar hayırlılardan idiler. (Onların hallerini kavmine anlat. Onların Allahın dinini yayma hususunda çok çalıştıkları, bu hususta fedakarlıkları, göstermiş oldukları sabır ve sebat düşünülsün. Onların hepsi Allah indinden seçilmiş mübarek kullardan olup hakkıyla kemal sıfatlar ile muttasıf idiler.)” (Enbiya suresi: 85)
Mirat-ı Kainat kitabında Elyesa ın mucizeleri anlatılırken, şunlar nakledilmiştir. Eriha şehri ahalisinin içme suları acılaşmıştı. Bu durumu Elyesa a bildirip, bu hususta kendilerine yardımcı olmasını istemişlerdi. Bunun üzerine, Elyesa acılaşan suyun içine bir parça tuz atıp; “Tatlı ol!” deyince, Allahın izni ile su tatlı ve lezzetli olmuştur.
Borçlu ve dul bir kadın, Elyesa a gelip, fakirliğinden şikayetçi olmuştu. “Evinde neyin var?” deyince, kadın; “Bir avuç kadar yağım var” dedi. Elyesa , kadına: “Git, o yağı bir kab içine koy” buyurdu. Kadın da gidip yağı bir kabın içine koydu. Elyesa ın mucizesi ile o yağ o kadar arttı ki, pek çok kap yağ ile doldu. Fakir kadın bundan borçlarını ödediği gibi, zengin de oldu.
İsrailoğulları, Elyesa a bazan uyup, bildirdiği hususları yerine getirdiler. Bazen da muhalefet ettiler. Elyesa , vefatına yakın Zülkifl ı yanına çağırıp, kendinden sonra onu yerine halife tayin etti. (Bkz. Zülkifl )