"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Daveti kabul etmenin edebleri

1- Fakir zengin ayırmamalı, fakirin davetinden imtina etmemelidir. Çünkü, Peygamber efendimiz fakirlerin davetine giderdi. Bir gün Hasen bin Ali fakirlerin bulunduğu bir yere vardı. Onlar bir ekmek çıkarmış yiyorlardı. Buyurun, ey Allahın Resulünün torunu, beraber yiyelim dediler. Hayvandan indi. Oturup, onlarla beraber yedi ve; “Allah kibirlileri, gururluları sevmez” buyurdu. Yemekten sonra; “Peki yarın da ben sizi davet ediyorum, buyurunuz” dedi. Ertesi gün onlara güzel yemekler yaptı. Oturup yine beraberce yediler.

2- Misafir, ev sahibinin verdiği yemeği başına kakacağını bilirse, bir özür bulup davetine gitmemelidir. Bunun gibi, malında şüphe olduğunu bilirse, yahut çağrıldığı yerde günah bir şey varsa, ipek halı, gümüş buhurdan, duvarda veya tavanda canlı resimleri varsa, yahut şarkı söyleniyor, çalgı çalınıyorsa, yahut birisi hokkabazlık yapıyorsa veya çirkin sözler söylüyorsa, kadınlar erkekleri görmeye geliyorsa, kadın erkek karışık oturuluyorsa böyle bir davete gitmek icabetmez. Davet eden, bidat sahibi, fasık ve zalim ise, yahut davetten maksadı gururlanmak ve desinler için ise gitmemelidir. Böyle bir yere gider de, kötü veya günah olan bir şey görür ve mani olamazsa, oradan çıkması lazım olur.

3- Yolun uzaklığı sebebi ile gitmemezlik etmemelidir. Hatta, adet olarak götürebileceği şeyi götürmelidir. Eski ümmetler arasında; bir mil uzağa gidip hastayı ziyaret eylemek, iki millik yere cenaze teşyii için gitmek, üç mil uzaktaki yere davet edilince kabul etmek, dört millik yere, din kardeşini ziyaret için gitmek iyi adetlerdendi.

4- Oruçlu ise de gitmeli, orada bulunmalıdır. Ev sahibi üzülmeyecekse, ikram edilen güzel koku ve tatlı söze kanaat etmelidir. Oruçluya ikram böyle olur. Eğer oruçlu olmasına üzülecekse, (nafile olan) orucunu açmalıdır. Çünkü bir müslümanın gönlünü yapmak, nafile oruçtan daha üstündür. Peygamber efendimiz böyle yapan, yani orucunu açmayan bir kimseye; “Din kardeşin senin için hazırlık yapar, sen de oruçluyum dersen, günaha girersin.” buyurdu.

5- Davete giderken karnını doyurmak niyeti ile gitmemelidir. Peygamber efendimizin sünnetine uymaya niyet etmelidir. Peygamber efendimizin “Çağrılıp da gitmeyen, yani davete icabet etmeyen, Allaha ve Resulüne asi olmuş olur.” buyurduklarından olmamaya çalışmalıdır. Bunun için bazı alimler; “Davete icabet vacibdir” demişlerdir. Bir müslüman kardeşine iyilik etmek niyetiyle, davete icabet etmelidir. hadiste; “Mümine ikram eden, Allaha ikram etmiş olur.” buyruldu. Din kardeşini sevindirmeye niyet etmelidir. hadiste; “Mümini sevindiren, Allahı sevindirmiş olur.” buyruldu. Ev sahibini ziyarete niyet etmelidir. Çünkü din kardeşlerini ziyaret, Allaha yaklaştıran sebeplerin büyüklerindendir. Fena huyludur, yahut gururludur, çağırdık da gelmedi şeklinde hakkında söz söylemekten ve gıybete sebep olmaktan onları korumalıdır. Bu niyetlerin her biri için ayrı ayrı sevab vardır. Bu gibi niyetlerle övülmek, Allaha yakınlık sebeplerindendir. Din büyükleri, her hareket ve duruşlarında, din üzere olmaya niyet ederlerdi. Hatta bir nefesleri bile boş geçmezdi.