3580- Bize Kuteybetû’bnû Saîd rivâyet etti,
(Dedi ki): Bize Ca’fer yani İbn Süleyman, Ebû Osman Ca’d’dan, o da Enes b. Mâlik’ten naklen rivâyet eyledi, Enes şöyle dedi:
«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlenerek ailesinin yanına girdi. Bu münasebetle annem Ümmü Süleym hurma karıştırması yaparak onu bir çanağa koydu ve (bana):
— Ya Enes! Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götür de de ki: Bunu sana annem gönderdi. Sana selâm ediyor ve: Bu hediyye bizden sana azdır ya Resûlüllah! diyor.
— Ben karıştırmayı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürerek: Annem sana selâm ediyor ve: Bu hediyye bizden sana azdır ya Resûlallah! diyor, dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ;
— «Bırak onu!» buyurdu, sonra:
— «Git bana filânı, filânı, filânı ve rastladıklarını çağır!» diyerek bir takım adamların isimlerini verdi. Ben de isimlerini verdiği zevat ile rastladıklarımı çağırdım.»
Ebû Osman
Dedi ki: «Adediniz kaç idi?» diye sordu.
— Üçyüz kadardı, cevabını verdi. Enes (radıyallahü anh) sözüne devamla şunları söylemiş) «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
«Ya Enes! Şu tası getîr!» buyurdu. Derken davetliler içeriye girdiler. Hattâ sofa ile oda doldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
«Onar onar herkes halka olsun ve herkes önüne konan yemekten yesin!» buyurdular. Bu minval üzere cemaat yemek yediler ve doydular. Bir taife çıktı başka taife girdi. Bu suretle herkes yemek yedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
«Kaldır (sofrayı) ya Enes!»dedi, ben de kaldırdım. Ama (tastaki yemek) sofraya koyarken mi daha çoktu yoksa kaldırırken mi? bilemiyorum. Davetlilerden bazıları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in evinde oturup muhabbete daldılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) oturmuş zevcesi ise yüzünü duvara dönmüştü. Bu zevat Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e sakülik etmişlerdi, Bu sebeble Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dışarıya çıkarak kadınlarına selâm verdi. Sonra döndü. Oturanlar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in döndüğünü görünce ona sakillik ettiklerini anladılar. Ve hemen kapıya koşarak hepsi birden çıktılar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve perdeyi indirerek içeri girdi. Odada ben oturuyordum. Az sonra beni de çıkardı. Ve şu âyet nâzil oldu:
«Ey îman edenler! Peygamberin hanelerine girmeyin. Meğer ki size pişmesini beklememek şartıyle yemeğe kalmaya izin verilmiş ola! Ama çağrılırsanız içeriye girin! Yemeği yediniz mi hemen dağılın. Muhabbete dalıp kalmayın. Şübhesiz ki, böyle yapmanız Peygamber’e eza veriyordu, ilah…» Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dışarıya çıkarak bu âyetleri halka okudu.
Ca’d
Dedi ki: «Enes b. Mâlik: Bu âyetleri en evvel gören benim; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kadınları da örtündüler dedi.»