36- Bana Ebû Bekr b. en-Nadr b. Ebi’n-Nadr da rivâyet etti. Dedi ki; Bana Ebû’n-Nadr Hâşim b. el-Kâsım rivâyet etti.
(Dedi ki): Bize Büheyye’inin tilmizi Ebû Akil rivâyet etti.
Dedi ki:
— Ben cl-Kasîm b. Ubeydillâh ile Yahya b. Saîd’in yanında oturuyordum. Bir ara Yahya, el-Kasime:
«Yâ Ebâ Muhammed, sana şu dîn umuruna dair bir şey sorulup da ondan sende bir bilgi ve sadra şifâ bir şey yahud bir ilim ve bir çıkar yol bulunmaması hakikaten senin gibi bir adam için pek büyük bir kabahattir.» dedi. el-Kâsım hemen:
— Nedenmiş? diye mukabele etti. Yahya:
— Çünkü sen ki hidâyet İmâmının, Ebû. Bekir’le Ömer’in oğlusun; dedi. el-Kasim ona şunu söyledi:
«Allah için düşünen bir kimse nazarında benim bilgisiz konuşmam yahud mevsuk olmayan bir kimseden hadîs olmam bundan daha büyük bir kabahattir.» Râvi (Ebû Akîl):
«Bunun üzerine Yahya sustu. Artık ona cevap vermedi» dedi.