2530. Bir an geçti ama padişah da vehme, zanna kapıldı. Boğazı da acıdı, ağzının tadı da kaçtı.
Çünkü Delkak’ı hiç böyle görmemişti. Ondan daha hoş bir nedimi yoktu.
Daima hikâyeler söyler, lâtifeler eder, padişahı sevindirir, güldürürdü.
Huzurda oturdu mu öyle bir güldürürdü ki padişah, kahkaha atarken iki eliyle karnını tutmaya mecbur olurdu.
Kahkahadan terlere batar, yüzüstü yerlere yıkılırdı.