1770. İhsan ve lûtuflar ıssı Tanrı, bir gün, ey benim hastam, ey benim mihnetime uğrayan kul, nasılsın? derse hiç zahmet ve eziyet kalır mı?
Hattâ böyle demese bile, böyle dediğini duymasan, anlamasan bile senin o zevkin yok mu? Tanrı’nın senin hatırını sormasıdır işte.
Gönül hekimleri olan güzeller, hastaların hatırını sormaya düşkündürler.
Utanır, söz olmasın derlerse bir çare bulurlar, yine haber gönderirler.
Haber bile göndermeseler bunu düşünürler ya. Hâsılı hiçbir sevgili yoktur ki âşıkından haberi olmasın?