1615. O dağ gibi nazlanıp durur, âşıklar da yapraklar gibi titrerler.
Onun gülüşü ağlamalar koparır, yüzünün suyu yüz sularını yerlere döker.
Bütün bu keyfiyetler, köpük gibi denizin üstünde oynar durur.
Fakat denizin zatında da bir zıttı, bir ortağı benzeri yoktur, işinde de. Varlıklar, varlık libaslarını ondan giyerler.
Zıt, kendisine zıt olan şeye nasıl olur da varlık verir? Onu yaratması şöyle dursun belki ondan kaçar, uzaklaşır.