1180. Derken atların, katırların ayakları arasında o eşi olmayan Peygamberin tertemiz eteğini gördü.
Sürüne sürüne ahırın bucağından gelip o erin ayağına yüzünü, gözünü sürdü.
Peygamber, yüzünü yüzüne sürdü. Başını, yüzünü, gözünü öptü.
Rabbim dedi, sen ne gizli mücevhersin. Ey arş garibi, nasılsın, iyi misin?
Hilâl dedi ki: Uykusu dağılmış bir âşıkın ağzına gün doğarsa ne hale gelir?