900. Bedenim de seninle dolu, damarım da. Artık bu bedene nasıl olur da tövbe sığar?
Bundan böyle tövbeyi gönülden çıkaracağım. Ebedî hayattan nasıl olur da tövbe edebilirim?
Aşk, kahredicidir, ben de onun eline düşmüş, kahrolmuş birisiyim. Aşkın coşup köpürmesiyle, aşkın acılığiyle şeker gibi tatlılaştım.
Ey kasırga, senin önünde bir yaprağım ben, nereye düşeceğimi ne bilirim?
Hilâl’sem de koşuşup duruyorum Bilâl’sem de. Senin güneşine uymuşum bir kere.