1285. Namuzsuzun suretini, adını bırak… lâkaptan addan kaç, mânaya yürü!
Onu halinden işinden sor… onu halinde işinde ara!
Her sabah Süleyman Mescid-i Aksâ’ya gelir, tam bir ihlâsla Tanrı’ya ibadet ederdi.
Her gün, mescidde yeni bir otun bittiğini görür, adın nedir, ne faydan var?
Ne biçim ilâçsın, nesin, sana ne derler… kime ziyansın, faydan kime? diye sorardı.