605. Ne topraktan eser var, ne çamurdan… ne diken yırtmış, ne taş yaralamış!
Tanrı, Mağribî’yi maşrıkî etmişti… Batıyı ona doğu gibi nurlar saçan bir hale getirmişti!
Bu serkeş güneşin nuru, aşk meydanının öyle bir atıdır ki halkın ileri gidenlerinin gününü de o korur, geri kalanların gününü de o!
O yüce nur nasıl korumaz ki binlerce güneşi izhar eden odur.
Sen onun nuru ile emniyet içinde yürüye dur… ejderhalar, akrepler arasında yol almaya bak!