495. Bu üst basamak, Mustafa’nın makamı… o padişaha benzememe zaten imkanı yok.
Ondan sonra o merhametli halife, hutbe okuyacak yerde ta ikindiye yakın bir zamana kadar sustu kaldı.
Kimsede, hadi okusana diyecek bir kudret de yoktu, mescitten çıkıp gidecek kudret de!
Halkın ileri olanlarına da bir heybet çökmüştü, bayağılarına da. Mescidin içi, damı nurla dolmuştu!
Can gözü açık olanlar o nuru görüyorlardı… bırak onları, körler bile o nurla hararete gelmiş çoşmuşlardı!