4660. Nur arayan gölgeler, nur zuhur etti mi yok olur.
Âşık, başını verince akıl kalır mı gayrı? Her şey helâk bulur, yalnız onun hakikati kalır.
Onun hakikatine karşı var da yok olur, yok da. Yoklukta varlık… bu, pek acayip bir şey!
Bu makamda akıllar elden çıkar, kalem buraya vardı mı kırılır, bir şey yazamaz olur!
Sadr-ı Cihan, o âşıkı yavaş, yavaş istiğrak âleminden çekmekte, söz söyleme makamına getirmekteydi.