3860. Kanlı göz yaşları döken o âşık yüreği çarpa çarpa hararetle, iştiyakla koşarak Buhara’ya yüz tuttu.
İştiyakından çölün kumları, ona ipek geliyor, Ceyhun’un suyu küçücük bir şey görünüyordu!
Çöl önünde gül bahçesi kesilmekte, gül gibi gülerek düşe kalka, yuvarlanarak koşup gitmekteydi!
Şeker, Semerkant’tedir ama o, şekeri Buhara’da bulmuş Buhara yolunu tutmuştu.
“ Ey Buhara, sen akıllara akıl katardın ama benim aklımı da aldın dinimi de!