3785. Nil gibi akıp duran şu lûtuf, biz firavun muyuz… kan kesilir bize!
Kan, aklını başını al, ben suyum, dökme beni… ben Yusuf’um fakat sana kurt gibi görünüyorum a savaşçı der.
Sen görmüyorsun yoksa… halim, selim sevgili, onunla zıt oldun mu yılanlaşır.
Halbuki ne eti başkalaştı, ne yağı… sen onu kötü gördün de ondan kötüleşti!”
Meryem’in mumunu bırak, yana dursun…. Evet… o yanıp yakılan âşık, Buhara ya dönüyordu.