1835. Yoksul şeyhin biri, bir vakitler kör bir pîrin evinde bir mushaf gördü.
Temmuz ayı idi, ona mihman olmuştu: O iki zâhit, birkaç gün bir araya gelmişlerdi.
Kendi kendisine “ Burada mushafın ne işi var? Bu adam kör” dedi.
Bu düşünceye düştü, huzuru kaçtı; “ Burada bu körden başka kimse de yok, bu ne iş?
Burada yalnız o var, bir de buraya mushaf koymuş. Ben ne bunağım, ne sersem…