1630. Tartacağın altın da külçe değil, tozu var, kırık dökük bir şey. Elin titreyecek, yere dökeceksin,
Sonra bana bir süpürge ver de toza, toprağa dökülen altınımı süpüreyim diyeceksin.
Altını süpürüp bir yere toplayınca da güzelim, kalbur isterim diye tutturacaksın.
Ben, işin sonunu önceden gördüm, iyisi mi hadi sen başka bir yere git!”
*Artık o dağlıklarda yurt tutup, orada yiyen, içen tek ve ulu şeyhin hikâyesini tamamla.
O dağlarda ağaçlar, meyveler, sayısız elmalar, armutlar, narlar vardı.
*O derviş, meyvelerle gıdalanır, başka hiçbir şey yemezdi.