1015. Rüzgâr, Süleyman’ı yüklenir, taşır; deniz Musa ile konuşur.
Ay, Ahmet’in işaretini emrini anlar, fermanına uyar; ateş, ibrahim’e ağustos gülü olur…
Toprak, Karun’u yılan gibi sömürür, yutar; Hannâne direği akla, fikre sahip olur…
Taş, Ahmet’e selâm verir; Dağ Yahya’ya haber yollar…
Hepsi de bunlara “ Biz size karşı duyar, görürüz… sizinle hoşuz, neşeliyiz. Fakat namahremlere karşı susup durmaktayız” derler.