2255. Gündüzün elbisemiz güneşin ziyası… Geceleyin döşek ve yorganımız ay ışığı.
Açlığımızdan değil mi ayı, okkalık ekmek sanıp elimizle gökyüzüne saldırıyoruz.
Yoksullar bizim yoksulluğumuzdan ve gece gündüz yiyecek düşünmemizden arlanıyorlar.
Sâmirî’nin halktan kaçtığı gibi akraba, yabancı… herkes, bizden kaçıyor.
Birisinden bir avuç mercimek isteyecek olsak bize “Sus, geber, babalar çıkarasıca!” diyor.