245. Yarı can alır, yüz can bağışlar. Senin vehmine gelmeyen o şey yok mu? Onu verir.
Sen kendince aklından bir kıyas yapmaktasın ama çok, pek çok uzaklara düşmüssün; iyice bak!
Bir bakkal vardı, onun bir de dudusu vardı. Yeşil, güzel sesli ve söyler duduydu.
Dükkânda dükkân bekçiliği yapar; bütün alışveriş edenlere hoş nükteler söyler, lâtifeler ederdi.
İnsanlara hitap ederken insan gibi konuşurdu, dudu gibi ötmede de mahareti vardı.
Efendisi, bir gün evine gitmişti. Dudu, dükkânı gözetliyordu.
Ansızın fare tutmak için bir kedi, dükkâna sıçradı. Duducağız can korkusundan,