Sana gelince, ey Paşhur, sen de evinde yaşayanların hepsi de Babil’e sürüleceksiniz. Sen de kendilerine yalan peygamberlik ettiğin bütün dostların da orada ölüp gömüleceksiniz.’ ”
Beni kandırdın, ya RAB,
Ben de kandım.
Bana üstün geldin, beni yendin.
Bütün gün alay konusu oluyorum,
Herkes benimle eğleniyor.
Çünkü konuştukça feryat ediyor,
Şiddet diye, yıkım diye haykırıyorum.
RAB’bin sözü yüzünden bütün gün yeriliyor,
Gülünç duruma düşüyorum.
“Bir daha onu anmayacak,
O’nun adına konuşmayacağım” desem,
Sözü kemiklerimin içine hapsedilmiş,
Yüreğimde yanan bir ateş sanki.
Onu içimde tutmaktan yoruldum,
Yapamıyorum artık.
Birçoğunun, “Her yer dehşet içinde!
Suçlayın! Suçlayalım onu!” diye fısıldaştığını duydum.
Bütün güvendiğim insanlar düşmemi gözlüyor,
“Belki kanar, onu yeneriz,
Sonra da öcümüzü alırız” diyorlar.
Ama RAB güçlü bir savaşçı gibi benimledir.
Bu yüzden bana eziyet edenler tökezleyecek,
Üstün gelemeyecek,
Başarısızlığa uğrayıp büyük utanca düşecekler;
Onursuzlukları sonsuza dek unutulmayacak.
Ey doğru kişiyi sınayan,
Yüreği ve düşünceyi gören Her Şeye Egemen RAB!
Davamı senin eline bırakıyorum.
Onlardan alacağın öcü göreyim!
Ezgiler okuyun RAB’be!
Övün RAB’bi!
Çünkü yoksulun canını kötülerin elinden O kurtardı.
Lanet olsun doğduğum güne!
Kutlu olmasın annemin beni doğurduğu gün!
“Bir oğlun oldu!” diyerek babama haber getiren,
Onu sevince boğan adama lanet olsun!
RAB’bin acımadan yerle bir ettiği
Kentler gibi olsun o adam!
Sabah feryatlar,
Öğlen savaş naraları duysun!
Çünkü beni annemin rahminde öldürmedi;
Annem mezarım olur,
Rahmi hep gebe kalırdı.
Neden ana rahminden çıktım?
Dert, üzüntü görmek,
Ömrümü utanç içinde geçirmek için mi?