Yükseklerde oturacak;
Uçurumun başındaki kaleler onun korunağı olacak,
Ekmeği sağlanacak, hiç susuz kalmayacak.
Kralı bütün güzelliğiyle görecek,
Uçsuz bucaksız ülkeyi seyredeceksin.
“Haracı tartıp kaydeden nerede,
Kulelerden sorumlu olan nerede?” diyerek
Geçmişteki dehşetli günleri düşüneceksin.
Garip, anlaşılmaz bir yabancı dil konuşan
O küstah halkı artık görmeyeceksin.
Bayramlarımızın kenti olan Siyon’a bak!
Yeruşalim’i bir esenlik yurdu,
Kazıkları asla yerinden sökülmeyen,
Gergi ipleri hiç kopmayan,
Sarsılmaz bir çadır olarak görecek gözlerin.
Heybetli RAB orada bizden yana olacak.
Orası geniş ırmakların, çayların yeri olacak.
Bunların üzerinden ne kürekli tekneler,
Ne de büyük gemiler geçecek.
Çünkü yargıcımız RAB’dir;
Yasamızı koyan RAB’dir,
Kralımız RAB’dir, bizi O kurtaracak.
Senin gemilerinin halatları gevşedi,
Direklerinin dibini pekiştirmediler,
Yelkenleri açmadılar.
O zaman büyük ganimet paylaşılacak,
Topallar bile yağmaya katılacak.
Siyon’da oturan hiç kimse “Hastayım” demeyecek,
Orada yaşayan halkın suçu bağışlanacak.