Deniz kıyısındaki çölle ilgili bildiri:
Negev’den fırtınalar nasıl üst üste gelirse,
Çölden, korkunç ülkeden bir istilacı öyle geliyor.
Korkunç bir görüm gördüm:
Hain hainlik etmede,
Harap eden harap etmede.
Ey Elam, saldır!
Ey Meday, onu kuşat!
Onun neden olduğu iniltileri sona erdireceğim.
Gördüklerimden ötürü belime ağrı saplandı,
Doğuran kadının ağrıları gibi ağrılar tuttu beni.
Duyduklarımdan sarsıldım,
Gördüklerimden dehşete düştüm.
Şaşkınım, titremeler sardı beni.
Özlediğim alaca karanlık bana korku veriyor artık.
Gördüğüm görümde sofrayı hazırlıyor,
Halıları seriyor, yiyip içiyorlar.
Kalkın, ey önderler, kalkanları yağlayın!
Rab bana dedi ki,
“Git, bir gözcü dik, gördüğünü bildirsin.
Savaş arabalarının,
Atlara, eşeklere, develere binmiş insanların
Çifter çifter geldiğini görünce dikkat kesilsin.”
Gözcü, “Ey efendim,
Her gün aralıksız gözcü kulesinde duruyor,
Her gece yerimde nöbet tutuyorum” diye bağırdı,
“Bak, savaş arabalarıyla atlılar
Çifter çifter geliyor!”
Sonra, “Yıkıldı, Babil yıkıldı!” diye haber verdi,
“Taptıkları bütün putlar yere çalınıp parçalandı!”
Ey halkım, harman yerinde
Buğday gibi dövülmüş olan halkım!
Her Şeye Egemen RAB’den,
İsrail’in Tanrısı’ndan duyduklarımı
Size bildirdim.