“Helûan”, “Dacûran ( = Çok bunalan)” ma’nâsınadır.
7629 Bize Amr ibnu Tağlib (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir mal geldi de ondan birtakım kimselere verdi de, diğer bâzılarına vermedi. Sonra haber aldı ki, atıyyesiz bıraktığı kimseler kendisine serzeniş etmişler. Bunun üzerine Rasûlüllah (bir hutbe yapıp) şöyle buyurdu: “Ben bir kimseye atıyye veriyor, bir kimseye de atıyye vermiyorum. Atıyye vermeyip terketmekte olduğum kimse bana atıyye vermekte olduğum kimseden daha sevimlidir. Ben birtakım kimselere kalblerinde sabırsızlık ile hırs ve tama’ olduğu için kendilerine mal veririm. Bâzı kimseleri de Allahu Taâlâ’nın, kalblerinde yarattığı gönül zenginliği ve cibilli hayra havale ederim (de mal vermem). Amr ibn Tağlib de bunlardan biridir”.
Râvî Amr ibn Tağlib: Rasûlüllah’ın bu (taltîfkârâne) sözüne bedel benim kırmızı develerim olmasını arzu etmem, demiştir.