Buhârî: Allahu Taâlâ o kimsenin Kitâb’la kaaim olmasının onun fiili olduğunu beyân etti de şöyle buyurdu:
“O gökleri, o Yer’i yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması da O’nun âyetlerindendir. Hakikat bunlarda âlimler için elbette ibretler vardır” (er-Rûm: 22).
Ve yine zikri ulu Allah:
“Ey îmân edenler, rükû’ edin, sucûd edin. Rabb’inize ibâdet edin, hayır işleyin. Tâ ki umduğunuza nâil olasınız ” (el-Hacc: 77) buyurdu.
7622 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hasedleşmek ancak şu iki kimse hakkında olur:
a. O kimseye hased (yani gıbta) olunur ki, Allah ona Kur’ân (ilmi) vermiştir, o da gecenin saatlerinde, gündüzün (muayyen) zamanlarında Kur ‘ân okur. Onu kıskanan kimse de: Keski şu adama verilen Kur’ân ni’meti gibi bana da verilmiş olsaydı ve onun yapmakta olduğu gibi ben amel etseydim, der.
b. Şu kimseye de gıbta olunur ki, Allah ona da mal vermiştir, o da malını hakk yolda harcamaktadır. Onu kıskanan kimse de: Keski şuna verilen mal gibi bana da verilse idi de, ben de o malda onun yapmakta olduğu gibi hakk yolda harcama yapsaydım! der”.