Burada “Rabb’iniz ne yarattı?” demedi de “Rabb’iniz ne buyurdu?” dedi.
Ve zikri ulu Allah şöyle buyurdu:
“O’nun izni olmadıkça nezdinde şefaat edecek kim?” (el-Bakara: 255).
Mesrûk, İbn Mes’ûd’dan şöyle söyledi:
Allah vahy ile kelâm ettiği zaman gökler ahâlîsi birşey işitirler. Meleklerin kalblerinden korku giderildiği ve ses sakin olduğunda, onlar bu sesin Rabb’leri tarafından olan hakk olduğunu tanırlar. Ve birbirlerine: “Rabb’iniz ne buyurdu?” diye nida ederler. Onlar da:
“Hakkı buyurdu” derler.
Ve Câbir ibn Abdillah’tan zikrolunuyor ki, Abdullah ibn Uneys el-Ensârî şöyle demişti. Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim, şöyle buyuruyordu:
“Allah kıyâmet gününde kulları toplar da onlara uzak olanın yakın olan kimsenin işitmesi gibi işiteceği bir ses ile nida eder: Melik ancak benim! Deyyân (yani karşılık verici) ancak benim! buyurur”.
7571- Bize Alî ibn Abdillah tahdîs etti. Bize Sufyân ibn Uyeyne, Amr ibn Dinar’dan; o da İkrime’den tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) bu hadîsi Peygamber’e ulaştırır: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Allahu Taâlâ semâdaki meleklere bir emrin infaz olunmasını hükmettiği zaman düz bir taş üstünde hareket ettirilen zincir sesi gibi heybetli olan bu ilâhî hükme, melekler tamâmiyle boyun eğerek (korku ile) kanatlarını birbirine vururlar. Gönüllerinden bu korku gidince melekler, Cebrail ve Mîkâîl gibi Mukarreb Meleklerde:
— Rabb’iniz ne söyledi? diye sorarlar. Mukarreb Melekler de:
— Allah ancak hakkı buyurdu. Allah yücedir. Allah büyüktür!
derler”.