Hubeyb ibn Adiyy el-Ensari: “Ve zalik fi zatil-ilahi…” demiş de, Zatı Yüce Allahın ismine yapışarak zikretmiştir. (Yahud Zat lafzıyle Allahın hakikatini zikretmiştir).
7491 ez-Zuhriden (şöyle demiştir): Bana Zuhre oğullarının yeminli dostu olan Amr ibnu Ebi Sufyan ibn Esid ibn Cariye es-Sakafi haber verdi. Bu zat Ebu Hureyrenin arkadaşlarından idi. Ebu Hureyre şöyle demiştir: Resulallah (Uhuddan sonra Adal ve el-Kare kabilelerinden bir topluluk: Ya Resulallah, bizde İslam var, bizimle beraber sahabilerinden bizlere dini öğretecek kimseler gönder, demeleri üzerine) on kişi gönderdi. Bu gönderilenlerden biri Hubeyb el-Ensari idi..
ez-Zuhri dedi ki: Bana Ubeydullah ibn Iyad haber verdi ki, ona da el-Harisin kızı Zeynep şöyle haber vermiştir: O kabileler zulmedip Hubeybi öldürmeye ittifak ettiklerinde Hubeyb, avret yerlerinin kıllarını temizlemek için bu kızdan bir ustura emanet alıp kullanmıştır. Onlar Hubeybi öldürmek üzere Haremden çıkardıkları zaman, Hubeyb şu beyitleri söylemiştir:
Ve lestu ubali hine uktelu müslimen,
Ala eyyi şıkkın kane lillahi masrai,
Ve zalike fi Zatil-İlahi ve in yese,
Yubarik ala evsali şılvın mumezzai,
(Ben müslüman olarak öldürülürken Allah için düşüşümün arzın hangi şıkkında olmasına aldırmam! Çünkü bu öldürülmem Allahın zatı (yani Ona taat ve Onun rızasını isteme) yolundadır. Eğer O isterse parçalanmış cesedin her bir eklemi ve kemikleri üzerine bereketler ihsan eder!)
Akabinde Hubeyb (iki rekat namaz kılmış) sonra onu Ukbe ibnul-Haris Tenim mevkiinde öldürmüş ve asmıştır. Peygamber, Hubeyb ve arkadaşlarının musibete uğradıkları gün sahabilerine onların haberini bildirmiştir.