7366 Bize Yezîd ibn Hârûn haber verdi. Bize Selîm ibn Hayyân tahdîs etti ve Yezîd ibn Harun’u hayırla övdü de şöyle dedi: Bize Saîd ibnu Mînâ tahdîs etti. Bize Câbir ibn Abdillah tahdîs etti yahut: Ben Câbir ibn Abdillah’tan işittim, şöyle diyordu: Bir kerre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) uyurken yanına birtakım melekler geldi de, bunlardan bâzıları:
— Bu zât uyuyor, dedi. Bâzıları da:
— Gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır, dedi.
Bunun üzerine bu melekler (birbirlerine):
— Bu dostunuzun yüksek sıfatı vardır (yüksek menkıbe sâhibidir). Haydi siz de bunun yüksek mevkiini haricî bir örnekle temsîl ediniz! dediler. Fakat bâzıları:
— İyi amma bu zât uyuyor, dediler. Bâzıları da:
— Hayır, O’nun gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır, dediler. Bunun üzerine melekler:
— Bu Zât’ın haricî benzeri, şu bir kimsenin misâli gibidir ki, o kimse yeni bir ev yaptırır, o evde bir ziyafet yemeği tertîb eder ve bu ziyafete insanları da’vet etmek için bir da’vetçi gönderir. Bu da’vetçinin da’vetine kim icabet ederse, o (mükemmel) eve girer ve ziyafet yemeğinden yer. Her kim de da’vetçinin da’vetine icabet etmezse o eve giremez ve ziyafet yemeklerini de yiyemez.
Bunun üzerine melekler yine birbirlerine:
— Haydi bu temsîli bu Zât’a îzâh ediniz de anlasın! dediler. Fakat yine bunlardan bâzıları:
— İyi amma bu Zât uyuyor, dediler. Bâzıları da:
— Hayır, gözleri uyuyor amma kalbi uyanıktır, dediler. Bunun üzerine melekler (kendi aralarında temsîli şöyle îzâh ettiler):
— O ev cennettir, da’vetçi de Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’dir. Her kim Muhammed’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiştir. Her kim de Muhammed’e âsî olursa, Allah’a âsî olmuştur. Muhammed insanların arasını ayırdetmiştir (itaat ve isyan şiarını bildirip mü’minleri, münkirleri ayırdetmiştir).