"Enter"a basıp içeriğe geçin

Buhari 7333

Ve Yüce Allah’ın şu kavli de buna delildir:

“Mü’minlerin hepsinin savaşa çıkmaları lâyık değildir. O hâlde içlerinden her sınıfın birer kısmı dînde fakîh olmayı öğrenmeleri için kalmaları, dîn ve şerîat ilimlerini iyice öğrenmeleri ve kavimleri savaştan dönüp kendilerine geldikleri zaman, onları Allah azâbiyle korkutmaları için (kalmalıdırlar). Olur ki (bu suretle mü’minler, aykırı hareketlerden) kaçınırlar” (et-Tevbe: 122).

Buhârî şöyle dedi:

Ve bir kişi de “Taife” diye isimlenir: Çünkü Yüce Allah’ın şu “Eğer mü’minlerden iki zümre birbiriyle döğüşürlerse, aralarını barıştırın… ” (el-Hucurât: 9) kavlinde, “Eğer iki kişi döğüşürlerse”, bu da âyetin ma’nâsına girer, “Taife”, vâhid üzerine de kullanılır.

Ve Yüce Allah’ın şu kavli de buna delildir:

“Ey îmân edenler, eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onu tahkik edin…” ” (el-Hucurât: 6) (yâni onda durun, işin beyânını ve hakikatin açılmasını isteyin, sakın fâsıkın sözüne güvenip i’timâd etmeyin, demektir. Çünkü fâsıklık cinsini savunup müdâfaa etmeyen kimse, fâsıklıktan bir nevi’ olan yalanı da savunmaz. Bu sebeble bu âyette âdil ve doğru olan vâhidin haberinin kabul edileceğine delil vardır).

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), âmirlerini birbiri arkasına nasıl göndermiştir? (Eğer vâhid haberi makbul olmasaydı, Peygamber’in bu göndermelerinde hiçbir ma’nâ olmazdı. Birincinin ardından diğerini, onun haberi makbul olmakla beraber gönderdi ki, o unuttuğunda onu hatırlatsın.)

Nitekim gönderilmiş âmirlerden biri unutursa, o sünnete döndürülür.

7333 Bize Eyyûb es-Sahtıyânî, Ebû Kilâbe’den tahdîs etti. Bize Mâlik ibn Huveyris tahdîs edip şöyle dedi. Biz yaşıt gençler topluluğu olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldik ve O’nun yanında yirmi gece kaldık. Rasûlüllah son derece hassas ve ince yürekli idi. Konukluğumuzun uzamasından ailelerimizi özlediğimizi anlayınca yahut ailelerimize iştiyak duyduğumuzu anlayınca, geride kimleri bıraktığımızı sordu. Biz de haber verdik.

Rasûlüllah:

— “Ailelerinizin yanına dönünüz, onların içinde ikaamet ediniz, onlara dînî bilgileri Öğretiniz, onlara dînî vecîbelerini eda ve haramlardan çekinmelerini emrediniz” buyurdu.

Mâlik ibn Huveyris’in râvîsi Ebû Kılâbe şöyle dedi: Mâlik ibn Huveyris bana Peygamber’in daha birçok vasiyetini zikredip bildirdi. Ben onların bir kısmını ezberimde tutuyor, bir kısmını da tutamıyorum. Mâlik’ibn Huveyris, Rasûlüllah’ın şunları da buyurduğunu bildirdi:

— “Benim nasıl namaz kılar olduğumu gördünüzse, öylece namaz kılınız. Namaz vakti gelince biriniz size ezan okusun, en büyüğünüz, en faziletliniz de size imamlık etsin!”.