Omer ibnu’l-Hattâb, Ebû Bekr’in vefatı üzerine bağırıp çağırarak feryâd ettiği zaman, Ebû Bekr’in kızkardeşi Ümmü Ferve bintu Ebî Kuhâfe’yi evden dışarı çıkarmıştır.
7309 Bana Mâlik, Ebû’z-Zinâd’dan; o da el-A’rec’den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)’den tahdîs etti ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Nefsim elinde olan Allah’a yemîn olsun, içimden öyle geçiyor ki, emredeyim de birçok odun toplatıp yığdırayım. Sonra namaz için ezan okunmasını emredeyim de birine cemâate imâm olsun diyeyim. Sonra o cemâati bırakıp (namaza gelmeyen) adamların üzerlerine gidip (kendileri içlerinde iken) evlerini üzerlerine yakıver eyim!
Nefsim elinde olan Allah’a yemîn ederim ki, cemâatten bu geri kalanlarınızın herhangisi burada semiz etli bir kemik parçası yahut iki tane iyi paça bulacağını bilir olsaydı, elbette yatsı namazına gelip hazır bulunurdu”.
Muhammed ibn Yûsuf el-Firabrî şöyle dedi: Yûnus şöyle dedi: Muhammed ibn Süleyman şöyle dedi: Ebû Abdillah el-Buhârî: Mırmât”, “Minsât” ve “Mîdât” gibi mîmi kesrelenmiş olup, davarın iki tırnağı arasındaki et ma’nâsmadır, demiştir.