7186 Bize Muhammed ibrm Ca’fer, Şerîk ibn Abdillah’tan; o da Saîd ibnu’l-Müseyyeb’den haber verdi ki, Ebû Mûsâ el-Eş’arı (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün bir ihtiyâcı için Medine bustânlarından bir bustâna doğru çıktı, ben de O’nun izi üzerinde arkasından çıktım. Peygamber bustânın içine girince, ben O’nun kapısı önünde oturdum ve kendi kendime: “Ben bugün kendisi bana emretmediği hâlde, muhakkak Peygamber’in kapıcısı olacağım” diye ahdettim.
Peygamber gidip ihtiyâcını yerine getirdi ve oradaki kuyunun ağzında örülmüş bileziğin üzerine oturdu ve (serinlemek için) iki baldırını açarak ayaklarını kuyunun içine doğru sarkıttı. Bu hâlde iken akabinde Ebû Bekr geldi de yanına girmek için izin istiyordu. Ben Ebû Bekr’e:
— Sen olduğun gibi burada dur da ben senin için izin isteyeyim, dedim.
Ebû Bekr durdu. Ben Peygamber’e gelip:
— Ey Allah’ın Peygamberi, Ebû Bekr yanına gelmeğe izin istiyor, dedim.
Peygamber:
— “Ona izin ver ve kendisini cennetle müjdele!” buyurdu.
Ebû Bekr girdi ve Peygamber’in sağ yanına gelip oturdu. O da baldırlarını açıp ayaklarını kuyunun içine doğru sarkıttı. Akabinde Omer geldi. Ben ona da:
— Olduğun yerde bekle de ben senin için izin alayım, dedim. Peygamber:
— “Omer’e izin ver ve onu da cennetle müjdele!” buyurdu. Akabinde Omer de gelip Peygamber’in sol tarafında oturdu. O da baldırlarını açıp ayaklarını kuyuya sarkıttı. Bu suretle kuyunun bileziği doldu ve orada oturacak başka bir yer kalmadı. Sonra Usmân geldi. Ben ona da:
— Olduğun yerde dur da ben senin için izin alayım! dedim. Peygamber:
— “Usmân için de izin ver ve onu kendisine isabet edecek belâ ve imtihan ile beraber cennetle müjdele!” buyurdu.
Usmân da içeriye girdi ve onların yanında oturacak bir yer bulamadı da değişik bir yere çekildi ve nihayet.onların karşılarına gelip kuyunun bir tarafı üzerine oturdu. O da baldırlarım açtı, sonra ayaklarını kuyunun içine sarkıttı.
Ebû Mûsâ dedi ki: Ben bu sırada bir kardeşim için temenni etmeye ve Allah’a onun da buraya gelmesini duâ etmeye başladım.
Saîd ibnu’l-Müseyyeb: Ben bu iki sahâbînin Peygamber’in beraberinde ve Usmân’ın yalnız oluşunu, onların kabirlerinin burada birleşmesi ve Usmân’ın da onlardan ayrı olmasıyle te’vîl ettim, demiştir.